DinKültürü Ve Ahlak Bilgisi Ayt-Tyt Temel Kavramlar ektedir. Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Ayt-Tyt Temel Kavramlar.pdf. 603.63 KB. Y kleme: DinKültürü ve Ahlak Bilgisi Paylaşım Portalı Özgün çalışmalar üretir. Bu çalışma, Dikab.com AR-GE ürünüdür AsamusA Aşağıda verilen kavramları açıklamalara uygun olarak eşleştirebilir misiniz? Vahiy, Peygamber, Cüz, Mushaf, 114, Hz.Adem, Hz.Muhammed, DinKültürü ve Ahlak Bilgisi (DÖGEP) faaliyetleri kapsamında Ekim Ayı etkinliğimizi gerçekleştirdik. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DÖGEP) faaliyetleri kapsamında Ekim Ayı etkinliğimizi gerçekleştirdik. Ahlak gelişiminin birincil hedefi, bireyin evrensel ilkeler, yanlış-doğru, hak ve adalet kavramları doğrultusunda kendi doğrularını ve ilkelerini geliştirmesidir. Ahlak gelişimi; bireyin küçük yaşlardan başlayarak toplum tarafından beğenilen, kabul edilen doğru davranışları yapmasıdır. Çevreden gelen tepkilerle MATERYALLER/ 4. SINIF / Ünite Kavramları. En Yeniler En Popülerler. 45.Sevgi Dostluk ve Kardeşlik-Kavramlar.1. Ünite Kavramları. 44.Kur-an'ı Kerimi Tanıyalım-Kavramlar.1. cash. Dinin Toplumsal Açıdan Önemini İlmihâl Kitaplarından Veya Ansiklopedilerden Toplumsal Açıdan Önemini İlmihâl Kitaplarından Veya Ansiklopedilerden Araştırınız. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabı sayfa 11 cevaplarını Toplumsal Açıdan Önemini İlmihâl Kitaplarından Veya Ansiklopedilerden Araştırınız. sorusunun cevaplarını kısaca maddeler halinde arası ilişkileri düzenlerToplumda birlik ve beraberliği artırırKişiler arası sevgi bağları oluşurKişilerin ve dolayısıyla toplumun hayatını düzenlerAynı ibadeti yapıyor olmak kişilerde kardeşlik duygusu oluştururTopluma adalet, özgürlük, eşitlik, iyilik, saygı gibi insancıl kavramları kazandırırKötü davranışlar sergileyenleri toplum dışında tutarSosyal ve ekonomik bir çok katkı sağlarToplumdaki huzursuzlukları yok ederYabancıların toplum üzerindeki kötü emellerini engellerBireylerde kollektif bilinç oluşurİnsanların yalnız kalmasını, psikolojilerinin bozulmasını önler cematle kılınan namaz vb.İbadetler inanan toplumlarda şevkat, merhamet gibi hislerin gelişmesini sağlarToplumda sorumluluk duygusu oluşurSosyal bir toplum oluşmasını sağlarİnsanın ruhunun ölümsüzlük isteğini cevaplar, insanı psikolojik sorunlardan kurtarırBireyi ve toplumu ümitsiz durumlarda güç verirToplumda kötü huy ve adetleri yok eder Kıskançlık, adetletsizlik, cimrilik, bencillik vb.Toplumda suç işleme oranı azalırİLAVE BİLGİ NOTUDin Nedir?“Din; akıl sahiplerini kendi hür iradeleri ile en iyiye, en doğruya ve en güzele ulaştıran ilâhî bir kurumdur.”Din, ferdin de toplumun da vaz geçemeyeceği bir kurumdur. Çünkü din insanla beraber doğmuş ve onunla beraber yaşayan bir duygudur. 1 , 2 268 Ahlak Gelişimi ve Kavramlar Ahlak gelişimini daha iyi anlayabilmek için konuyla ilgili kavramları inceleyeceğiz. Kavramlar sırasıyla törel davranış, bencillik, öykünmecilik, vicdan, özgeciliktir. Törel davranış, toplumun töresine uygun davranıştır. Her toplumun yerleşik ahlak, inanç, gelenek ve görenekleri vardır. Söz gelimi evlenme töreni toplumsal ilkelere ve kurallara uygun yapılırken aynı zamanda töreye uygun, başka bir deyişle inançlara, ahlaka, geleneklere ve göreneklere de uygun olması istenir. Toplumsal davranışın değeri, özelliği, töreye uygun olması orantısında yükselir. Kişilik gelişimi, bireyin isteğine bağlıdır. Birey, kendisini ne kadar çok geliştirmişse