ÇERÇEVEZAMLAR. TİGEM 2. Dönem TİS'imiz, 1 Ocak 2015 ile 31 Aralık 2016 arasını kapsayacak şekilde, 2 yıllık olarak bağıtlandı. Sözleşme, ücret ve ücrete bağlı diğer ödemelerde, konfederasyonumuz Hak-İş ile Hükümet adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik arasında imzalanan 2015 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü'nde
DevletMalzeme Ofisinin iştigal konusuna giren “Kataloğa Alınacak Malzeme Çeşitleri Listesi” nde yer alan ürünlerle, Katalogda yer almak isteyen ve ürünlerinin Kataloğa alımı uygun görülen firmalarla 2 yıl süreli Katalog Kapsamındaki Firmalardan Gerçekleştirilecek Açık Satışlara Ait Satın Alma Sözleşmesi yapılır.
KamuToplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü, 2011; Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü, 2013; Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü, 2015; Söz konusu Genelgenin 2011-2019 yılı çıktılarını incelemesi açısından çıktı analizine başvurulmuştur. Çalışmada
2021YILI KAMU TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ ÇERÇEVE ANLAŞMA PROTOKOLÜ. Anlaşma gereğince, toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihinde aylık brüt çıplak ücretleri 4.100,00 TL’nin altında olan işçilerin aylık brüt çıplak ücretleri 4.100,00 TL’ye çekilmiştir. Kamu işçilerinin ücretlerine 2021-2022
Hükümetve işçi konfederasyonları, kamu kurum ve kuruluşlarındaki 700 binden fazla işçiyi ilgilendiren 2021 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü üzerinde anlaşma sağladı. Hükümet ile Türk-İş ve Hak-İş arasında 2021 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü ile ilgili 31 Mayıs'ta
cash. Kamu işçisinin 2019-2020 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını belirleyen 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü hükümet ile Hak-İş arasında imzalandı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü görüşmeleri kapsamında Bakanlığın Reşat Moralı Salonu'nda bir araya geldi. Bakan Selçuk, müzakere sürecini ortak akıl ve katılımcı yönetim ilkeleri ile istişare kültürüne uygun şekilde yürüttüklerini söyledi. Hak ve talepleri bütüncül bir anlayışla değerlendirip, mali ve sosyal dengeleri korumaya dikkat ettiklerini belirten Selçuk, şöyle konuştu"Her zaman çözüm odaklı yaklaşım içinde olduk. Çalışanlarımızın hak ve hukukunu gözetmek bizim için iradenin yanında hem inanç hem ahlak hem de bir demokrasi meselesidir. Kul hakkı, malumunuz, inanç ve değerler dünyamızda çok özel bir yere sahip. Çalışanlarımızın alın terinin hakkını vermeyi önemsiyoruz." - "Sağduyunun olduğu zeminlerde anlaşma da mümkün oluyor" Selçuk, emeğe olan saygılarının dün olduğu gibi bugün de kendilerini motive ettiğini ifade ederek, "İşçilerimizi enflasyona ezdirmeme konusundaki kararlı duruşumuzdan, hiçbir zaman geri adım atmadık." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin önünde 4 yıllık kesintisiz icraat döneminin bulunduğunu dile getiren Selçuk, şunları kaydetti "Devlet, milleti için vardır. Her zaman bu ilkeyle hareket ettik, etmeye de devam ediyoruz. Bunun için attığımız her adımda sosyal tarafların görüşlerini almaya özen gösteriyoruz. Bakanlık olarak gerek kamu işçilerimizin toplu iş sözleşmesi görüşmeleri gerekse de memurlarımızın toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde, makul ve gerçekçi bir sonuca ulaşma adına büyük özen gösterdik. Heyet olarak; görüş veren, konuyla ilgisi olan herkesi dinledik, dinliyoruz. Farklı bakış açılarıyla bu işin her türlü muhasebesini yapmaya gayret ediyoruz. Amacımız, sadece alın terinin hakkını vermek ve bu konuda karşılıklı uzlaşıyı sağlamak. Çünkü bu devlet hepimizin. Burada mutlaka kamu bütçesinin imkanları çerçevesinde hareket etmek durumundayız. Anlaşma niyetinin gerçekte var olduğu ve sağduyunun hakim olduğu zeminlerde anlaşma sağlamak da mümkün oluyor. Hepimiz için hem makul hem makbul bir uzlaşıyı sağlamış oluyoruz."- İlk yıl yüzde 8+4, ikinci yıl 3+3 zam Bakan Selçuk, çalışanların hakkını vermenin kendileri için bir sorumluluk ve mecburiyet meselesi olduğunu belirterek, imzalanacak sözleşmeyle ilgili şu bilgileri verdi "Protokol kapsamında, brüt 3 bin 500 liranın altında ücret alan kamu işçilerimize, brüt ücret 3 bin 500 lirayı aşmayacak şekilde 150 lira iyileştirme yapıyoruz. Kamu işçilerimizin ücretlerine 2019'un ilk altı ayında yüzde 8 oranında, ikinci altı ayında yüzde 4 oranında zam yapılması konusunda uzlaştık. Biliyorsunuz, kamu işçilerimiz ocak ayında yüzde 6,69 oranında bir enflasyon farkı zammını da almışlardı. 2019 yılı için üzerinde uzlaştığımız zamlarla birlikte, yıl geneli toplam ücret zammı yüzde 19'u aşmış durumda. 2020 yılı için ise ilk ve ikinci altı ayda yüzde 3'er oranında ücret artışı gerçekleştireceğiz. Üzerinde uzlaştığımız bu zam oranları enflasyonun altında kalırsa, kamu işçilerimiz enflasyon farkını da almaya devam edecekler." - "Türkiye'nin gücüne güveniyoruz" Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da uzlaşma ve diyalog anlayışı ile masada kalıp sorunları birlikte çözme iradesini çok önemli bulduklarını Kesimi Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin uygulamadan kaynaklı zorluklarını yaşadıklarını belirten Arslan, şunları kaydetti "En fazla üyeye sahip konfederasyonla toplu sözleşmenin sonuçlandırılması geleneği bu dönemde de devam etti. Bu nedenle biz kendi özgün talep ve beklentilerimizi, örgütlü olduğumuz iş yerlerimizle kaynaklı sıkıntıları ayrıntılı ifade etsek de önümüzde imzalanmış Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü var. Buna saygı duyuyoruz. Bizim beklentilerimizi karşılamasa da uzlaşmayla ortaya çıkmış bir metin, bu metini biz de genel hükümleriyle kabul ettiğimizi ifade ettik." Arslan, talepleri karşısında sergilediği anlayışlı tutumdan ötürü Bakan Selçuk'a teşekkür ederek, "Türkiye'nin içerisinde geçtiği zor süreçlerin farkındayız. Türkiye'nin gücüne güveniyoruz." dedi. Hem taşerondan kadroya geçen işçiler hem de geçici mevsimlik işçilerle ilgili beklentilerinin gerçekleşmesini istediklerini ifade eden Arslan, "Kamu çalışanlarımızın beklentileri çok daha fazla olsa da bu beklentileri azami ölçüde karşılama konusunda hükümetimizin çabalarını, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Bakanımızın çabalarını da takdirle karşılıyoruz." dedi. Konuşmaların ardından, Türk-İş ile 12 Ağustos'ta imzalanan 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü hükümet ile Hak-İş arasında da kamudaki yaklaşık 200 bin işçinin 2019-2020 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını içeriyor. Twitter'dan takip etmek için tıklayınız
