cash. Dünya Sağlık Örgütü, 53 ülkeyi kapsayan aşırı kilo ve obezite araştırmasının sonuçlarını paylaştı. Yapılan araştırma sonucunda Türkiye'nin obezite konusunda Avrupa'nın en sıkıntılı ülkesi olduğu ortaya çıktı. Üstelik çocuklarımız da büyük bir risk altındalar... Dünya Sağlık Örgütü DSÖ, hepimizi ilgilendiren ve ilgilendirdiği kadar da endişe verici olan bir açıklamada bulundu. Kurum tarafından yapılan açıklamada 53 ülkeyi kapsayan bir araştırma yapıldığı ve bu araştırma kapsamında obezitenin Avrupa'da bir salgına dönüştüğü ifade edildi. Yapılan araştırmalara göre obezite, Avrupa'da yıllık 200 bin kanser vakasına ve 1,2 milyon ölüme neden oluyor. Araştırmanın sonuçlarına baktığımızda, Avrupa'da yaşayan her 100 yetişkinden 15'inin aşırı kilolu ya da obez olduğunu görüyoruz. 5 yaş altında olan çocukların yüzde 8'i e obeziteden muzdarip durumda. Ayrıca okul çağındaki çocuklarda da durum pek iç açıcı değil. Araştırmaya göre okul çağındaki her 3 çocuktan 1 tanesi obez. Dünya Sağlık Örgütü, bu oranların ABD'den sonraki en yüksek rakamlar olduğunu belirtiyor. İşin asıl can sıkan yanı, hiçbir ülke bu konuda bir şey yapmıyor. DSÖ, Avrupa ülkelerinin obezite konusunda yeterli çalışmaları yapmadıklarını ve 2025 yılı hedeflerinin çok uzakta olduğunu duyurdu. Avrupa'da aşırı kilo probleminin en yüksek olduğu ülke Türkiye Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan araştırma, Türkiye'nin de kilo problemi olduğunu gözler önüne serdi. Zira Türkiye için açıklanan istatistiklere baktığımızda, Türkiye'nin yetişkin nüfusunun yüzde 66,8'inin aşırı kilolu, yüzde 32,1'inin ise obez olduğunu görüyoruz. Araştırmaya göre Türkiye'deki kadınlar, erkeklere göre daha fazla kilo problemiyle karşı karşıyalar. İşin garip tarafı Avrupa'da kadınların erkeklerden daha fazla kilo problemi yaşadığı tek ülke Türkiye. Aşağıdaki tabloda, yapılan araştırmaya göre kilo probleminin en yüksek olduğu 10 ülkenin hangileri olduğunu görebilirsiniz. Yeşil nokta kadınlar, mavi nokta erkekler, turuncu nokta ise ortalama Türkiye Yüzde 66,8 Malta Yüzde 66,4 İsrail Yüzde 64,3 Birleşik Krallık Yüzde 63,7 Andorra Yüzde 63,7 Yunanistan Yüzde 62,3 Çekya Yüzde 62,3 Bulgaristan Yüzde 61,7 İspanya Yüzde 61,6 Macaristan Yüzde 61,6 Paylaşılan istatistiklere baktığımızda, Avrupa'da yaşayan yetişkinlerdeki kilo problemi oranının yüzde 58,7 olduğunu görüyoruz. Avrupa'daki obezite oranı ise yüzde 23,3 olarak kayıtlara geçmiş durumda. İşin acı tarafı, çocuklarımızın da risk altında olduğu. Zira araştırmaya göre 5-9 yaş aralığındaki çocuklarımızın yüzde 32,7'si kilo problemiyle karşı karşıya. Obez çocuklarımızın oranı ise yüzde 14,9. Bu oranlara Avrupa genelinde baktığımızda 5-9 yaş aralığındaki çocuklardaki kilo probleminin yüzde 29,5, obezite oranının ise yüzde 11,6 olduğunu görüyoruz... Hükümetin aşırı kilo ve obezite ile ilgili politikaları şimdiden merak konusu. Kaynak