kişilik de o oranda sağlam olur. Çünkü bireyin güdülerine “dur” deyip, onu belirli doğrultulara yöneltecek olan bireyin kendini geliştirme isteğidir. Bireyi çeşitli şekillerde davranışa yönelten fizyolojik ve toplumsal güdüler, bireyin gelişmesiyle birlikte belli bir düzene girer. Böylece kişilik, törel davranışların kişide yerleşik hâle gelmesi olarak kabul edilir. Ahlak, toplum içinde bireylerin iyiye ve kötüye aynı anda doğruya ve yanlışa ilişkin davranış biçimleri ve kurallardır. Ahlak, toplum üyelerinin davranışlarının hangilerinin kötü hangilerinin iyi olduğunu gösterir. Törel gelişim, bireyin toplumsal gelişimi ile ilgilidir ve onun bir uzantısıdır. Törel davranışla ilgili olarak toplumdan topluma iyi-kötü, doğru-yanlış gibi değer yargıları değişebilir. Ahlak, toplumdaki bireyleri uymak zorunda bırakır. Bireyler de bu doğrultuda davranışlarını düzenlerler. Törel gelişim içinde, davranışların toplumun uygun göreceği bir biçimde düzenlenmesi de yer alır. Çocuklar, törel davranışlara doğuştan sahip değildir. Daha çok öğrenerek, yaşayarak, uygulayarak benimserler. Çocuk doğuşta ne iyi,ne de kötüdür. Onun nasıl bir birey olacağı doğumdan sonraki yaşantılarıyla ilgilidir. İnsan, yaradılışı gereği iyiye yöneliktir. Çocuğun içten gelen istekleri incelendiğinde “sevgi” ve “iş birliği yapmak” yönünde olduğu görülür. Çocuğun daha sonraki yaşamındaki olumlu ya da olumsuz etkiler, törel davranışlarının değişmesine yol açar. BencillikBencil’i yalnız kendi çıkarlarını düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan birey diye tanımlayabiliriz. Bencillik ise başkalarını umursamadan bireyin bütün eylem ve işlerinin kendi yararına, çıkarına yönelik olması, bu tutumun yaşam tarzı hâline getirmesidir. Temel gelişimde bencil davranışlar aşamasında olan insan, sadece kendi çıkarlarını düşünür. Bencil davranışlar en çok 3-6 yaşlarda görülür. Daha önceki yaşlar, töre dışı davranışlar dönemidir ve bu dönem ilk üç yılı içine alır. Bu çağda çocuk, iyilik ve kötülük düşüncesine sahip değildir. Yalancılığın ve hırsızlığın kötü bir şey olduğunu bilmez. Yalanlar, hayal dünyasının zenginliğinden; hırsızlık henüz mülkiyet kavramı gelişmediğinden meydana gelir. Bencil davranışlar aşamasındaki çocuk, kendini dünyanın merkezi gibi görür. Her şeyin kendi istekleri doğrultusunda olmasını ister. Bu nedenle bu dönem “benmerkezcilik” dönemi olarak adlandırılır. Benmerkezci çocuk; kendini analiz etmek, kendi hakkında düşünmek istemez. Düşünce ve kurgu olan şeyler bile çocuk tarafından maddi gerçekler gibi algılanır. Örneğin kendisine çikolata, kola, cips gibi sevdiği şeyleri veren kişileri, vermeyenden çok sever. Zihinsel yapı tam gelişmediğinden çocuk bu dönemde daha çok duygularının etkisi altındadır. Bazen başkalarını da düşünür gibi olur. Ama yine de dolaylı olarak kendisini düşünür. Bencillik, vicdan ve törel duyguların oluşmasını güçleştirir. Çocuk, bu duyguları ancak çevresindekilerin davranışlarını gözleyerek öğrenir. Bencillik davranışının sonunda çocuk ne gibi tehlikelerin ve cezanın gelebileceğini tahmin eder. Bencil davranışı yapan birey için bunlar pek umursanacak gibi değilse kaçınmanın yolunu biliyorsa, bencil eylemlerine devam eder. Çocukların okula başlama döneminde bu aşamadan geçmiş olması gerekir. Çocuk bu dönemde kuralların bilincindedir, ama doğasını kavrayamaz. Bu dönemde çocuk arkadaş arar. Ancak her çocuk arkadaşla birlikte kendi oyununu oynar. Kazanmak, birinci olmak düşüncesi