09 Ağustos 2022, Salı ANA SAYFA Haberler Galeri 2019 toplu iş sözleşmesinde son dakika gelişmesi! Kamu işçileri ne kadar zam alacak? Türk-İş teklif verdi' Son dakika haberi... Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay bir araya gelerek kamuda çalışan yaklaşık 200 bin işçinin 2019-2020 döneminde alacağı zam oranını konuşmuştu. Görüşmede, 2019 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolünün yol haritasıyla ilgili görüş alışverişinde bulunulurken, Türk-İş teklifini bugün sundu. Türk-İş'in teklifi sonrası kamu işçilerini ilgilendiren toplu sözleşme şartları için pazarlıklar başlayacak. Peki, kamu işçileri ne kadar zam alacak? İşte Türk-İş'in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na sunduğu teklif... Giriş Tarihi 1523 Güncelleme Tarihi 1656 1 21 2019 toplu iş sözleşmesinde son dakika gelişmesi! Kamu işçileri ne kadar zam alacak? Türk-İş teklif verdi' Toplu iş sözleşmeleri ile ilgili ilk zam teklifi Türk -İş tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na sunuldu. Teklifte işçiler için zammın yanında refah payı da istendi. 200 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmeleri 2 yıllık olarak imzalanacak. Kamuda çalışan işçilerin maaşları ile ilgili açıklamalarda bulunan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay istedikleri en düşük maaşı da açıkladı. Peki, Kamu işçileri ne kadar zam alacak? İşte toplu iş sözleşmesi için yapılan teklif ve detaylar... GALERİ DEVAM EDİYOR 2 21 2019 toplu iş sözleşmesinde son dakika gelişmesi! Kamu işçileri ne kadar zam alacak? Türk-İş teklif verdi' TÜRK-İŞ ZAM TEKLİFİNİ SUNDU Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesine dair taleplerini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk'a sundu. Türk-İşi tüm kamu işçilerine seyyanen brüt 300 lira zam, ilk altı ay yüzde 15, iki, üç ve dördüncü altı aylar enflasyon 3 puan refah payı talep etti. 3 21 2019 toplu iş sözleşmesinde son dakika gelişmesi! Kamu işçileri ne kadar zam alacak? Türk-İş teklif verdi' ÇERÇEVE PROTOKOL TEMMUZ AYINDA İMZALANACAK Görüşmelerin ardından temmuz ayında imzalanacak çerçeve protokol ile kesin zam oranı belirlenecek. 2017-2018 yıllarını kapsayan önceki toplu iş sözleşmesinde, ilk yıl birinci altı ay yüzde ikinci altı ay yüzde 5, ikinci yıl ise 6'şar aylık dönemler halinde yüzde oranında ücret artışı yapılmıştı. Enflasyonun 6'şar aylık dönemlerdeki ücret artışını aşması halinde de enflasyon farkı yansıtılmıştı. 4 21 2019 toplu iş sözleşmesinde son dakika gelişmesi! Kamu işçileri ne kadar zam alacak? Türk-İş teklif verdi' EN DÜŞÜK İŞÇİ MAAŞI TALEBİ BELLİ OLDU! Teklif öncesi açıklamalarda bulunan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay en düşük işçi için talep ettikleri ücreti açıkladı. Ergün Atalay'ın açıklamaları şöyle; 5 21 2019 toplu iş sözleşmesinde son dakika gelişmesi! Kamu işçileri ne kadar zam alacak? Türk-İş teklif verdi' "Ancak bizim de bazı hassasiyetlerimiz var. Öncelikle enflasyonun altında olacak bir oran kimseyi memnun etmeyecektir. Bu nedenle çalışanlarımıza enflasyonu ezdirmeyecek bir teklif önereceğiz. İkinci hassasiyetimiz ise, en düşük ücretlerde biz baz oluşturulmasını talep ediyoruz."