Malezya Dışişleri Bakanı Seyfeddin Abdullah ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Çavuşoğlu'nun Malezya ziyaretinde yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Malezyalı Bakan, Çavuşoğlu ile oldukça verimli bir ikili görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, "Sayın Çavuşoğlu'nun ziyareti, Malezya ile Türkiye arasındaki güçlü bağın kanıtıdır. İkili ilişkilerimiz her geçen gün daha da güçleniyor" dedi. Başbakan İsmail Sabri Yakup'un Ankara'ya başarılı bir ziyaret gerçekleştirdiğini, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çok sayıda alanda iş birliğine yönelik verimli görüşmeler yaptığını dile getiren Abdullah, Malezya Kralı Sultan Abdullah Şah'ın da önümüzdeki aylarda Türkiye'ye resmi ziyarette bulunacağını kaydetti. Başbakan Yakup'un ziyaretinin ardından Türkiye-Malezya ilişkilerinin “kapsamlı stratejik ortaklık” düzeyine yükseltildiğini hatırlatan Bakan Abdullah, "İki ülke bakanları olarak, aramızdaki resmi ve gayriresmi görüşmeleri ve diğer bakanlar arasında da temasları arttırarak iki kardeş ülke ilişkilerini önümüzdeki yıllarda çok daha fazla geliştirilmeyi umuyoruz" ifadelerini kullandı. Abdullah, ayrıca 2023 yılında yapılacak Antalya Diplomasi Forumu'na daveti için Bakan Çavuşoğlu'na teşekkür etti. "SERBEST TİCARET ANLAŞMASI'NIN GENİŞLETİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ" Malezya-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması'nın MTFTA Ağustos 2015'te imzalanmasından bu yana iki ülke arasındaki ekonomik hacmin istikrarlı büyüme kaydettiğine dikkati çeken Abdullah, anlaşmayı yatırım, hizmetler ve e-ticaret alanlarına genişletmek üzere sürdürülen müzakerelerin son safhasına geldiğini vurguladı. Abdullah, iki ülke Merkez Bankası'nın, döviz takasının da anlaşmaya dahil edilmesi için mali alandaki müzakerelerin hızla sonuca ulaştırmasını beklediklerini bildirdi. YENİ POTANSİYEL YATIRIM ALANLARI Çavuşoğlu ile görüşmesinde yeni potansiyel yatırım alanlarının araştırılması konusunda da anlaştıklarını, bunlar arasında dijital ekonomi ve askeri savunma sanayinin öne çıktığını dile getiren Malezyalı Bakan, şöyle devam etti "Biz dijital ekonomi ve mikro çip üretiminde iş birliğini geliştirmeyi önerdik, Türk tarafı askeri savunma sanayi konusunda öneride bulundu. Kanımca bu iki alan ekonomik ilişkilerimizi hem hacim hem de nitelik olarak hızla geliştirebilecek potansiyeli içeriyor çünkü burada yalnızca almak veya satmak değil teknoloji transferi ve ortaklığı söz konusu." Malaysia Airports Holdings Berhard MAHB şirketi aracılığıyla İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nın işletmesine katılımın, Malezya'nın, Türkiye ekonomisine yatırımları sürdürme niyetini kanıtladığını vurgulayan Abdullah, Çavuşoğlu ile görüşmesinde bununla bağlantılı konuları ele aldıklarını bildirdi. Abdullah ayrıca, Türk Petrol ve Türk Petrol Açık Deniz Teknoloji Merkezi ile Malezya petrol ve doğal gaz şirketi PETRONAS arasındaki görüşmelerin sürdüğünü, Türkiye'nin yakın dönemde Malezya'ya bu alanda katkı sağlayacağını umduklarını belirtti. AFGAN HALKINA YARDIM İŞ BİRLİĞİ Çavuşoğlu ile görüşmesinde, Malezya'ın Küresel Barış Misyonu ile Türk Kızılayın Afganistan'a insani yardım konusunda iş birliği yapılmasına dair görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Abdullah, iki kuruluşun Afgan halkına destek için birlikte neler yapılabileceği konusunda görüşmeler yürütmesine karar verdiklerini kaydetti. Abdullah, ayrıca, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yarattığı etkileri de göz önüne alarak, gıda güvenliğinin görüşmede gündeme geldiğini belirterek, Çavuşoğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğündeki Ukrayna krizinin çözümüne yönelik diplomatik girişimler konusunda Başbakan Yakup'u bilgilendirdiğini aktardı. Müslüman ülkelerin, sosyal bilimler alanında ortak çalışmalar yürütmesi gereğine değindiklerini kaydeden Abdullah, İstanbul İbn Haldun Üniversitesi ile Malezya İslam Üniversitesi arasında ortak proje yürütülmesi önerisinin de gündeme geldiğini ifade etti.
Kaptan James Cook’un keşfi ile İngiliz sömürgesine dönüştürülmüş Polinezya yerlileri Maori’lerin kutsal toprakları... Nüfusu 500 bin Avustralyalının bu ülkede ikamet etmesine karşın henüz 5 milyona ulaşamazken 70 milyon Merinos cinsi koyunu beslemesi hayvancılıktaki önemini göstermekte. Dünya coğrafyasında sakin bir ülke örneği bilinmesine karşın geçtiğimiz günlerde yaşanan terör olayı ile birden olumsuzluk hedefi haline geldi. Herkes şaşkın, Yeni Zelandalı hepten şaşkın ve şok halinde. Travmayı atlatmaları da zaman alacak eminim. Yeni Zelanda’lıları anlamak için onları yakından ve yerinde tanımak gerek. Kendi öyküme başlamadan bir parantez açmak isterim. Özellikle Birleşmiş Milletler'in yaptığı araştırmalarda Yeni Zelanda adı listelerde ilk beşte olmasa bile ilk onda mutlaka yer alır. Uygarlık, refah, mutluluk, eğitim, yolsuzlukla mücadele, yaşam standardı, sekülerlik, din özgürlüğü, sosyal yardımlaşma, suç oranı en düşük ülkeler arasında ilk sıralarda keza güvenli yaşamda da Yeni Zelanda adı listelerin başındadır. Yeni Zelandalı yönetmen Peter Jackson’ıın ödüllü “Yüzüklerin Efendisi” üçlemesinin üçüncü ve sonuncu filminin “Kralın Dönüşü” galası için başkent Wellington’a davet edilmiştim. Yıl 2004. 30 saatlik bir yolculuk sonrası Yeni Zelanda maceram öncelikle pasaport polisinde başladı. Genç kadın polis hayatında ilk kez Türk pasaportuna damga vurduğunu, bunun kendisi için büyük bir onur olduğunu ve evine gidince ilk iş ailesine bunu anlatacağını gülümseyerek söylerken “Anzak’lar ülkesine hoş geldiniz” dedi. Beni otele götüren taksinin kravatlı şık giyimli şoförü Türk olduğumu öğrenince “Büyük dayım Gelibolu’da savaşmış. Hava kararınca siperlerden iki düşman askerleri birbirlerine yiyecek, sigara atarlarmış. Biz anlatılanlarla Türkleri hep sevdik ve saydık” hatırlatmasını coşkuyla yaptı. Otelde yine sevgi seli ile karşılanmış, anı defterine bir şeyler yazmam istenmişti. Gala yemeğinde dünyanın dört bir köşesinden gelen medya mensupları onar kişilik yuvarlak masalara dağıtılmışlardı. Her masada bir Bakan ve eşi ev sahipliği yapıyordu. Bizim masaya Ticaret ve Balıkçılık Bakanı düştü. Herkes kendini tanıttı. Türk olduğumu öğrenince Bakan “Başbakanımız Helen Clark bu gece galanın açılış konuşmasını yapacak. Sizinle tanışmayı mutlak isteyecektir. Ben basın danışmanına burada olduğunuzu söyleyeyim” diyerek uzaklaştı. Daha sonra Maoriler ünlü “Haka” dansı gösterisinde bulundular. Jet lag’dan sersem gibi önümdeki yemeği tatmaya çalışırken birden biri “ Yeni Zelanda’ya hoş geldiniz” diye adeta kulağıma fısıldadı. Arkamı döndüğümde kadın Başbakan Helen Clark ile karşılaştım. “Şimdi konuşmamı yapacağım. Ama yarın sizi Başbakanlıkta kahvaltıya bekliyorum. Danışmanım David sizi bilgilendirir ” diyerek kürsüye doğru gitti. İlginçtir Başbakan Helen Clark konuşmasının ilk bölümü çok saydıkları Maori yerlilerinin dili ile yaptı ve alkış topladı. Ertesi gün bir Samoalı kadının kullandığı taksi ile Başbakanlığa gittim. Sıradan bir kamu dairesi gibiydi. Ne bir güvenlik önlemi, ne bir polis. Doğrudan resepsiyona gittim. Adımı verdim. Pasaportuma bakıp bir ziyaretçi kartını göğsüme yapıştırdılar. Sonra “İlerdeki asansöre binin 9. kat düğmesine basın Başbakan sizi karşılayacak” hatırlatması yaptılar. 9. katta asansörün kapısı açılınca karşımda dün gece masama kadar gelen Başbakan Helen Clark’ın güleç ifadesini gördüm. Yanında değil koruması, danışmanı bile ortalıkta yoktu. Makam odasına girdik çay, kahve ve kurabiyelerle yaklaşık 50 dakika Gelibolu’yu, Anzakları, Çanakkale Savaşını, Atatürk’ü konuştuk. Bana Atatürk’ün Anzak askerleri ve aileleri için gönderdiği mesajı ezbere okudu ve “Biz daha ilk okulda bunu öğreniyoruz. Çok anlamlı bu sözlerle Türkiye’ye olan sevgimiz ,saygımız her geçen gün yeni nesillerce de benimseniyor” yorumu ile büyük amcasının Gelibolu’da ön cephelerde savaşırken öldüğünü de paylaştı. Başbakan Helen Clark görüşme bitip beni uğurlarken “Gelecek Nisan ayında Gelibolu çıkartmasının 90. yılını Şafak Ayini ile kutlayacağız. Ülkenizde bizim misafirimiz olun” diyerek davette de bulundu. Elbette gittim. Otele döndüğümde Ticaret Bakanı beni yemeğe davet eden bir mesaj bırakmıştı. Beni gelip alacaklardı. Gittiğimiz restoranda Adalet Bakanı dışında Türkiye’nin o dönemki Wellington Büyükelçisi sayın Ünal Maraşlı’yı da davet etmişlerdi. Büyük bir incelikti. Adalet Bakanı ülkedeki suç oranının çok düşük olduğunu belirterek “Cezalar da sadece caydırıcı cinsten. Çoğu da buraya yerleşen yabancılarca işleniyor. Cezaevlerimiz genelde boş” bilgisi vermişti. Büyükelçimiz sayın Ünal Maraşlı beni daha sonra anahtarı bizde olan Atatürk Parkı'na götürdü. Burası Gelibolu Anzak koyuna doğal olarak çok benziyordu. Gelibolu’dan toprak getirtilmiş ve Atatürk’ün Anzak annelerine yazdığı o tarihi duygusal hitabı mermer taşının altına yerleştirilmiş. İnanılmaz bir tanıklık anıydı benim için. Bir Türk gazetecisi olarak yaptığım keyifli yolculuklardan biridir Yeni Zelanda ziyaretim. Şimdi bu korkunç olay yaşandı. Yeni Zelanda kendi dünyasında alabora oldu. Başbakan yine bir kadın. Jacinda Ardem. Ülke yönetimi önce nasıl bir tepki göstereceğini bilemedi. Sonra saate karşı toparlandı. Başbakan Ardem katliamdan bir hafta sonra Christchurch’te ki aynı camii de Cuma namazında birleştirici oldu İslam dünyasına ve Hıristiyan alemine çok ince mesajlar verirken öncelikle Hadis’ten alıntı kadınların başörtüsü takmasını istedi ve “Yaşta biz biriz. Kalbimiz kırık ama biz asla yenilmedik” sözlerini sarfederek teröre karşı ülkesinin tepkisini dile getirdi. Yeni Zelanda aslında bize hem çok ama çok uzak, hem de çok ama çok yakın... İddialı konuşmam gerekirse belki dünyada bizi en çok sayan, seven ve hayran olan tek ülke. Bunun içinde Yeni Zelanda’ya bu zor günlerinde sağduyulu olalım. Umarım yaşananlar ve sonrası bu güzel ülke ile kusursuz ilişkilerimizi incitmez, yıpratmaz. Önümüzde bir “Şafak Ayini” daha var. 25 Nisan’da yani bir ay sonra Yeni Zelanda ve Avustralyalılar Anzaklar ruhu adına fire vermeden bu geleneksel misyonları için yine Gelibolu’ya gelirler.
Salgın döneminde Türkiye’den seyahate izin veren ülkeler olsa da çeşitli kısıtlamalar nedeniyle bu yolculuklar aslında hiç de kolay değil. İşte mevcut durumda en kolay’ seyahat edilebilecek ülkeler... 6 Mayıs 2021 1004 / Gezi - Mekan Yaz sezonunun gelmesiyle tatil için yurtdışı hayalleri kuranların gözü kulağı aşı pasaportu haberlerinde. Ancak ülkeler, henüz uluslararası turizmin canlanmasını sağlayacak bir formülde uzlaşamadı. Hürriyet'in haberine göre, mevcut şartlarda az sayıda ülke Türkiye’den gelişlere izin veriyor ancak buralara seyahat vize, uçuş süresi, PCR testi zorunluluğu gibi faktörler düşünüldüğünde ilk bakıştaki kadar kolay değil. Dahası hastalık durumunu gösterir PCR testleri maliyet açısından vizelerle yarışıyor. Şu ara vizesiz gidilebilecek, uçak yolculuğu 4 saati geçmeyecek ve Türkiye’ye dönüşte istenen PCR testinin uygun bir şekilde yapılabileceği ülkeler listesi merak ediliyor. İşte Türkiye vatandaşlarının görece daha kolay yaz tatili yapabileceği ülkeler MAKEDONYA TEST İSTEMİYOR Son 7 günlük vaka ortalamasının 241 olduğu ülkede Türk vatandaşlarına karantina uygulanmıyor, ayrıca PCR testi de talep edilmiyor. Türkiye’ye dönüş için ise Üsküp havalimanının giden yolcu terminalinin girişine konuşlandırılan laboratuvarda hızlı PCR testi yaptırmak mümkün. Bir saatten kısa sürede sonuç vaadi bu hizmetin artıları. Ancak 1950 liralık fiyat etiketi büyük bir eksi. Bu arada Üsküp’e mayısın son haftası için gidiş-dönüş uçak biletinin bedeli tercih edeceğiniz havayolu şirketine bağlı olarak 1100 ila 1800 TL arasında değişiyor. BOSNA TEST İSTİYOR Turistlere karantina uygulanmıyor ancak ülkeye varıştan en fazla 48 saat önce alınmış negatif sonuçlu PCR testi zorunlu. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki havalimanlarında bu testi yaptırmak mümkün. Sonuçların çıkması 3-4 saat sürerken 250 TL’lik bir ücreti var. Türkiye’ye dönüşte ise Saraybosna havalimanında 510 TL karşılığında 90 dakikada PCR testi yaptırabilirsiniz. Yeni vakaların 500-600 arasında dalgalandığı ülkeye bu ayın son 7 günü için gidiş dönüş uçak bileti 1250-1900 TL aralığında. UKRAYNA’DAN DÖNÜŞ KOLAY Kiev yönetimi Türklerden en fazla 72 saat önce alınmış PCR talep ediyor. Bu ülkeden gelişlerde ise 15 Mayıs’tan itibaren test şartı aranmayacak. Günlük yeni vaka sayısı 3 bin civarında. Daha önce bahsettiğimiz tarih aralığında Kiev’e uçup geri dönmenin bedeli 1050 ila 2150 lira seviyelerinde. ÜRDÜN DE BİR ALTERNATİF Ülkeye girişte en fazla 72 saat önce alınmış PCR testi ibraz etmek gerekiyor. Dönüşte ise havalimanında 2-5 saat arasında sonuç veren testi 330 TL karşılığında yaptırmak mümkün. Ülkede günlük vaka sayıları 1500’ler civarında seyrediyor. İki hafta sonrası için gidiş-dönüş bilet fiyatı ise seçtiğiniz havayoluna göre 2500 TL’den başlayıp 5 bine kadar çıkıyor. MALDİVLER BİRAZ DAHA UZAK BİR SEÇENEK Doğrudan seferlerde sekiz saati bulan uzun uçuş süresi maske ile seyahatte konforlu olmasa da bunu göze alanlar için negatif sonuçlu PCR testi ile karantinasız ve vizesiz Maldivler tatili mümkün. Türkiye’ye dönüşte gerekli testi yaptırabilmeniz için otellere servis veren çok sayıda laboratuvar mevcut. Sonuçların çıkması 6 saati bulurken maliyeti ise 1250-1600 TL aralığında. Mayısın son haftası için gidiş dönüş uçak bileti 7700 TL civarında. Ünlü tatil yöresinde günlük 600 kadar vaka kaydediliyor. KATAR’DA KARANTİNA TATİLİ Türk vatandaşlarının vizesiz seyahat edebildiği Katar, önceden belirlenmiş otellerde 7 günlük karantinayı zorunlu tutuyor. Mayıs ayının son haftası için 5 yıldızlı bir otelde iki kişi 3 öğün yemek dahil konaklama 5700 TL’den başlıyor. 3 yıldızlı otel tercih ederseniz iki kişi için ödeyeceğiniz tutar 3800 lira oluyor. Ülkeye çift yön uçak biletleri 3000-4200 TL aralığında. GÜRCİSTAN AŞISI OLANDAN TEST İSTEMİYOR Ülkeye girişte PCR testi sunmak zorunlu ancak iki doz koronavirüs aşısını da olmuş ve bunu gösterir İngilizce düzenlenmiş belgeye sahip yolcular bu uygulamadan muaf. Dahası Tiflis hükümeti tüm aşıları kabul ediyor. Günlük vaka sayısının 1000 ile 2000 arasında dalgalandığı ülkeye mayısın son haftası için 1150 TL’ye çift yön uçak bileti bulmak mümkün. Türkiye’ye dönüşte zorunlu olan PCR testini havalimanında yaptırmak mümkün değil. Başkentte bu hizmeti 200 ila 400 TL fiyat etiketi ile veren çok sayıda klinik bulunsa da sonuçların ortalama 24 saatte çıktığını unutmayın.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba "Arabuluculukta en başarılı ülke Türkiye oldu" - 2329 Güncelleme - 2341 Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk teklifinde bulunan ülkelerden biri olduğunu belirterek, "Türkiye en başarılısı oldu." dedi. Ukrayna "Arabuluculukta en başarılı ülke Türkiye" Kulebe, Davos Zirvesi olarak da bilinen Dünya Ekonomik Forumu'nda WEF basın toplantısı düzenledi. AA muhabirinin Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk sürecine ilişkin sorusu üzerine Kuleba, "Türkiye farklı gerekçelerle arabuluculuk teklifinde bulunan ülkelerden biriydi. Türkiye en başarılısı oldu. Rusya-Ukrayna müzakere heyetlerinin İstanbul'daki toplantısı da esasen müzakere sürecindeki en yüksek noktaydı." dedi. "İSTANBUL'UN ARDINDAN MÜZAKERE SÜRECİ ÇÖKTÜ" Kuleba, İstanbul'daki toplantının ardından müzakere sürecinin çöktüğünü belirterek, iki ülke arasında müzakereleri yapan çalışma grubunun en son ne zaman toplandığını bile hatırlamadığını söyledi. Rusya'nın sürekli olarak "Ukrayna'nın diplomasiye ihtiyacı yok, Ukrayna bizimle konuşmak istemiyor" şeklinde açıklamalar yaptığını belirten Kuleba, "Fakat bu bir örtbas etme operasyonu." ifadesini kullandı. Kuleba, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün Ukrayna'nın Herson ve Zaporijya bölgelerinde yaşayanların Rus vatandaşlığına alınmasını kolaylaştırıcı karar imzalamasına da tepki göstererek, "İyi niyetli bir müzakere istiyorsanız böyle şeyler yapmazsınız. Bu kadar basit." ifadesini kullandı. Alman bir gazetecinin sorusu üzerine ise Kuleba, savaşı kazanmak için ağır silahlara ihtiyaç duyduklarının altını çizdi. Almanya'nın elindeki Marder tipi tank ve Leopard tankların Ukrayna'ya tedarik edilebileceği mesajını veren Kuleba, "Tabii ki hayalimiz Alman Leopard tankları." dedi. Kuleba, şu an için böyle bir ihtimalin uzak olduğunu söyledi. Kuleba, her savaşın diplomasi yoluyla sona erdirildiğini, bununla beraber Rusya'nın tankıyla, topuyla ve uçaklarıyla Ukrayna'ya saldırılarını sürdürdüğünü kaydetti.
türkiye den en uzak ülke