henüz gelişmemiştir. Öykünme; taklit etme, bireyin başkalarının davranışlarını kendine model alarak benimseyip, yinelemesidir. Bağımlılık, boyun eğmek, itaat etmek için başkasının davranışına olduğu gibi hiç bozmadan uymaktır. Öykünme, çoğunlukla beğenilen takdir gören davranışları yapanlara benzemek için yapılırken; uyma, etki yapanlarla iyi anlaşmak için yapılır. Törel gelişimin öykünmecilik aşamasında olan birey, ne yapması gerektiğini kendi içinde ölçüp tartmadan, kendine kolay geldiği ya da kınanmaktan korktuğu için başkalarının yaptığını yaparak rahat eder. Bu durum toplumsal öğrenme kuramıyla da açıklanabilir. Bu kurama göre çocukların, yetişkinlerin ahlak normlarını öncelikle gözlemledikleri davranışları, kuralları, değerleri dereceli bir taklit etme süreciyle kazandıkları ileri sürülür. Kısacası, öykünme, toplumsal bir öğrenme sürecidir. Birey, öykünmeyle topluma uygun birçok davranışı öğrenir. Öykünmeciliğin olumsuz yönü ise bireyin bu yolu tek öğrenme yolu olarak görmesinin sonucu olarak, kendisine özgü davranma bağımsızlığını yitirmesidir. Vicdan; insanın davranışlarının iyiliğini, kötülüğünü, doğruluğunu, yanlışlığını, haklılığını haksızlığını içsel olarak yargılama gücü olarak tanımlanır. Çocuğun kendisini kontrol edebilmesiyle bireyin davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya yönelten, kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güçtür. Bu güçle birey, davranışları konusunda bir karara varır. Birey bu karara göre kendisini ödüllendirir ya da çocuk, öğrendiği sınırları ve kısıtlamaları benimseyerek toplumsal kurallar karşısında belirli tavırlar elde eder. Bazı çocuklar, büyüdükçe topluma aykırı davranışlar gerçekleştirirler. Örneğin suç işlerler, bazı çocuklar da aşırı vicdanlı olup, genellikle büyüdüklerinde fazla duyarlı, özverili, duygusallık nedeniyle psikologlardan en çok yardım alan kişiler olurlar. Çok utangaç, çekingen, güvensiz, yaptıkları her şeyde çevreye zarar vereceklerinden korkan bu aşırı vicdanlı etmemiz gereken şey, çocukları evde ya da okulda her iki yönde de aşırılıklar içinde duygusal ve ussalakıl vicdan olmak üzere ikiye ayrılır. Duygusal vicdanlılık aşamasında insan davranışlarını duygusal inançlarıyla yargılar. 10 yaşından ergenliğe kadar bu dönem sürer. Zihinsel yetenekler tam anlamıyla gelişmediği için çocuk duygularının etkisindedir. Hoşlanma ilkesi çocuk üzerinde henüz varlığını sürdürmektedir. Bu dönemde çocuk, kendisinden yapması istenen davranış kurallarını öğrenir ve bunlara sıkıca bağlanır. Bağlanılan bu davranış kurallarının bazısı çocuk tarafından benimsenir. Örneğin çok sevdiği bir kişinin aile bireyleri, arkadaş, sanatçı vb. hareketini yapmak zamanla bu hareketin bağımsız olarak yapılması ile sonuçlanır. Bir süre sonra davranışın yapılmasında rol oynayan “önemli kişi” unutulur, yalnızca bu davranış kalır. Çocuk, henüz davranışların nedenlerine inecek gücü gösteremez. Bu nedenle yargıları kutsaldır. Bilimsel tutuma sahip olmayan birçok yetişkin bu basamakta kalır. Bu yetişkinler nabza göre şerbet vermekten hoşlanırlar. Her davranışlarında duygularının etkisi vardır. Fen ve doğa deneyleriyle başlayarak tartışma yöntemiyle çocuklara yavaş yavaş bilimsel düşünebilme gücü kazandırıldıkça çocuk bu basamakta kalmaz, vicdanlılık aşamasına geçen insan, davranışlarını ussal inançlarıyla yargılar. Duygusal vicdanlılıktan ussal vicdanlığa geçen birey, törel ilke ve kuralları usununaklının süzgecinden geçirerek ve