İŞÇİLER TÜRK-İŞ’İN İMZALADIĞI ÇERÇEVE SÖZLEŞMEYLE NELER KAYBETTİ?Kamuda çalışan yaklaşık 200 bin işçiyi kapsayan 2019 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü geçtiğimiz hafta Türk-İş ile Hükümet arasında imzalandı. Sözleşme kamuoyunda, içerdiği maddelerden çok Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a mikrofon açıkken söylediği “uzasa işi karıştıracağız, en azından kapattım böyle” sözleriyle Merkezi bu raporla, bu tartışmalı çerçeve protokolü hem hükümleri bağlamında ele alıyor hem de kamu işçileri için özgür toplu sözleşme düzeninin sonu olarak nitelendirilebilecek “bağlayıcılık” ilkesini tartışıyor.***Hükümet ile Türk-İş, 1993 yılından bu yana, kamu kesiminde çalışan işçilere ilişkin olarak bir çerçeve anlaşma protokolü imzalıyor. 1990’lı yılların başlarında, Türk-İş hükümetle yaptığı görüşmeleri kamuda yetkili sendikalara üye yaklaşık 800 bin işçi adına yürütüyordu. Özelleştirmeler yoluyla birçok kamu işletmesinin ya özel sektöre devredilmesi ya da tasfiye edilmesi sonucu kamuda çalışan işçi sayısı yıllar içinde radikal biçimde azaldı. Bugün kamu kesimi çerçeve sözleşmesinin kapsamındaki işçi sayısı 200 bine kadar SÖZLEŞME İŞÇİLERE NE KAYBETTİRDİ?1- ÖNCEKİLERDEN FARKLI OLARAK ÇERÇEVE SÖZLEŞME SENDİKALAR İÇİN BAĞLAYICIDIRKonfederasyonun hükümetle imzaladığı çerçeve protokoller, işkollarında üye sendikaların daha sonra işyerleri için imzalayacağı toplu iş sözleşmeleri için yol gösteren, çerçeve sunan anlaşmalardı. 12 Ağustos günü imzalanan çerçeve anlaşma protokolünün neredeyse çeyrek yüzyıldır yapılan diğerlerinden en önemli farkı bağlayıcı olmasıdır. Yani konfederasyonun imzaladığı bu çerçeve protokol sendikaları bağlıyor, sendikalar kendi işkollarında yapacakları toplu iş sözleşmelerinde, çerçeve sözleşmede belirlenenlerin üzerinde hak talep düzenleme 24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 696 sayılı KHK’nın 112. maddesinde yapılan düzenlemeyle gerçekleşti. Düzenleme 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na Ek 2. madde olarak eklendi ve tarihli 7079 sayılı Kanun ile kalıcı hale göre hükümet, kamu işveren sendikaları ve işçi sendikaları arasında, kamu kurum ve kuruluşlarında, il özel idarelerinde, belediyelerde ve belediye şirketlerinde çalışan işçilerin mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere imzalanan kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolü hükümleri, geçerlilik süresi içinde, işyerleri ve taraf konfederasyona üye sendikalar için kadar konfederasyonun imzaladığı çerçeve protokolünden memnun olmayan bir sendika, gücüne ve örgütlülüğüne güveniyorsa protokolde yer alan hakların üzerinde haklar için pazarlık yapabiliyor, uyuşmazlık tutabiliyor ve sonrasında yasal greve gidebiliyordu. Şimdi ise konfederasyonun imzaladığı çerçeve anlaşma protokolünün “bağlayıcı” niteliği işkollarında sendikaların uyuşmazlık tutmasını engelliyor ve grev hakkını fiilen ortadan sadece Türk-İş değil, bağlı sendikalar da yasa düzenlemesi sırasında ses ÇERÇEVE PROTOKOL KAMU İŞÇİSİNE KRİZ FATURASIDIRToplu sözleşmelerde, işçilerin özellikle birinci altı ayda ücretini iyileştirmesi, diğer altışar aylarda da en azından enflasyon üzeri refah payı alması beklenir, bu hedeflenir. Tersi durumda zaten toplu sözleşmeye gerek kalmaz, bir kararname ile ücretler enflasyona yüksek enflasyon koşullarında bu daha önemli hale gelir. Türk-İş’in imzaladığı çerçeve protokoldeki ücret artışları neredeyse enflasyona endekslidir. Üstelik TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının ücretli çalışanların harcama kalemlerindeki fiyat artışlarını yansıtıp yansıtmadığı tartışma konusu olmaya devam protokolün, işçileri enflasyon karşısında ezdirmemek yerine işçilerin yaşam koşullarını düzeltmek amacı gütmesi gerekiyordu ki işçiler için sendikalı olmak bir anlam Atalay’ın sözleri bu konuda Türk-İş’in bakış açısını çok iyi anlatıyor. Mikrofon açıkken yaptığı gaf nedeniyle aldığı tepkilere yönelik verdiği demeçte Atalay daha da büyük gaflara imza atıyor ve ülkenin ciddi bir ekonomik kriz içinde olduğunu belirtmesinin ardından, “toplu sözleşme görüşmeleri en az hasarla atlatılmıştır” ifadelerini kullanıyor. Katıldığı bir başka televizyon programındaysa çerçeve protokolde yüzde 8’e imza atmanın tüm sendika başkanlarının ortak görüşü olduğunu belirtiyor ve Cumhurbaşkanı ile görüşerek sözleşmeyi nasıl imzaladıklarını şu sözlerle anlatıyor “Cumhurbaşkanına geleceğimiz noktayı, 8’i söyledik, sonra dedik 150 lira para istiyoruz’. O da dedi tamam’, bakana talimat verdi, gittik, anlaştık, imzaladık”.Toplu sözleşme dönemini, yeni kazanımlar sağlayan bir dönem olarak değerlendirmek yerine, hasarsız atlatılması umulan bir dönem olarak ele alan; sözleşmeyi Cumhurbaşkanıyla temaslarla çözen bir sendikal anlayışın kriz döneminde zaten başka bir anlaşmaya imza atması protokol kamu işçisine kriz faturası ÇERÇEVE PROTOKOL ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM ÖZEL SEKTÖRDE BAŞLAYACAK TOPLU SÖZLEŞMELER İÇİN EMSAL TEŞKİL çerçeve protokol, kapsadığı 200 bin kamu işçisinin dışında çok daha geniş bir işçi kitlesini olumsuz etkileyecektir. Çünkü protokol önümüzdeki dönem özel sektörde yapılacak birçok toplu iş sözleşmesi için emsal teşkil kamu çerçeve protokolünü önceleyen biçimde TÜPRAŞ’ta Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan toplu sözleşme ilk altı ay için yüzde 6 ücret artışı içermekteydi. TÜPRAŞ sözleşmesi ile Hükümet ve Koç grubu şahsında sermaye sınıfı toplu sözleşmelerdeki yol haritasına ilişkin sinyali vermiştir. Halihazırda yürüyen ve hükümetin verdiği ciddiye alınamayacak düşük tekliflerle gündeme gelen kamu emekçisi ve emeklilerinin 5. dönem toplu sözleşme görüşmelerine de Türk-İş’in çerçeve anlaşması emsal teşkil yandan tekstil grup sözleşmeleri sessiz sedasız devam etmektedir. Çerçeve protokolde imzası bulunan Türk-İş yönetim kurulu üyesi Nazmi Irgat, Teksif genel 1 Eylül yürürlüklü, 100 binin üzerinde işçiyi kapsayan metal grup toplu sözleşme süreci başlayacaktır. Pevrul Kavlak, Türk-İş Genel Sekreteri olmasının yanı sıra metal grup sözleşmesinin yetkili sendikalarından Türk Metal’in genel başkanlığı görevini yürütmektedir. Kamu çerçeve sözleşmesi, sonrasında yapılacak tüm sözleşmeleri baskı altına TAŞERON İŞÇİLERİ SÖZLEŞMEDEN YARARLANAMADI Kamuda çalışan taşeron işçilerinin önemli bölümü, 696 sayılı KHK ile 2 Nisan 2018 tarihinde kadroya geçirildi ancak bu durum onların kamu işçilerinin koşullarına sahip olması anlamına gelmedi. Kadroya geçen taşeron işçilerinin çalışma koşulları Yüksek Hakem Kurulu’nun taşeron işçilerine ilişkin sonuçlandırdığı, süresi en geç sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlendi. Buna göre, kadroya alınan taşeron işçileri belediyelerde 30 Haziran 2020, diğer kamu kurumlarında 31 Ekim 2020 tarihine kadar enflasyon farkı olmaksızın sadece yüzde 4 oranında ücret artışı toplu sözleşme görüşmeleri esnasında Türk-İş kadroya geçirilen işçilerin de yeni sözleşmenin kapsamına alınmasını talep etti ancak bu işçiler ne sözleşme kapsamına alındı, ne de enflasyon farkı almaları sağlanabildi. Dolayısıyla kamu kurumlarında ve belediyelerde çalışan yüzbinlerce işçi yine arafta bırakıldı. 2020 yılında sözleşmenin nasıl yapılacağı, çalışma koşulları ve ücretler anlamında aralarında çok büyük farkların bulunduğu kamu işçileriyle sonraki dönemlerde aynı kamu çerçeve anlaşma protokolünün parçası olup olmayacakları gibi sorular yine yanıtsız kaldı.***ÇERÇEVE ANLAŞMA PROTOKOLÜN İÇERİĞİTürk-İş ile hükümet arasında imzalanan çerçeve protokol ile Türk-İş’in teklifi karşılaştırıldığında arada ciddi bir uçurum olduğu toplu sözleşmeleri 1 Ocak ve 1 Mart yürürlüklü olarak imzalanıyor ve bilindiği gibi, bir önceki çerçeve protokolden kaynaklı olarak, kamu işçilerinin önceki dönem toplu iş sözleşmesinin son günü ücretlerine, son altı ayın enflasyon farkı, yeni toplu sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ekleniyor. Yeni dönem zamları ise bu düzeltmenin ardından hesaplanıyor. 2019 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksi’nin 2018 Aralık Ayı Tüketici Fiyat endeksine bölünmesiyle yılın ilk altı ayı için enflasyon hesabı yapıldığında, altı aylık enflasyonun yüzde 5,01 olduğu görülmektedir. İmzalanan çerçeve protokol, 1 Ocak 2019 yürürlük tarihli sözleşmeler için ilk altı aylık dönemde “resmi” enflasyonun sadece 3 puan üzerindedir. Aylık brüt çıplak ücreti TL ve üzeri olan kamu işçilerine yüzde 15’lik gelir vergisi dilimine göre sağlanan artış net 200 TL ile 275 TL arasında tablo, Türk-İş’in teklifi ile imzalanan çerçeve anlaşmayı karşılaştırmalı olarak ele dair hükümlerin değerlendirilmesiÇeşitli ücret seviyelerindeki maktu artışlar hem Türk-İş’in teklifine hem de imzaladığı sözleşmeye göre aşağıdaki tabloda hesaplanmıştır. Bu karşılaştırma için ve TL düzeyindeki brüt ücretler baz da görülebileceği gibi, örneğin aylık brüt TL ücret alan bir kamu işçisine, Türk-İş’in ilk teklifiyle TL ücret artışı yani yüzde 36,56’lık bir zam öngörülüyordu. Bu artış, sosyal ödemeler ve TL’lik ek ödeme dahil edilmeden hesaplanmıştır. Türk-İş’in bu teklifin ardından imzaladığı sözleşmeye göre ise aynı işçi, iyileştirmeyle birlikte 418 TL ücret artışı, yani yüzde 13,06 oranında zam teklifi, aylık brüt TL düzeyinde ücret alan bir işçi için 870 TL artış öngörmekteydi ve bu artış yüzde 24,86 oranında zamma denk gelmektedir. İmzalanan sözleşmeyle, aynı işçi 280 TL ücret artışı yani yüzde 8 almaktadır. Başka bir deyişle Türk-İş, TL düzeyinde ücret alan işçilere 870 TL ücret artışı teklif etmiş ancak 280 TL ücret artışıyla bu sözleşmeyi “kapatmıştır”.Baz alınan diğer ücret seviyelerindeki benzer durum da yukarıdaki tabloda yer anlaşma arasındaki önemli farklardan biri de refah payı olmuştur. Türk-İş’in enflasyon artı yüzde 3 refah payı teklifinin yerine imzalanan metinde ikinci altı ay için yüzde 4, üçüncü ve dördüncü altı aylık dilimler için ise yüzde 3 ücret artışı tanımlanmış, enflasyonun bunun üzerinde çıkması durumunda enflasyon farkı alınacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla kriz döneminde sözleşme ücret artışı sağlamak yerine yalnızca ücretleri enflasyon karşısında korumaya odaklanmış, işçiler TÜİK’in tartışmalı enflasyon rakamlarına mahkûm ücret artışları gelir vergisi dilimlerinden kaynaklı kaybı bile telafi önemli taleplerinden biri de ek ödeme idi. Bilindiği gibi gelir vergisi dilimleri, kümülatif gelir vergisi matrahına göre belirlenmekte ve işçilerden kesilen gelir vergisi yıl içerisinde kademeli olarak artmaktadır. Dolayısıyla işçilerin Ocak ayında aldıkları