sorgulayarak uygular. Bu aşamada insan, törel ilke ve kuralların yerine,zamanına,duruma ve uygulanan bireye göre değiştirilip, geliştirilerek uygulanabileceğinin bilincine varır. Özgecilik İnsanın kendisinden önce başkalarının iyiliğini, yararını düşünüp yardımcı olmasıdır. Başkalarından karşılık beklemeden iyiliğine koşmak ve bu davranışları yaparken, bunun başkalarına zarar verip vermeyeceğini, onları üzüp üzmeyeceğini düşünmektir. Törel gelişimin ulaşabileceği en son aşamadır. Bu dönemdeki çocuklar, duruma göre esnek hareket edebilme yeteneğini kazanırlar. Özgeci birey, başkaları ile sürekli empati içindedir. Karşılaşılan olaylar, kişiler karşısında ussal vicdanına dayanarak davranır. Özgecilik duygusu, kişinin başkalarının iyiliği için çalıştığının belirtisidir. Bu duygu sevginin bir parçasıdır. Bireylerin bencillikten kurtulması, törel duyguların geliştiğini gösterir. Çocuk bencillikten kurtuldukça “özgeci” olmaya başlar. Bu yaştaki, çocuk dünyada başkalarının varlığını,onların da kendisi gibi bir birey olduğunu kabul karşın çocukta yine de bencillik ancak 9-10 yaşlarına ulaştıktan sonra kendi kendini eleştirebilecek bir olgunluk düzeyine ulaşır. Bundan sonra özgecilik duygusu daha da gelişmeye başlar. Özgecilik duygusuna sahip olan bireyde anlayış, sempati, incelik, özveri ve yardım duygusu bir arada birey, törel davranışlarını katı kurallardan kurtararak kendini başkalarının yararına olan amaçlara yöneltir. Böylece birey, yaşamındaki engelleri özgeci bir tutumla kaldırmaya çalışır. Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi sahibi olabilirsiniz. Gençlerin Kişilik Gelişiminde Değerlerin Yeri ve Önemi konusu ile ilgili bütün soruların cevabı sizleri bekliyor… Kişilik; bireyin inanç, tutum, değer, mizaç, duygu gibi yönleriyle fiziksel, ruhsal ve duygusal özelliklerini içine alan geniş bir kavramdır. Kişilikle ilişkili olarak karakter ve mizaç kavramları da kullanılır. Mizaç bireyin duygu ve davranış boyutlarını ifade eden bir kavramdır. Bir durum karşısında hissettiğimiz duygu, duygunun ortaya çıkma süresi ve duygu durumumuzun sürekliliği mizacımız hakkında önemli ipuçları içerir. Aynı durum karşısında bir kişi şiddetli bir tepki verirken, bir diğeri tepkisiz kalabilir. Bu mizaçlarının farklılığından kaynaklanır. Karakter ise insanın içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışı ve değerler sistemine uygun bir davranış tarzını benimsemesine denir. Buradan hareketle karakter, bireyin zaman içinde kazandığı özellikleri ifade etmektedir. Örneğin Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer Hz. Osman ve Hz. Ali farklı mizaçlara sahip olsalar da yetiştikleri çevre ve edindikleri ahlak bakımından benzer karakterlere sahiptir. Kişiliğin bir parçası olan karakter, bireyin sosyal normlara uyumunu ifade ettiğinden, topluma yön veren değerler kişilik gelişimini etkiler. İslam dini bireye öğütlediği ahlaki ilkelerle, kişilik gelişimine olumlu yönde etki eden mesajlar içerir. Kur’an-ı Kerim’de “Şüphesiz Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin işleri, kötülüğü ve taşkınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” buyrularak İslam dininin kişiyi iyiye ve güzele yönlendiren öğütleri vurgulanmıştır. İnsan, hayatını anlamlandıran değerlerle ilk olarak ailede karşılaşır. Çocukların ilk öğrenmeleri ailedeki büyükleri taklit ederek gerçekleşir. Anne baba sahip oldukları değerleri çocuklarına davranışlarıyla aktarır. İslam anne babaya çocuklarına ahlaki değerleri kazandırma sorumluluğu yükler. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur “Hiçbir baba, evladına güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermemiştir.” Gençlerin kişilik gelişiminde ailenin yanında çevrenin etkisi de önemlidir. Gençlik döneminde eğitim kurumları, iletişim araçları, arkadaşlık ilişkileri değerlerin kazanılması açısından belirleyici bir role sahiptir. Toplumların geleceği olan gençlerin iyi yetiştirilmesi eğitim kurumlarının temel görevidir. Teknolojinin gelişmesiyle iletişim araçları çeşitlenerek yaygınlaşmıştır. Bu araçların bilinçli kullanılması gerekir. Aksi halde kişilik gelişimi açısından olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir. Son zamanlarda çokça gündeme gelen teknoloji bağımlılığı ciddi sorunlara neden olmaktadır. Dostluk, insanlar arasında sevgi ve saygıya dayalı bir yakınlıktır. Her insan dostluk kurma ihtiyacı hisseder. Özellikle gençlik döneminde arkadaşlık bağları oldukça güçlüdür. Gençlerin kişilik gelişiminde arkadaş çevresi ve arkadaşlık ilişkileri önemlidir. Bu dönemde gençler birbirlerinden çok etkilenirler. Dolayısıyla arkadaş seçimine dikkat edilmesi gerekir. Yüce Allah “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.” buyurarak dürüst kimselerle birlikte olmayı emreder. Hz. Muhammed de “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.” buyurarak, değerlerin aktarımında arkadaşlığın ne kadar önemli olduğuna işaret etmiştir. Hz. Peygamber İslam’ı anlatırken en büyük desteği gençlerden almıştır. O, gençlerin inançlı, dindar, ahlaklı ve iffetli olarak yetişmesi için çalışmıştır. Özgüvenli ve sağlam bir kişilik sahibi olmaları için onlara çeşitli sorumluluklar yüklemiştir. Mesela Mus’ab b. Umeyr’i genç bir öğretmen olarak Medine’ye göndermiştir. Zeyd b. Sâbit’i genç yaşta vahiy kâtibi olarak görevlendirmiştir. Gençlerin kişilik gelişimi açısından içinde yaşadıkları aile ve toplumun sahip olduğu değerler belirleyici bir öneme sahiptir. Gelecek nesillerin iyi yetişmesini isteyen toplumların temel değerlerine sahip çıkmaları gerekir. Değerlerin sadece bilgi düzeyinde kalmayıp hayata aktarıldığı toplumlarda gençler sağlam bir karakter ve kişiliğe sahip olarak yetişirler. 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları için tıklayınız Sizce Allah’ın her şeyi gördüğüne inanan bir kişinin davranışları nasıl olur? Sizce Allah’ın her şeyi gördüğüne inanan bir kişinin davranışları nasıl olur? Allah’ın her şeyi gördüğüne inanan bir kişinin davranışları nasıl olur?, Sizce Allah’ın her şeyi gördüğüne inanan bir… Read more » Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamlarını biliyor muyuz? Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamlarını biliyor muyuz? Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamlarını biliyor musunuz?, Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamlarını yazınız, Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamları, Cevap Rahman; dünyada, bütün canlılara… Read more » Sizce, evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur? – Evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur? Sizce, evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur? – Evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur? Sizce, evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur?, Sizce, evrendeki mükemmel düzen nasıl kurulmuştur?,… Read more » Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili ayet ve hadis Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili ayet ve hadis “…Kim Müslüman kardeşine yardım eder ve onun ihtiyacını karşılarsa Allah da ona yar­dım eder. Kim Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah da kıyamet… Read more » Dinî ve millî bayramlarımızın hangileri olduğunu araştırarak defterinize yazınız. Dinî ve millî bayramlarımızın hangileri olduğunu araştırarak defterinize yazınız. Dinî ve millî bayramlarımız hangileridir? Cevap Dini bayramlarımız hangileridir? Ramazan bayramı Kurban bayramı Millî bayramlarımız hangileridir? 29 Ekim Cumhuriyet bayramı, 23… Read more » Milli Bayramlarda Yaptığımız Etkinlikler Milli Bayramlarda hangi etkinlikleri yaparız? Milli bayram ve törenlerde hangi etkinlikleri yaparız, milli bayramlarımızı nasıl kutluyoruz bayram kutlamalarında neler yapıyoruz, Milli Bayramlardaki törenlerde hangi etkinlikleri yaparız Milli Bayramlarda Yaptığımız 5 Etkinlik Bayram… Read more » Milli Bayramlarda Niçin Evlerimizi ve Okullarımızı Bayraklarla Süslüyoruz? Milli Bayramlarımızın Toplumsal Birlik ve Dayanışma Açısından Önemi Nedir? Milli Bayramların Önemi Nedir? Milli bayramlar millet olduğumuzu hatırladığımız, önemli günlerdir. Bu bayramlar tarihimizin önemli kırılma noktalarının yıl dönümlerine denk gelir…. Read more » “Ahlak” ve “Etik” Kavramları Arasındaki Farklar Ahlak ile etik kelimeleri benzer şeyler için kullanılsa da aslında bu iki kavram arasında farklar vardır ve insanlar genellikle bu iki kavramı birbirine karıştırmaktadır. Etik, bir topluluk tarafından ileri sürülen davranış kurallarıdır. Bu davranışlar belli bir standart ölçütte değerlendirilerek karar verilir. Etik kuralları dediğimiz zaman, şirket etiği, ulusal etik, sosyal etik, meslek veya ailevi etik vb. sayılabilir. Örneğin, tüm basılı ve görsel yayınlarda uyulması gerekli belli başlı kurallar vardır. Bu kurallar ayrıca o görevi yapan kişileri doğruya ve iyiye yönlendirmek için konulmuştur. Bu nedenle çeşitli raporlar hazırlanır ve bu meslek gruplarına gönderilir. Basın ettiği dediğimiz zaman, muhabir ve gazetecilerin bu etiğe uyması zorunludur. Aksi halde yalan ve yanlış haberler vererek toplumu yanlış yönlendirebilirler. Aynı şekilde avukatların, doktorların, mühendislerin kısaca tüm meslek gruplarının kendi meslek dalları içinde uymaları gereken etik kuralları mevcuttur. Ahlak ise, daha çok gelenek görenek ve dini yaşantılar içinde değerlendirilir. Kişilerin ruhsal ve vicdani yönleri daha baskındır. Ancak bazı ahlak kuralları kişiden kişiye değişebilmektedir. Bir kişi için ahlaki olan bir davranış başka biri için ahlaki olmayabilir. Bu ayrışma kişilerin dini görüşlerine, sosyal çevrelerine ve dünya görüşenlerine göre farklılık gösterebilir. Ahlak kuralları arasında, yalan söylemek, hırsızlık yapmak, iftira atmak gibi eylemler herkes tarafında ahlak dışı olarak kabul edilir. Ancak burada şöyle bir ayırıma gitmek gerekir. Örneğin, düşman askerini tedavi etmek zorunda olan bir doktor, meslek etiği açısından haklıdır ancak kişiler tarafından bu hiç ahlaki bulunmaz. Yine aynı şekilde kürtaj yaptırmak yasal ve etik olabilir ama bazı toplumlarda ahlak kurallarına aykırı olarak kabul edilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Son olarak; etik dediğimiz zaman kişiden kişiye değişmeyen ve herkes tarafından uyulmak zorunda olan kurallar anlaşılır. Ahlak ise, kişiden kişiye veya toplumdan topluma değişiklik göstermektedir.

din ve ahlak kavramları araştırınız