ücret, Aralık ayına kadar kademeli olarak düşmektedir. Türk-İş’in ek ödeme talebi, bunu telafi edebilmeye yönelikti ve teklifte yıllık brüt TL olarak yer aldı. Ancak anlaşma metnine vergisi kesintilerinin ücreti nasıl etkilediği, Ocak yürürlüklü toplu sözleşme öncesi TL alan bir işçinin 2019 yılı içindeki gelir vergisi oranlarını gösteren aşağıdaki tablodan takip edilebilir. TL’nin üzerine birinci altı ay zammı yüzde 8 ve Temmuz ayından itibaren ikinci altı ay zammı yüzde 4 olarak görüldüğü üzere, örnek işçinin Aralık ayında eline geçecek olan aylık ücret, ilk ve ikinci altı aylık ücret artışlarını almış olmasına rağmen Ocak ayında aldığı ücretin 334,73 lira altındadır.***SONUÇTürk-İş’in imzaladığı 2019 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü ile1- Yüksek hayat pahalılığıyla boğuşan kamu işçileri düşük ücret artışlarına mahkûm Kadroya geçirilen taşeron işçilerine bu bile çok görüldü. Onlar sözleşmenin kapsamı dışında Kamu işçilerinin işletme düzeyinde toplu pazarlık hakkı ortadan Kamu işletmelerinde olası grevler baştan Halen devam eden ya da önümüzdeki dönem başlayacak olan özel sektör toplu iş sözleşmeleri baskı altına Türk-İş bu çerçeve sözleşmeyi imzalamak zorunda değildi. Bu durumda işkolları için bağlayıcı bir anlaşma olmaz, sendikalar kendi pazarlık haklarıyla ve grev silahıyla masaya Emek MerkeziAğustos 2019
Konfederasyonumuza bağlı yaklaşık 70 bin işçiyi ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü, 22 Ağustos 2019 tarihinde Genel Başkanımız Mahmut Arslan ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından imzalandı. İmza töreni, Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Genel Başkan Yardımcılarımız Dr. Osman Yıldız, Mehmet Şahin, Av. Hüseyin Öz ve konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın başkan ve yöneticilerinin katılımlarıyla gerçekleştirildi. 2019-2020 yılları için geçerli olan sözleşmeye göre, brüt maaşı 3 bin 500 liranın altında olan kamu işçisine 150 liraya kadar iyileştirme yapılacak. 2019 yılı için yüzde 8+4, 2020 yılı için ise yüzde 3+3 zam ve enflasyon farkı verilecek. İmza töreninde konuşan Genel Başkanımız Mahmut Arslan, imzalanan toplu iş sözleşmesinin ülkemiz, bütün kamu çalışanları ve HAK-İŞ üyesi sendikalar için hayırlı olmasını diledi. “Önemli Bir Kazanım Olarak Görüyoruz” Bir toplu iş sözleşmesinin olumlu ve tarafların üzerinde uzlaştığı yönlerinin öne çıkarılmasının doğal olduğunu belirten Arslan, “Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolünü bu anlamda önemli bir süreçte gerçekleştirilen önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Kamu çalışanlarımızın beklentileri çok daha fazla olsa da bu beklentileri azami ölçüde karşılama konusunda hükümetimizin çabalarını, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Bakanımızın ve diğer yetkililerin çabalarını takdirle karşılıyoruz. Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nün imzalanması yeni bir başlangıçtır” dedi. “Masada Kalma ve Birlikte Sorunları Çözme İradesini Önemli Buluyoruz” HAK-İŞ olarak Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü müzakereleri sürecinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile bir araya geldikleri her toplantıda, uzlaşmaya odaklanan, sorunları çözmek için çaba sarf eden ve Birlikte Türkiye’yiz’ mesajı vermeye çalışan bir çaba gördüklerini dile getiren Arslan, “Taleplerimizin hepsi kabul edilmese de istediğimiz her şey toplu sözleşmede elde edilmese de uzlaşma anlayışını, diyalog anlayışını, masada kalma ve birlikte sorunları çözme iradesini çok önemli buluyoruz. Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmeleri sürecinde Sayın Bakanla ve heyetiyle bir araya geldiğimiz her toplantıda bunun altını çizdik ve bu doğrultuda yürüdük. Bizim beklentilerimizi karşılamasa da uzlaşma ile ortaya çıkmış metni genel hükümleriyle aynen kabul ettik. Bu uzlaşma burada sağlanmış oldu” dedi. Protokol öncesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile bir araya geldiklerini anlatan Arslan, “İmza töreni öncesinde Sayın Bakanımızla bir araya gelerek gıda, tarım ve orman iş kolumuzdaki sendikalarımızın örgütlü olduğu işyerleri olan ÇAYKUR ve Orman Genel Müdürlüğü başta olmak üzere, sağlık, büro, medya, taşımacılık ve genel işler kolundaki işyerlerimizdeki sorunları ayrıntılı bir şekilde anlattık. Bu konudaki taleplerimizi ifade ettik. Geçici mevsimlik işçilerle ilgili ve 696 sayılı KHK ile kadroya geçen arkadaşlarımızla ilgili beklentilerimizi anlattık. Sayın Bakanımız taleplerimize karşı yapıcı ve çözümü mümkün olan sorunların çözülmesi konusundaki kararlılığını ve iradesini bir kez daha ortaya koydu. Bu bizim için yazılmış metinler kadar değerlidir. Bakanımızın bu kararlılığına, taahhütlerine ve iradesine teşekkür ediyoruz. Toplu iş sözleşmemizin bu çerçevede sonuçlanması için verdiği çaba için Kamu İşveren Sendikası Genel Sekreterine teşekkür ediyorum. HAK-İŞ’e bağlı sendikalarımızın Genel Başkanlarına ve yönetim kurulu üyelerine bu konudaki çaba ve gayretleri için teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Selçuk, 2019-2020 yılları için geçerli olan sözleşmede kamu işçisine 2019 yılı için yüzde 8+4 zam, 2020 yılı için ise yüzde 3+3 ve enflasyon farkı verileceğini, brüt maaşı 3 bin 500 liranın altında olan kamu işçisine ise 150 liraya kadar iyileştirme yapılacağını, bu zam oranlarının enflasyonun altında kalması durumunda kamu işçilerinin enflasyon farkını da almaya devam edeceklerini açıkladı. Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü HAK-İŞ ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında imzalanan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü Bilgilendirmesi
Kamu işçilerinin maaşlarına yüzde 2,5 ek zam yapılmasına ilişkin "Ek Çerçeve Anlaşma Protokolü" imzalandı. Verilen zam 1 Ocak 2022'den itibaren geçenrli olacak. Abone ol Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve TÜHİS Genel Sekreteri Adnan Çiçek'in dün imzaladığı protokole göre, kamu işçilerine verilen yüzde 2,5 zam 1 Ocak 2022'den itibaren geçerli olacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası TÜHİS Genel Sekreteri Adnan Çiçek'in dün imzaladığı protokole göre, hükümetin, kamu çalışanlarını enflasyona ezdirmeme politikası doğrultusunda memur ve sözleşmeli personele yüzde 2,5 oranında yaptığı zam, kamu kurumlarında çalışma barışını sağlamak amacıyla 1 Ocak 2022'den itibaren geçerli olmak üzere aynı oranda tüm kamu işçilerine de uygulanacak. Bir defaya mahsus verilen söz konusu zam, 1 Ocak 2022'de işçi ücretlerine uygulanan zam sonrası oluşan son ücretler üzerine yapılacak. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun Ek 2'nci maddesi kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları, 11 Ağustos 2021'de hükümet, kamu işveren sendikası ve işçi sendikaları konfederasyonları arasında imzalanan "2021 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü"ne ve onun eki niteliğindeki "Ek Çerçeve Anlaşma Protokolü"ne uymakla yükümlü olacak.
2019 yılı kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolü