Türkiyeninküçük konya olarak bilinen yer neresidir 2022 KPSS HER GÜN 100 SORU ÇÖZÜYORUZ | Türkiyenin küçük konya olarak bilinen yer neresidir مجموعة تتم إدارتها بواسطة Kpss Rehber
YılmazÖnge, “Konya ve Çevresindeki Mukarnaslı Şadırvanlar”, VD, XIX (1985), s. 95-108. Maddenin bu bölümü TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2002 yılında Ankara’da basılan 26. cildinde, 189-193 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
Bu antik kente vardığınızda, kendisine göre daha ünlü olan Kapadokya’nın küçük bir versiyonu gibi duruyor. Jeolojik yapı olarak Kapadokya, Ihlara ve Taşkale oluşumlarıyla benzer özellikler gösteriyor. Kilistra olarak bilinen yerleşim merkezi de yumuşak lav oluşumlu ve dik yamaçlı bir plato üzerinde.
Konyaözel öğretim kursu olarak bina yapısı, kursumuzun konumu, kullanılan eğitim modeli, öğretmen kadrosu ve sınıflarda kullandığımız materyaller açısından sizlere garanti vermektedir. Çalışmalarımız her geçen gün daha da artacak ve en iyi eğitim faaliyeti için devam edecektir.
Sonrasındaise sırasıyla meşhur olan lezzetlerden bahsedeyim. Karışık pide ya da Mevlana Pide olarak bilinen bir pide çeşidi, bıçak arası, çorbalardan yoğurt çorbası ve bamya çorbası ve tatlılardan höşmerim, Konya sarması ve Mevlana şekeri en sık tüketilen ve bilinen Konya mutfağı ürünleri.
cash. Konya, Anadolu şehirleri içerisinde en büyük yüzölçümüne sahip Türkiye'nin tahıl ambarı ve en eski yerleşim yerlerinden, bozkırın ortasında açan çiçektir. Konya, tarihi geçmişi, camileri ve müzeleriyle mutlaka görmeniz gereken şehirlerimizden... İşte Konya'da gezilecek yerler... Konya, Mevlana Celaleddin Rumi ve Nasreddin Hoca gibi önemli şahsiyetleri yetiştirmiş, ülkemizin inanç turizminin önde gelen şehirlerinden biridir. Konya’da gezilecek doğal yerler nerededir? İşte size Konya gezi rehberi…MEVLANA TÜRBESİMevlana Celaleddin Rumi'nin kabrinin de bulunduğu türbe Konya’da öncelikli olarak görülmesi gereken yerdir. Halk arasında Yeşil Türbe de denilen türbe, 1274 yılında Mevlana'nın oğlu Sultan Veled tarafından yaptırmıştır. Her yıl binlerce yerli yabancı turisti Mevlana’nın o ünlü sözleriyle Gel, gel, ne olursan ol yine gel” çağırır. Türbe dört adet fil ayağıkalın sütun üzerine yapılmıştır. Maneviyatı içinizde hissedeceğiniz türbe etrafındaki çarşılarıyla birlikte oldukça keyifli bir gezi olanağı sunuyor. Özellikle Şeb-i Arus kutlamalarının olduğu dönemde yoğunluk doruk noktasına çıkmaktadır. Ücretsiz ŞELALESİYerköprü Şelalesi, Hadım ilçesinde bulunuyor. Göksu Nehri üzerinde yer alıyor. 20 metreden dökülen Yerköprü Şelalesi yarattığı atmosfer ile havanın, suyun ve tabii ki manzaranın görsel şölenini sunuyor ANTİK KENTİKilistra Antik Kenti, Konya’ya 34 kilometre uzaklıktaki Meram İlçesinin Hatunsaray Bucağına bağlı Gökyurt köyünde yer alır. Kayaların içlerinin oyularak yerleşim alanlarının oluşturulduğu Kilistra Konya'nın Kapadokya'sı olarak da adlandırılmakta. Kilistra Antik Kenti ayrıca Frig döneminden kalan ve en önemlisi bir krala ait olan kaya mezarlarını da içinde barındırıyor. Antik kent içerisinde höyükler de yer EVİ MÜZESİAtatürk’ün Konya ziyaretlerinde kendisine tahsis edilmiş iki katlı küçük mütevazi bir ev. Ev günümüzde Atatürk'ün şahsi eşyalarını ve döneme ait diğer belgeleri, fotoğrafları, gazete kupürlerini görebileceğiniz müze olarak kullanılıyor. Müze ev 1928 yılında Atatürk’e hediye edilmiş ve tapusuna “Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Konyalıların hediyesidir.” ibaresi yer MİNARELİ MEDRESEKonya’nın Selçuklu ilçesinde yer alan medrese Selçuklu veziri Sahib Ata Fahreddin Ali tarafından hadis ilmi okutulmak amacıyla 1254’de yaptırılmıştır. Selçuklu Dönemi medrese mimarisine güzel bir örnek teşkil eden eser Alaeddin Camii’nin batı tarafında yer alır. Mimarı Kelük bin Abdullah olan medresenin Selçuklu taş işçiliğinin mükemmel bir örneği olan taç kapısı üzerinde Selçuklu sülüsüyleArap harfleriyle yazılan bir tür süslü yazı yazılmış “Yasin” ve “Fetih” sureleri vardır. 1956 yılında müze olarak açılan medresenin içerisinde bulunan Taş ve Ahşap Eserler Müzesi’ni TEPESİAnadolu Selçuklu Devri Konya’sının en büyük ve en eski camisi olan Alaeddin Camii Mevlana Türbesi’ne çok yakın mesafede bulunuyor. Konya’nın en tepesinde bulunan bu tarihi mekan Frig, Hellen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı zamanında yerleşim alanı olarak kullanılmış. Alâeddin Camii'ne de ev sahipliği MEDRESESİAlaaddin Tepesi’nin hemen yanında, İnce Minareli Medrese’nin yakınlarında bulunur. Mimarı bilinmeyen medrese Emir Celaleddin Karatay tarafından 1251 yılında yaptırılmıştır. Osmanlı döneminde de kullanılan medrese, Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinin en güzel örnekleriyle doludur. Karatay Medresesi 1955 yılında “Çini Eserler Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır. Konya ve yöresinde yapılan kazılarda bulunan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait seramik tabaklar, kandiller ve alçı buluntularını ÇÖLÜTürkiye’nin tek çöl toprağı. Kent merkezine 94 kilometre uzaklıkta bulunan Karapınar Çölü, tarihi İpek Yolu üzerinde yer HOCA ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİAkşehir'de yer alan ve Rüştü Bey Konağı adıyla da bilinen bina, 1992 yılından beri ziyaretçilerini ağırlıyor. Ermeni ustaların başlayıp Türk ustalar tarafından bitirilen binanın giriş katı, etnografik ve arkeolojik eserlere ait depo olarak kullanılırken, müzenin ikinci katı, kronolojik olarak sıralanmış arkeolojik eserlere, üçüncü katı Akşehir kültürünü yansıtan eşyalara yer KÖYÜSille’nin tarihi Büyük Selçuklu döneminden çok öncelere dayanıyor. Konya Merkez'den 8 km mesafede bulunan Sille, neredeyse yıllık bir bölge. Antik dönemde Sylla olarak bilinen Sille o dönemlerdeki Kral yolu üzerinde bulunmaktaymış. 327 yılında Bizans İmparatoru Constantin'in annesi Helena, Hac için Kudüs'e giderken Konya'ya uğramış, buradaki ilk Hristiyanlık dönemlerine ait oyma mabetleri görmüş, Sille'de bir mabet yaptırmaya karar vermiş ve temel atma törenine bizzat katılmıştır. Aya-Elena Kilisesi, onarımlarla günümüze kadar gelmiştir. Hâlen ziyarete açıktır. Ayrıca Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait Taş Câmi başta olmak üzere câmiler, Hacı Ağa Hamamı, Subaşı Hamamı, çeşmeler, köprüler gibi Türk-İslâm eserleri de bulunmaktadır. Son yıllarda restore çalışmalarının yapıldığı köy, mağaraları, Kilisesi, çömlekçisi, mum atölyeleri de görülmeye değer Neolitik Kenti, Güney Anadolu Platosu'nda yaklaşık bir alan üzerinde yer almaktadır. Dünya'daki bilinen ilk yerleşim yeri olarak kabul görmüş durumda. İki höyükten oluşan Çatalhöyük Neolitik Kenti'nin daha uzun olan Doğu Höyüğü, 7400 ve 6200 yılları arasına tarihlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından oluşmaktadır. Söz konusu katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğeler yer almaktadır. Batı Höyüğü ise ve yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Döneme ait kültürel özellikler göstermektedir. Çatalhöyük, aynı coğrafyada 2000 yıldan fazla bir süredir var olan köylerden kentsel hayata geçişin de önemli bir kanıtıdır. 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne SELİMİYE CAMİİMevlana Dergâhı’nın batısında yer alan ve Kanuni Sultan Süleyman'ın inşaatını başlatıp II. Selim'in tamamlattığı Selimiye Camii Sultan Selim Camii, Konya şehir merkezinde yer alıyor. Çoğu kaynakta Mimar Sinan tarafından yapıldığı söylenen yapı, tek şerefeli iki minaresi ve kesme taş işçiliği ile Klasik Osmanlı Mimarisinin en güzel örneklerinden. Yıllardır devam eden restorasyon çalışmaları nedeniyle çoğu zaman ziyarete GÖLÜDünyada benzeri olmayan zeminde çift patlama ile oluşmuş bir krater gölüdür. Göl ve birincil krater çukurunun uzunluğu 800 m, genişliği 500 m dir. 12 metre derinliğindedir. Muhteşem görüntüsü, jeolojik yapısı ve bölgede göçmen kuşların mola verdiği ender doğa harikalarındandır. Ayrıca bölgede Acı Göl, Çıralı Göl, Meyil Gölü gibi görülmeye değer krater gölleri bulunmaktadır. İlginizi Çekebilir Gezginlerin yeni trendi Van Gölü Ekspresi
Aynı adı taşıyan ovanın batı kısmında, denizden yüksekliği 1000 metreyi pek az geçen düzlüğün batı kenarına yakın bir kesiminde yer alır. Kimler tarafından nasıl kurulduğu bilinmeyen şehrin ilk yerleşme yerinin küçük bir yükselti olan Alâeddin tepesi olduğu tahmin edilir. Konya adının Frig dilindeki Kawania'dan geldiği ve bunun Konion şekline dönüştüğü, daha sonra Roma çağında ve Bizans döneminde İkonion/İkonium olarak söylendiği belirtilir. İslâm coğrafyacılarının eserlerinde şehrin adı Kūniye قونية şeklinde geçer. Bu yazılış tarzı Türkler tarafından da benimsenmiş ve Konya olarak söylenmiştir. Bununla birlikte XIII. yüzyıla ait bilgileri de içeren Saltuknâme'deki, "Kavâniyye ki ona Konya derler" ifadesi dikkat çeker. Ayrıca XI. yüzyıldan itibaren Batı kaynaklarında İconium'dan başka Conia, Conium, Como, Cunnyo ve Konn şekillerinde de zikredilir. Tarih. Çok eski bir yerleşme yeri olan ve çevresinde İlkçağ'lara ait iskân izlerine rastlanan Konya'nın Antikçağ tarihi hakkında pek fazla bilgi yoktur. Buranın Hitit hâkimiyeti altında kaldığı, ardından Frig idaresine girdiği ve sonra da Lidyalılar tarafından ele geçirildiği sanılmaktadır. Milâttan önce VI. yüzyılın ortalarında şehir Pers hâkimiyetinde kaldı. II. Darius'un oğlu Kurus'un isyanı sırasında Yunan askerleriyle Onbinler buradan geçen Ksenephon, Konya'yı Frigler'in en doğudaki şehri olarak anar. Milâttan önce IV. yüzyılın ikinci yarısında İskender İmparatorluğu'na, onun ölümünden sonra Selefkiler'e, ardından da Bergama krallarının eline geçti. III. Attalos'un ölümü üzerine Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. Roma kaynaklarında bu sırada şehrin giderek önem kazandığı kaydedilir. Hıristiyanlığın yayılışı esnasında havârilerden Pavlus'un burada ikameti şehre kutsal bir önem vermiştir. Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma şehri haline gelen Konya VII. yüzyılın ortalarından itibaren Arap ordularının hedefi oldu. Emevîler döneminde Mervân b. Muhammed Konya'yı fethetti 105/723-24. Abbâsîler zamanında Tarsus Emîri Ebû Sâbit 287 900 yılında gerçekleştirdiği bir seferde esir düşmüş ve bir süre Konya Kalesi'nde hapsedilmiş, ardından bir grup müslümanla birlikte İstanbul'a gönderilmiştir Taberî, X, 76. Bundan yedi yıl sonra Abbâsî kuvvetleri Konya'ya bir sefer düzenleyip şehri tahrip ettiler. Bunun üzerine Bizans İmparatoru VI. Leon, Halife Müktefî-Billâh'a elçi gönderip zararın karşılanmasını istedi İbnü'l-Esîr, VII, 552. Abbâsî Halifesi Mutî'-Lillâh zamanında Şevval 352'de Kasım 963 Tarsus'taki garnizondan yola çıkan bir İslâm ordusu Konya'ya kadar bir sefer yaparak geri döndü İbnü'l-Esîr, VIII, 547. Ancak bu hâkimiyet geçici oldu. X. yüzyılın ikinci yarısından itibaren buraya yönelik herhangi bir akın vuku bulmadı. Türkler, Konya önlerinde ilk defa Selçuklu kumandanı Afşin ile 1069 yılında göründüler. Fakat Türk fethi, 1071 sonrasında muhtemelen 1073 yılında gerçekleşti. Konya'nın fethinin, akşam vakti şehre sokulan sığırların arasında şehre giren Türk askerlerinin kale kapısını açmasıyla gerçekleştiği rivayet edilir. Fetihten sonra kale içindeki bir kısım halk boşaltıldı; bunlar da Sille'ye giderek orada yerleşti. Kale yeniden elden geçirildi, sadece kuzeydeki ana giriş yerinde bırakıldı; boşalan kuzey kesimine elli kadar Türk ailesi yerleştirildi. Konya Kalesi, bu ilk dönemde ülke içlerini koruyan önemli bir askerî istihkâm özelliği taşımaktaydı. I. Haçlı Seferi'ne katılan ordular, Dorylaion'dan Akşehir-Konya-Ereğli yolunu takip ederek Maraş ve Göksu üzerinden Antakya'ya indiler. Selçuklular'ın İznik'i 19 Haziran 1097'de Bizans'a teslim etmesi üzerine Selçuklu hükümdar ailesi tarafından Konya başşehir olarak seçildi. Kalenin savunması güçlendirildi, asker sayısı arttırıldı. Böylece Konya, I. Haçlı Seferi'ni atlatan Anadolu Selçukluları Devleti'nin başşehri olarak önemli bir gelişim sürecine girdi. 1101 yılı Haçlı seferlerine katılan Nevers Kontu II. Guillaume'un emrindeki Fransızlar'dan oluşan ikinci ordu yol boyunca Türkler'in hücumuna mâruz kaldıysa da sonunda Konya'ya ulaşmayı başardı. Bunlar, sağlam surlara sahip şehrin kuvvetli bir Türk garnizonu tarafından müdafaa edildiğini gördüler ve gün boyunca surlara hücum ettilerse de bir sonuç alamadan şehri terkettiler. Selçuklu Sultanı Mesud ve II. Kılıcarslan dönemlerinde Konya bir kasaba olmaktan çıkıp kalabalık bir şehir hüviyetini kazanmıştı. Bizans'ın burayı geri almak ümidi ve hayali 1176 Miryokefalon Savaşı ile yok edildikten sonra Konya Haçlı tehlikesiyle karşı karşıya geldi. III. Haçlı Seferi'ne katılan Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa, 17 Mayıs 1190'da II. Kılıcarslan'ın oğlu Kutbüddin Melikşah'ı yenerek sultan tarafından boşaltılmış olan Konya'ya girdi. Şehir içinde yağma ve tahribatta bulundu. Fakat burada fazla kalmayıp yoluna devam etti. Bu olayları anlatan bir kaynakta o sırada Konya'nın Almanya'daki Köln Cologne şehri kadar büyük ve zengin bir yer olduğu belirtilir. XIII. yüzyıl başlarında Konya, II. Kılıcarslan'ın oğulları arasındaki saltanat çekişmesine sahne oldu. I. Gıyâseddin Keyhusrev'in ölümünün ardından tahta çıkan I. İzzeddin Keykâvus ve I. Alâeddin Keykubad dönemlerinde Konya parlak bir devir yaşadı. I. İzzeddin Keykâvus ile başlatılan yeni imar hareketi kardeşi I. Alâeddin Keykubad döneminde hızlanarak devam etti. Konya şehrine yeni mahalleler eklendi. Anadolu Selçukluları zamanında "Dârülmülk" unvanıyla anılan Konya şehrinin XII. yüzyıl sonları ile XIII. yüzyıl başlarındaki büyümesi eski savunma düzenini etkisiz durumda bıraktı. Bunun üzerine Konya şehrinin çevresine 4 km. uzunluğunda yeni sur ve burçlar yaptırıldı 1221. Surlar ortasında kaldığından önemini kaybeden Alâeddin tepesindeki kale yerine batıdaki kesimde yeni bir iç kale Ahmedek, Zindankale yaptırıldı. Bu imar hareketi, şehrin fizikî şartları ve sosyal hayatında XIX. yüzyıl ortalarına kadar etkili oldu. Konya şehrinin ikamet semtleri, çarşı pazarları, sur kapıları ve diğer özellikleri XIII. yüzyılın ikinci çeyreğindeki yeni fizikî duruma göre oluşturuldu. Şehrin kapıları oradan başlayan yolun ulaştığı şehre göre adlandırıldı Antalya, Lârende, Aksaray kapıları gibi. Kuzeye açılan Ladik Kapısı'nın adı sonradan İstanbul Kapısı olarak değişecektir. Konya şehrine yerleşmek üzere gelen yeni insanlar arasında büyük ölçüde Türkmenler olmakla birlikte bir kısım hıristiyanlar da vardı. Bunlar çoğunlukla kendi adlarıyla anılan hanlarda bir ücret ödeyerek kalıyorlardı. Rumlar şehrin fethinden beri iç kaledeki kendi mahallelerinde oturmaktaydılar. Konya'nın en canlı ve kalabalık dönemi XIII. yüzyıl ortalarındadır. Bu sırada şehirde, en iyimser bir hesapla % 10 kadarı gayri müslim olmak üzere yaklaşık nüfus bulunduğu tahmin edilir. 1243 Kösedağ Savaşı yenilgisi, ardından 1256 Sultanhanı Savaşı ve 1258'de Hülâgû'nun Yakındoğu'ya gelişinin siyasî sonuçları Konya'yı ekonomik ve sosyal bakımdan çok etkilemedi. Konya, bu yıllarda güçlü bir Ön Asya devletinin merkezi olarak âdeta milletlerarası bir ticaret şehriydi. Ancak yine de II. İzzeddin Keykâvus'un Bizans'a sığınması ile sonuçlanacak olan olaylar Konya'da yeni bir siyasî devrin başlangıcını oluşturdu. Selçuklu sultanları Moğol idarecilerinin birer siyaset aleti haline gelince Selçuklu ülkesinde olduğu gibi Konya şehrinde de Selçuklu hânedanına karşı saygı giderek azaldı. Anadolu Selçuklu hükümdarlarından Melikşah Şehinşah, II. Kılıcarslan, I. Gıyâseddin Keyhusrev, II. Süleyman Şah, III. Kılıcarslan, I. Alâeddin Keykubad, II. Gıyâseddin Keyhusrev, IV. Kılıcarslan ve III. Gıyâseddin Keyhusrev Konya'da medfundur. İlhanlı idaresinin her geçen gün kuvvetlenmesiyle esasen devletin siyasî ve ekonomik ağırlığı İç Anadolu'nun daha doğu taraflarına Kayseri ve Sivas kaymıştı. Bununla birlikte Konya, bu yıllardaki bütün siyasî ve sosyal karışıklığa rağmen canlı şehir hayatını sürdürebildi, fakat karışıklıklar nüfusta gerilemeye yol açtı. Şehir XIII. yüzyılın ikinci yarısında Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ile âdeta özdeşleşti. Onun vefatından sonra oğlu, torunları Konya'da önemli bir konuma geldiler. Mevlânâ Türbe ve Zâviyesi'ne vakfedilen zengin gelir kaynakları ekonomik hayatta etkili oldu. Selçuklu idaresinin İlhanlılar'a tâbi olmasının ilk zamanlarda doğrudan halk arasında bir etkisi görülmedi. Fakat Selçuklu siyasî gücünün yerini almak isteyen Karamanoğulları Konya şehrine yönelik saldırılarda bulunmaya başladılar. Bu saldırılara karşı Konya halkı iğdişbaşı önderliğinde direnmeye çalıştı. Zamanla iğdişlerin etkilerini yitirmeleri sebebiyle Konya içindeki mücadelede yeni dengeler kuruldu, Ahî önderleri ortaya çıktı ve XIV. yüzyıl başlarından itibaren Karamanoğulları'nın gücü etkisini gösterdi. Cimri Vak'ası sırasında 1277 bir süre için Konya'yı ele geçiren Karamanlılar, XIV. yüzyılın başında Konya'ya tamamıyla hâkim olup İlhanlılar'la mücadeleye giriştiler. İlhanlılar'ın Anadolu'ya gönderdiği Emîr Çoban 714'te 1314, oğlu Demirtaş ise 720 1320 ve 723'te 1323 Konya'yı Karamanlılar'dan aldı. Bu sırada şehirde Ahî önderlerinin etkili olduğu, bunların bazan Karamanoğulları'na karşı direndiği anlaşılmaktadır. Demirtaş'ın Mısır'a ilticasından sonra Konya tekrar Karamanoğulları'nın eline geçti 729/1328-29. Konya şehri bu mücadeleden olumsuz etkilendi, büyük başşehir olma özelliğini kaybetti. Şehirde XIV. yüzyıl ortalarına kadar İlhanlı yöneticileri etkili oldular. Yine de bu sıralarda Konya'yı gören İbn Battûta'nın ifadelerinden buranın hâlâ önemini koruduğu anlaşılır. 751-761 1350-1360 yılları arasında İlhanlı Devleti'nin son izlerinin de kaybolmasıyla Alâeddin Bey Konya'yı Eretnalılar'ın elinden aldı 768/1366-67 ve Karamanoğulları şehre tam anlamıyla hâkim oldu. Bu defa İlhanlı siyasî gücünün yerini doldurmak için Karamanoğulları ile Osmanoğulları arasında çekişme başladı. XIV. yüzyılın ikinci yarısı ile XV. yüzyılın tamamı bu çekişme ve mücadelelerle geçti. Bu sırada Konya Karamanoğulları Beyliği'nin merkezi durumuna gelmişti. Osmanlılar'la Karamanlılar arasında 1370 öncesinde oldukça iyi ilişkiler vardı. I. Murad kızını Karamanoğlu'na vermişti. Ancak İlhanlı gücünün kaybolmasıyla onun yerini alma düşüncesi bu iki ailenin ilişkilerini sertleştirdi. Osmanlılar'ın Rumeli'deki fetihleri halk arasında ilgiyle karşılanmış ve Ankara'yı ele geçirmeleri de Karamanoğulları'nı olumsuz etkilemişti. Osmanlılar'ın Germiyanoğulları ve Hamîdoğulları topraklarının bir bölümünü ele geçirmeleri dengeleri bozdu. I. Murad'ın Rumeli'de bulunduğu bir sırada Karamanoğlu Alâeddin Bey Osmanlı topraklarını vurdu. Bunun üzerine I. Murad 788'de 1386 Konya'yı kuşattı. Osmanlı askerleri Konya halkının hiçbir şeyine dokunmadılar. I. Murad, kızının da ricasıyla kendine bağlı kalmak şartıyla Karamanoğlu'na kendi diyarını bağışlayıp çekildi. Onun Kosova'da şehid olmasının 1389 ardından başta Karamanoğulları olmak üzere bütün Anadolu beyleri Osmanlı tâbiiyetinden çıktılar ve Osmanlılar aleyhine ittifak kurdular. Yıldırım Bayezid 792'de 1390 Konya üzerine yürüdü. Bu sırada Konya halkı harmanlarını dövüp buğdaylarını ambarlarına koyamadan kaleye kapanmak zorunda kalmıştı. Fakat Yıldırım Bayezid askerlerine sıkı yasaklar koyarak halka zarar gelmesini engelledi. Ardından Konya halkı kale kapılarını açtı. Yıldırım Bayezid bu sırada Konya şehrini Osmanlı idaresine aldıysa da kesin olarak şehir ancak 799'da 1397 Osmanlı hâkimiyetine girdi ve Yıldırım Bayezid oğlunu Konya'da yönetici olarak bıraktı. Karaman-Osmanlı çekişmesi sonraki yıllarda da sürdü ve bu çekişmeden etkilenen şehrin nüfusu hayli azaldı. 1402 Ankara Savaşı sonunda Karaman Beyliği güçlendi ve Konya'yı yeniden ele geçirdi. Karamanlılar'ın zayıf düşen Osmanlılar'a karşı Bursa'yı hedef alan askerî hareketleri başarılı olmadı. Çelebi Mehmed 817'de 1414 Konya'ya yürüyüp Karaman kuvvetlerini dağıttı, ardından Konya ele geçirildiyse de yine Karamanoğulları'na bırakıldı. II. Murad da Konya'yı almış ve sonra anlaşma şartları uyarınca Karamanoğlu İbrâhim Bey'e geri vermişti 1437. Bu mücadelelerin ardından Fâtih Sultan Mehmed Orta Anadolu siyasetine ağırlık verdi. 871 Muharreminde Ağustos 1466 İbrâhim Bey'in ölümü üzerine Akkoyunlu ve Memlükler'in baskıları karşısında harekete geçerek 872 Ramazanında Nisan 1468 önce Konya'yı koruyan Gevele Hisarı'nı, hemen ardından da Konya'yı aldı. Buraya Manisa'da bulunan Şehzade Mustafa'yı getirtip sancak beyi tayin etti. Fâtih Sultan Mehmed Konya'nın savunma düzenini yeniledi. Gevele Kevale Kalesi'ni yıktırdı; vaktiyle şehri koruyan, fakat zamanla etkisiz durumda kalmış olan Ahmedek yeniden güçlü bir şekilde düzenlendi. Osmanlı idaresi altında Konya bir beylerbeyilik merkezi haline geldi. Şehzade Mustafa'nın ölümü üzerine 879 Ramazan başlarında Aralık 1474 sonları Konya'ya gönderilen ve yedi yıl kadar burada idarecilik yapan Cem Sultan şehrin Osmanlı idaresine alışmasında etkili oldu. Ardından ağabeyi II. Bayezid ile giriştiği taht mücadelesinde 1481-1482 Konya halkının desteğini aldı, fakat şehir ve halkı bu çatışmadan bir hayli zarar gördü. II. Bayezid, Cem'in yerine Konya'ya önce oğlu Abdullah'ı, onun ölümünden sonra Şehinşah'ı ve onun da ölümü üzerine torunu, Şehinşah'ın oğlu Mehmed'i gönderdi. Yavuz Sultan Selim yeğenini bertaraf edip Hemdem Paşa'yı buraya tayin etti. Konya, sonraki zamanlarda ülkenin eski Türk-İslâm geleneklerini temsil eden bir merkezi oldu. Kanûnî Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Bayezid ve ardından Selim de Konya'da sancak beyi olarak görev yapmış ve bu şehirde oturmuşlardı. Bayezid ile Selim daha sonra taht için mücadele içine girdiler ve 966'da 1559 Konya yakınlarında birbirleriyle savaştılar. Konya'da bunun ardından çok önemli bir hadise cereyan etmedi, ancak şehir zaman zaman Celâlî gruplarının hedefi oldu. XVII. yüzyıl ortalarında İpşir Mustafa Paşa'nın kalabalık kapı halkı şehir yakınlarında konakladı. Daha sonra uzun süre sakin bir dönem yaşandı. XVIII. yüzyılda 1132'lerden 1720 itibaren Konya'da âyanlar mücadelesi başladı. Gaffarzâde ve Mühürdarzâde adlı iki âyan ailesi arasındaki çekişme 1740'larda Konya'yı oldukça etkiledi. 1832'de Anadolu'ya giren Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrâhim Paşa idaresindeki Mısır kuvvetleri Konya'yı işgal etti 21 Aralık 1832. Yapılan Kütahya Antlaşması ile de burayı boşaltıp Toroslar'a çekildi. Konya, I. Dünya Savaşı'nda cephelere uzak olmakla birlikte bu uzun savaşın zararlarından etkilendi. Nisan 1919'da Konya'ya gelen bir İtalyan birliği 11-12 Mart 1920'de geri çekildi. Millî Mücadele yıllarında başka bir işgale uğramadı. Ancak burada bu mücadele sırasında bazı hareketlenmeler görüldü. En önemli muhalefet hareketi 1920 Ekiminde ortaya çıktı. İsyan Ankara hükümetinin gönderdiği kuvvetlerce bastırıldı. 1922'de Konya, Büyük Taarruz için yapılan hazırlıklarda önemli rol oynadı. Millî Mücadele'nin zaferle sonuçlanmasının ardından Konya bir il merkezi olarak sürekli gelişen şehirler içindeki yerini aldı. Fizikî Yapı ve Nüfus. Antikçağ'lardan beri bir yerleşim yeri olma özelliğini sürdüren Konya'nın bugünkü şeklinin belirlenmesi Selçuklu dönemine rastlar. Bizans hâkimiyeti altında surlarla çevrili az nüfuslu bir şehir olan Konya, Türkler'in burayı almasından sonra gelişme gösterdi. Selçuklular'ın merkezi olması da bu büyümeyi hızlandırdı. Daha bu dönemlerde şehir surlarının doğu ve güneyinde yeni yerleşme yerleri ortaya çıkmıştı. Şehirde çarşı ile ikamet yerleri birbirinden ayrıydı. Özellikle XIII. yüzyılda cami ve mescidleri, ticaretin yoğunlaştığı çarşıları, hanları, hamamları, eğitim kurumları, dârüşşifâsı, imaretleri, eğlence mahalleriyle Konya bir devlet merkezi olarak büyük bir metropol durumundaydı. XIII. yüzyıla ait kaynaklarda bu sıralarda Konya'da on bir kadar mahallenin adına rastlanmaktadır. Bunlar iç kalede ve sur dışında yer alıyordu. Muhtemelen toplam mahalle sayısı kırkelli arasında idi. XIV ve XV. yüzyıllardaki siyasî çekişmeler Konya'yı olumsuz yönde etkiledi. Halkın bir bölümü şehri terketti ve Konya, Alâeddin Keykubad dönemi surlarının içinde kalan bir yerleşme yeri haline geldi. Nitekim burayla ilgili ilk Osmanlı tahrirleri, XVI. yüzyıl Konyası'nın fizikî durumunun önceki parlak dönemlere göre gerilemiş olduğunu ortaya koyar. Tahminen 1518 tarihli olan tahrir defterine göre Konya'da doksan bir mahalle bulunuyordu. XVI. yüzyılın ortalarında ise bu sayı doksan yedi idi. 1584'te mahalle sayısının 120'ye ulaşmış olması nüfus artışıyla paralellik arzeder. 1518'de en kalabalık mahalle Mevlânâ Türbesi etrafındaki Türbe-i Celâliyye mahallesiydi ve seksen dört nefer nüfusa sahipti, diğerlerinde genellikle otuz neferin altında nüfus vardı. Ancak XVI. yüzyılın ikinci yarısında nüfusta giderek bir artış olduğu, buna bağlı olarak fizikî açıdan da gelişme meydana geldiği anlaşılmaktadır. Nitekim 1584 tahririne göre Konya nüfusunda bu yüzyılın ilk çeyreğine nisbetle hem mahalle sayısı hem nüfus yoğunluğu bakımından önemli bir artış olmuştu. Şehirdeki mahallelerin genellikle hemen hepsinin nüfusu arttığı gibi birçok yeni mahalle de ortaya çıkmıştı. Bunlar Ahmed Dede, Alaca Mescid, Câfer Hoca, Cedîd, Cüllâh Hüseyin, Çanlak, Değirmenderesi, Fakih Dede, Hacı Emrullah, Hacı Memi Mescidi, Hacı Velî, Hoca Fakih Sultan, Karakayış, Kerim Dede, Kurdoğlu Mescidi, Lâl Paşa, Latif Çelebi, Mûsâ Baba, Müştak, Pîr Ebi, Sadırlar Şeyh Sâdi, Sedirler, Sarı Yâkub, Sinan Çelebi Camii, Tarhana, Uluırmak mahalleleriydi. Konya şehri sonraki yüzyıllarda yavaş da olsa gelişmesini sürdürdü. Özellikle şehir doğuya, gittikçe ziraat alanı halini alan eski göl zeminine doğru yayıldı. Şehrin bu yeni mahallelerine bilhassa ziraat ve hayvancılıkla uğraşanlar yerleşti. Konya şehrinin nüfusuna ait ilk esaslı kayıtlar XVI. yüzyıla aittir. Bu yüzyılın başlarında 1520'lerde Konya şehrinin nüfusu 6200 dolaylarındadır. 1575'lerde civarında hesaplanan nüfus 1584'te 3289 hâneye yani yaklaşık çıkmıştır. Bundan anlaşıldığı kadarıyla Konya Anadolu'nun büyük sayılabilecek şehirleri arasında yer almaktaydı. Konya şehri nüfusunun bir özelliği şehirde eskiden mevcut gayri müslimlerin azalmış olmasıdır. Bir devlet merkezi olduğundan Selçuklu ve hatta geç Karamanoğulları devrinde Konya'da bir miktar gayri müslim bulunmaktaydı. Halbuki XVI. yüzyıl kayıtları sadece bir "Gebran" yani hıristiyan mahallesine işaret eder. Bunların nüfusları yirmi iki hâne iken yüzyılın ortalarında elli iki nefere çıkmıştı. Bu arada şehirde beş nefer yahudinin de yaşadığı belirtilmişti. Bu dönemde özellikle Mevlânâ Vakfı başta olmak üzere birçok vakıf, nüfusun toplanmasında nisbî de olsa rol oynamıştır. 1596 yıllarında Mevlânâ vakıflarından geçimini sağlayanların sayısı 200 aileden çoktu. Tahrir defterlerinde sadece Türbe-i Celâliyye adıyla geçen mahallenin şehrin en kalabalık yerleşme yeri olması bununla da ilgilidir. Bu vakıftan geçimini temin edenler şehir halkının hemen hemen % 5'ini teşkil etmektedir. Konya, Osmanlı devrinde XVII. yüzyıl sonrasında Selçuklu dönemindeki gibi bir devlet merkezi olarak değil, aynı zamanda çok geniş bir çevrenin ihtiyaçlarını karşılayan bir sanayi üretim merkezi ve pazar şehri olmuştur. İstanbul'dan güneydeki Osmanlı topraklarına giden yol üzerinde oluşu da şehrin gelişmesini olumlu yönde etkilemiştir. Bu yüzyıllarda yavaş da olsa şehre yeni mahalleler eklenmiştir. Bununla birlikte çöken veya atılım imkânı kaybolan bazı vakıflar ortadan kalkmıştır. XVII. yüzyılın ortalarında 108 mahallesi olan şehir XVIII. yüzyılın ilk çeyreğinde 140 mahalleye sahipti. Bu son dönemde buraya yönelik göçler sonucu özellikle Konya'nın dışında yeni mahalleler oluştu. Yine XVII. yüzyılda üç bölüme ayrılmış olan İçkale mahallesi, XVIII. yüzyıl başlarında nüfus terkibindeki değişme sonucunda bir bütün halinde resmî kayıtlarda yer aldı. Burada gayri müslim nüfusla müslüman nüfus ayırımı kalmamış, her iki grup karışık olarak zikredilmişti. XVII. yüzyılın ikinci yarısında dolayında olan nüfus XVIII. yüzyıl ortalarına doğru dolayına ulaşmıştır. 1602 Eylül ayının sonlarında çevresi kargaşa içinde olan Konya'ya gelen Yûsuf Paşa şehri ve bu arada Alâeddin Türbesi'ni ziyaret etmiştir. Onun yolculuğunu yazan Muhlisî, türbe içinde sultanların silâhlarının ve savaş aletlerinin durduğunu söylemekte, bunları uzunca anlatmaktadır. 1648'de Konya'ya gelen Evliya Çelebi'nin yazdıkları da Konya hakkında açıklayıcı bilgiler verir. Ancak Evliya Çelebi erken bir zamanda Konya'yı gördüğünden daha sonraki tarihlerde yazdıklarına göre bu kısımda fazla ayrıntıya girmez. Kâtib Çelebi'nin hemen aynı tarihlerde kaleme aldığı Cihannümâ'da yazdıklarına ise daha eski dönemlerin bilgileri Kazvînî gibi karışmıştır. Şehrin coğrafî tavsifini yapan Kâtib Çelebi surlardan, kaleden, Mevlânâ Türbesi'nden bahseder, ancak o sıralardaki şehrin fizikî özelliklerine ve nüfus yapısına temas etmez. Konya'daki sosyal hayat bir şehrin olağan şartlarında sürmüş, Selçuklu döneminin köklendirdiği gelenekler XIX. yüzyıla kadar yaşamıştır. Bu arada bazı küçük kayıtlar da dikkati çekmektedir. Meselâ 1705 yılında Konya'ya gelen seyyah Paul Lucas şehirdeki bir toplu eğlenceyi tasvir eder, bunun bir şehzadenin doğumu vesilesiyle olduğunu belirtir. Ona göre şehrin esnafı bayraklarıyla caddelerden geçmiştir. Konya, Anadolu'nun hemen merkezinde ve ana yol üzerinde bulunduğundan birçok Osmanlı padişahı seferlere giderken buradan geçmiştir. Yavuz Sultan Selim, Kanûnî Sultan Süleyman, II. Selim ve IV. Murad Konya'yı görüp Mevlânâ Türbesi'ni ziyaret etmişlerdir. IV. Murad, gelişi sırasında Ahmedek'e atla girdiğinde dizdarın sert uyarısına bile mâruz kalmıştır. XIII. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren şehir yeni yapılan surlarının içinde oluşan çarşı düzeniyle dikkati çekmiş ve ticarî bakımdan önemli bir merkez olarak görülmüştür. Bu çarşıdaki üreticiler ve satıcılar, XIII. yüzyıl sonları ile XIV. yüzyıl boyunca devam edecek karışıklıklardan olumsuz şekilde etkilenmiş olmalıdır. Bu aynı zamanda Konya şehrinin de küçülmesi demekti. Konya halkının en büyük kesimini esnaf oluşturuyordu. Esnafın, Konya'nın yönetim merkezi olması özelliğini kaybetmesiyle daha XIV. yüzyılın ilk yarısında görülen değişimi sonraki yıllarda da etkisini sürdürmüştür. Daha XIII. yüzyılda Konya'da geleneksel otuz iki esnaf dalı ve bunların her birinin şeyh, yiğitbaşı veya kethüdâları mevcuttu. Bunların seçimi kendi iç kurallarına göre yapılıyordu. Selçuklular devrinden itibaren görülen esnaf, şehrin ve geniş çevresinin her türlü ihtiyacını karşılayacak üretimi yapardı. XVII. yüzyıla ait kayıtlara göre Konya'da esnaf yoğun olarak bakkal, ayakkabıcı, bezci, terzi, kuyumcu, kalaycı, dokumacı, attar, keçeci, inşaat ustası, fırıncı, berber, kasap, demirci, ipek imalâtçısı, kahveci, nalbant, kürkçü gibi meslek dallarında toplanmıştı. Konya'da geleneksel Türk-İslâm şehirlerinde pek rastlanmayan yeni bir esnaf dalı Çiftçiler Kethüdâlığı'dır ve 1722'den 1761'e kadar dokuz kişi kethüdâ olmuştur. Kuyumcular da Konya'nın en eski ve köklü esnaf dalları arasında olup Şeyh Selâhaddîn-i Zerkûb'dan ö. 656/1258 itibaren bilinir. Konya'da ayrıca hacamatçılar, cambazlar, deveciler, katırcılar da vardır. Zamanla Türk-İslâm şehrinin geleneksel otuz iki esnaf dalı gittikçe gelişmiş, mesleklerin ayrılması ile esnaf dalları artmış, geleneksel düzenin son senelerinde yani 1845'te ise kırk yediye çıkmıştır. Konya çarşıları halk arasında daha değişik adlarla da anılmaktadır. Daha XIII. yüzyılda adları bilinen bazı çarşılara XIX. yüzyılda Muhacir Pazarı ile Kadınlar Pazarı da katılmıştı. Şehrin iktisadî hayatındaki yeni özellikler sebebiyle esnaf aynı zamanda ziraat ve hayvancılıkla da meşgul oluyordu. Bir başka deyişle yakın zamanlara 1970 kadar hemen her evin bir ineği, birkaç yararlı hayvanı ve Meram'da bağı bulunuyordu. Ayrıca şehir civarında tarlası olanlar da az değildi. Halkın diğer önemli bir geçim kaynağı da güherçile toplanması idi. Selçuklu devlet merkezi olmasından başka bir ticaret yeri olduğundan Konya'da XII. yüzyıldan itibaren sikke de kesilmiştir. XIX. yüzyıl sonlarında salnâmeler darphânenin Alâeddin Camii'nin yanında İçkale'de olduğunu belirtir. Altın para kesimine göre Konya şehrinin en parlak devri 1230-1270 yılları arasıdır. Konya'da İlhanlılar'a ait para kesilmesi 1345'te bile görülmüştür. Karamanoğulları'nın sikkeleri XIV. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmakta, XV. yüzyıl başlarından itibaren artmaktadır. Konya Darphânesi'nde Osmanlı idaresinin ilk zamanlarından başlayarak 875/1470 XVI. yüzyıl sonlarına kadar akçe kesimi sürmüştür. Tanzimat'la başlayan dönemde Konya olumsuzlukları daha geç duymuş bir şehir olarak dikkati çeker. Bunda şehrin gelir kaynaklarının önemli ölçüde vakıflara dayanmasının payı büyüktür. Osmanlı idaresi görünüşte vakıflara dokunmamakla birlikte Evkāf-ı Hümâyun Nezâreti'nin kurulmasının olumsuz ve olumlu sonuçları Konya halkını da etkilemiştir. Şehir içindeki vakıf ev veya yerlerin sahipsizliği sebebiyle buralarda insanlar kalamamış, şehir âdeta surların dışındaki alanlarda özellikle doğu, kuzeydoğu ve güneydoğu kesiminde gelişmişti. Buraları aynı zamanda ziraata ve hayvancılık yapmaya da elverişliydi. Bu arada şehrin batı kesimindeki mahallelerde oturanların meselâ Beyhekim mahallesi XIX. yüzyıl ortalarında büyük ölçüde bağcılıkla uğraştıkları anlaşılmaktadır. 1839 yılında Anadolu'yu gezen William Francis Ainsworth Konya'nın Ankara, Kastamonu ve Kayseri'ye göre harap bir durumda bulunduğunu yazar. Yüzyılın ortalarında Heinrich Kiepert, seyyah gözlemcilerin şehir nüfusuyla ilgili yazdıklarını göz önüne alarak buranın nüfusu ile büyük şehirlerden biri olduğunu belirtir. Gerçi Konya seyyahlar tarafından yüzyılın ilk yarısında Cohen-1833, Aucher-1835, Beaujour-1820, Kinneir-1813; Wrontshenko-1834, Chesney-1832 ve Fischer-1838 nüfuslu olarak belirtilir. Dolayısıyla 1834'te 6800 hâne yani nüfus olarak gösterilmesi mübalağalı sayılmaz. Murray rehberinin 1845 tarihli basımında verilen bilgiler o yıllardaki Konya'yı çok iyi bir şekilde tanımlar. Ona göre surlarla çevrili olan Konya'nın surların dışında kalan bölgesi de kasabanın içi kadar kalabalıktır. Konya'da en önemli yapı Mevlevî dervişlerinin başı olan Mevlânâ'nın türbesidir. Çarşılar ve evlerin dikkate değer özellikleri yoktur. Rum topluluğunun başında bir papaz olmasına rağmen kilise âyinlerinde Rumca kullanılmaz, dualar Türkçe yapılır ve dua kitapları Türkçe basılmıştır. Konya idaresi paşalıktır. Konya bahçeler ve meyve ağaçları bakımından zengindir. Ayrıca bol miktarda hububat ve keten yetişir; halı dokumacılığı önemlidir, renkli mavi ve sarı derileri kervanlarla İzmir'e gönderilir. 1841 yılında Konya şehrinde 5471 müslüman, altmış sekiz Rum, 136 Ermeni hânesi vardı. 1847'de 5692 müslüman, altmış altı Rum, 133 Ermeni hâne tesbit edilmişti. Gayri müslimlerin büyük kısmı 1826 sonrasında etraftaki şehirlerden gelip yerleşmişti. 1870 öncesinin bilgilerini yansıtan 1873 salnâmesinde şehirdeki hâne sayısı 7440 olup erkek nüfus vardı. 1881'de hâne sayısı 7480 müslüman, 265 Rum ve on Ermeni olmak üzere 7755 idi. Şehrin nüfusu XIX. yüzyılın ilk yarısında diyenler de olmakla birlikte genellikle kabul edilmiştir. Fakat Vital Cuinet'nin verdiği rakamı daha sonra genel bir kabul görmüştür. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren şehrin nüfusu dışarıdan gelenlerle daha da artmıştır. 1885 yılında Konya'nın 143 mahallesi bulunuyordu. Konya son nüfus akınına Millî Mücadele yıllarında uğramıştır. Önemli yolların kavşak noktasında yer alan Konya'ya 28 Temmuz 1896'da ulaşan demiryolu hem nüfusun artmasında hem ticarî faaliyetin yoğunlaşmasında etkili olmuştur. Bunun da etkisiyle Konya'da makineli ziraata geçilmesi erken bir tarihte gerçekleşmiştir. Ayrıca demiryolunun gelişi şehrin o yöne doğru gelişmesini etkilemiş, istasyonla şehir arasında bir tramvay hattı yapılarak işletmeye açılmıştır. Demiryolu şehrin ekonomik hayatına bir canlılık getirmiştir. Konya çevresinde hububat üretimi artmış, diğer ziraî mahsul de değer kazanmaya başlamıştır. Bu arada yeni hayat şartlarının gerektirdiği ithal eşya bu sayede Konya'ya gelmiştir. XX. yüzyılın başında, Konya, İç Anadolu'nun en büyük şehri ve faal ticaret merkezi durumundaydı. Konya Osmanlı hâkimiyeti altında Karaman Beylerbeyiliği'nin merkeziydi. Beylerbeyilik Konya, Lârende, Seydişehir-Bozkır, Beyşehir, Akşehir, Ilgın, Niğde-Şücâeddin-Anduğu, Ürgüp, Ereğli, Aksaray ve Koçhisar adlı idarî birimlerden oluşuyordu. XVI. yüzyılda ise Konya, Belviran, Çimen, Akşehir, Ilgın, Niğde, Anduğu, Ürgüp, Ereğli, Aksaray, Koçhisar, Kayseri, Ermenek ve Mut buraya bağlıydı. XVI. yüzyıl sonlarında Karaman Beylerbeyiliği Konya, Niğde, Aksaray, Beyşehir, Kırşehir, Kayseri ve Akşehir sancaklarından oluşuyordu. Konya sancağında ise Ereğli, Eski İl, Aladağ, İnsuyu, Bayburt, Bargir, Pirlagunda, Belviran, Hatunsaray, Gaferyat, Karış, Lârende, Mahmutlar, Lazkiye gibi kazalar bulunuyordu. 1730'da burası on üç kazadan meydana geliyordu. 1831'de Karaman eyaleti Konya merkez olmak üzere yedi livâya sahipti. 1847'de Konya, Hamîd, Teke, Alâiye, İç İl ve Nevşehir'den oluşan eyalet 1867 düzenlemesinde Konya, İç İl, Niğde, Isparta ve Teke livâlarından meydana gelmişti. 1877'de Hamîd, Teke, Niğde, Burdur buraya bağlıydı. 1892'de bu durumunu korudu. Vital Cuinet burada beş sancak, otuz kaza, yirmi yedi nahiye, 1967 köy olduğunu yazar. Bu yıllarda Konya merkez sancağına Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Ilgın, Bozkır, Karaman, Hâdim, Ereğli, Karapınar ve Koçhisar bağlıydı. 1918'de Karaman vilâyeti Merkez-Konya, Burdur ve Hamîd sancaklarından oluşuyordu. Merkez sancakta ise on kaza mevcuttu. Kaynak Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
Konya denince akla büyük yüzölçümü, yemekleri ve büyük İslam alimi Mevlana Celaleddin Rumi gelse de aslında Konya’da gezilip görülmesi gereken oldukça farklı yer BaşlıklarıKonya Görülmesi Gereken Yerler ListesiMevlana Müzesi ve TürbesiSille KöyüKonya Selimiye Camiiİnce Minare Medrese ve MüzesiAlaaddin TepesiKilistra Antik KentiBeyşehir GölüYerköprü MağarasıÇatalhöyükTuz GölüEğer gezi planlarınız arasında bir Konya turu varsa yazımızı dikkatli okuyun ve mümkünse planınızı da yaz aylarına bırakmadan bahar aylarında yapın. Zira iklimi gereği kışları ne kadar soğuksa, yaz aylarında da bir o kadar bunaltıcı tura Görülmesi Gereken Yerler ListesiMerkezinde ve Konya’nın çevresinde gezilecek pek çok yer gezilecek noktalar arasında görülmesi gereken tarihi, mimari ve doğal güzellikler yer alıyor. Konya gezileriniz için gezilecek en güzel yerleri bir araya getirdiğimiz gezilecek yerler listesi;Mevlana Müzesi ve TürbesiKonya’da gezilecek yerler listemizin başında Mevlana Celaleddin Rumi’nin kabrinin de bulunduğu türbe de aynı zamanda orta/küçük ölçekte bir de müze var. Ancak burayı ziyaret ederken eğer Mevlana ile bir gönül bağınız yoksa müzeden çok fazla keyif alabileceğinizi söylemek yanlış Müzesi’ne ulaşım içinse şehir içinde yer alan tramvay hattını kullanabilirsiniz. Şahsi aracınızla gelmişseniz de şehir merkezi tabelalarını takip ederseniz bir süre sonra türbenin de tabelaları karşınıza OkuyunSille KöyüDeğeri henüz yeni anlaşılabilmiş yerlerden birisi. Son yıllarda restore edilmeye başlayan köyün tarihi Büyük Selçuklu Devleti’nden daha da eskilere dayanıyor. Köyde ayrıca 1500 yıl öncesinden günümüze kadar gelen bir de kilise var ve tam da bu kilisenin karşısında Türkiye’nin ilk zaman müzesi yer alıyor. Sille Köyü için en az bir gününüzü ayırıp burada konaklamanız daha doğru olacaktır. Toplu ulaşım ile şehir merkezinden buraya otobüsler olsa da ulaşım için en doğru tercih şahsi aracınız Selimiye CamiiSelimiye Camii, Konya’da gezilecek yerler Sinan’ın eseri olduğu düşünülen caminin Şehzade Selim tarafından yaptırıldığı bilinir. Konya’nın en özel tarihi eserlerinden birisi olan Camii bu güne dek çok iyi bir şekilde korunarak gelmiş olması ile de ünlüdür. Mevlana Müzesi’ne yürüyüş mesafesinde olan Cami etrafında ayrıca yerel satıcılardan da alışveriş yapmak Okuyunİnce Minare Medrese ve MüzesiSelçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus zamanında vezir olan Sahip Ata Fahrettin Ali’nin hadis ilmi öğretilmesi için inşa ettirdiği yapı günümüzde müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır. İçerisindeki eserler kadar yapının kendisi de bir sanat eseri özelliği taşımaktadır ve duvarlarındaki işlemelerle oldukça nadir mimari örneklerden OkuyunAlaaddin TepesiKonya’da gezilecek yerler listemizde sonraki durağımız Alaaddin göre Sultan Alaaddin tarafından halktan vergi yerine toprak istenmesi ile büyük bir yığın oluşturulmuş ve tepe bu şekilde oluşmuştur. Tepe şehrin bugünkü halinin en merkezi yerindedir ve üzerinde çay bahçeleri, parklar ve Keykubat Camii de bu tepenin üzerinde yer alır. Ayrıca Dünya’nın en büyük döner kavşağı olarak da Antik KentiKonya’da Hatunsaray Gökyurt Köyü’nün sınırları içerisinde yer alan antik kentin geçmişinin kadar dayandığı tespit edilmiştir. Kapadokya benzeri bir yaşam alanının ortaya çıkarıldığı Kilistra’da halen çalışmalar da devam etmektedir ve Dünya’nın sayılı değerlerinden birisi olmasına rağmen yeteri kadar ilgi görmemiştir. Şehirde şapeller, kilise, sarnıç ve birçok özel yaşam alanını gezip görmek OkuyunBeyşehir GölüTürkiye’nin en büyük gölleri arasında yer alan Beyşehir gölü, Konya’da gezilecek yerler arasında bulunan noktalardan bulunan plaj ile serin suların tadını OkuyunYerköprü Mağarası5000 metre uzunluğundaki mağara, Göksu nehrinin akış yolu üzerindedir ve şelaleleri ile inanılmaz bir görsel şölen sunar. Ancak buraya yapılacak olan ziyaretlerin profesyonel rehberler eşliğinde olmasında yarar Çumra ilçesinde yer alan antik kent Dünya’daki bilinen ilk yerleşim yeri olarak kabul görmüş durumda. Son yıllarda ancak hak ettiği değeri görmeye başlayabilen şehrin üzeri kapatılmış durumda ve ayrıca buradan çıkan eserlerin sergilendiği bir alanda mevcut. Ancak buraya toplu taşıma ile ulaşmanız biraz zor; bu yüzden özel aracınızın olmasında yarar OkuyunTuz GölüÜlkemizin tuz ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan tuz gölü, Konya’da gezilecek yerler arasında gölünde yürüyüş yapabilir ve gölde bulunan minerallerin cildinizi beslemesini OkuyunKonya hakkında birçok bilgiyi bulunduran Mevlana Şehri Konya yazımız ile sizelere detaylı bir Konya rehberi hakkında bilgiler, Konya resimleri, ulaşım bilgileri ile detaylı Konya rehberimizi gezilecek yerler listemizin sonuna yorumlarınız ile Konya ilimiz hakkında gezilecek yerleri paylaşabilirsiniz.
Kültürel zenginliğiyle Türkiye’de düzenlenen inanç ve kültür turlarının en önemli adresi olan Konya, aynı zamanda tarih öncesi çağlarda başlayan yerleşimleriyle ülkemizin en eski şehirlerinden biri. Tüm dünyadan arkeologların ilgisini çeken Çatalhöyük gibi önemli kazı alanlarının yanı sıra Anadolu Selçuklu Devleti’ne de uzun süre başkentlik yapan Konya, 13. yüzyıl Selçuklu döneminde inşa edilmiş etkileyici mimari şaheserler için de çok ziyaret ediliyor. Hititlerden Osmanlılara kadar onlarca medeniyete ev sahipliği yapan şehrin her köşesi, binlerce yıllık paha biçilmez tarihi eserlerle dolu. Konya; Topkapı Sarayı Müzesi’nden sonra ülkemizin en çok ziyaret edilen müzesi olan Mevlana Müzesi, her yıl yüz binlerce insanın dua etmek için gittiği Mevlana Türbesi ve Şems-i Tebrizi Türbesi, Anadolu’nun en güzel camilerinden olan Alaaddin Camii ve Sultan Selim Camii gibi onlarca hazinesiyle ünlü. Tuz Gölü’nün sevimli pembe flamingolarının yanı sıra Leylekler Vadisi, Beyşehir Gölü, Akşehir Gölü ve Meke Gölü gibi doğal güzelliklerini de keşfe çıkabileceğiniz şehirde Türkiye’nin tek çölünde de gezebilirsiniz. Konya’da mutlaka görmeniz gereken 85 yeri seçerken Instagram etiketlerinden faydalandık ve en çok etiketlenen yer en üstte olacak şekilde özel bir sıralama yaptık. Konya'ya gittiğinizde gezmenizi kolaylaştırmak için tek tek konum linklerini de ekledik. Yazımızı okuyarak hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle ülkemizin en kendine özgü şehirlerinden biri olan Konya’yı keşfetmeye hemen başlayabilirsiniz. 1- Tuz Gölü Konya, Ankara, Aksaray arasında yer alan ve Türkiye'nin tuz ihtiyacının neredeyse %40'ını karşılayan Tuz Gölü, ev sahipliği yaptığı yüzlerce kuş türü ve büyüleyici manzaralarıyla Konya'da en çok ziyaret edilen doğal güzelliklerden biri. Beyaz ve pembe renkli flamingolarıyla ünlü Tuz Gölü’nü yılın her mevsimi düzenlenen doğa gezileri ve fotoğraf safarileri ile keşfe çıkarak benzersiz fotoğraflar çekebilirsiniz. Tuz Gölü ve çevresindeki sazlıklar 40'a yakın endemik bitki türü, yüzlerce su kuşu ve göçmen kuşunun etkileyici manzaralarında dolayı yol boyu tüm dünyadan kuş gözlemcileri ile kampçıları da kendine çekiyor. İyi düzenlenmiş yürüyüş parkurlarıyla bozkır ortasında uzanan gölü, sazlıkları ve bataklıların çevresini gezebilir, 1. derece doğal sit alanı olarak korunan Tuz Gölü’nü hem kendi başınıza hem de rehberle turlara katılarak yakından görebilir, sevimli flamingoları izleyebilirsiniz. Konum Linki 2- Meram Bağları Konya merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Meram ilçesinin en sevilen gezi alanı olan Meram bağları, günübirlik geziler yapmak için tercih edebileceğiniz en popüler yerlerden biri. Evliya Çelebi'nin de kitaplarında güzelliğinden bahsettiği Meram Çayı’nın kenarında hizmet veren kafeler, restoranlar, yürüyüş yollar ve mesire alanları, hem Konya halkı hem de turistler tarafından çok seviliyor. Yaz aylarında deniz bisikleti ve kanolarla gezebileceğiniz Meran Çayı üstünde inşa edilmiş tarihi köprülerden de özellikle sonbahar aylarında sararmış ağaçların süslediği büyüleyici manzaranın fotoğraflarını çekebilirsiniz. Bölgede Anadolu Selçuklu döneminde yapılan önemli tarihi eserlerden Meram Hamamı, Meram Köprüsü, Tavus Baba Türbesi ve Has Bey Mescidi gibi hazineleri de gezme şansı bulacaksınız. Turizm olanaklarının çok geliştiği Meram bağlarında butik ve apart otellerden geleneksel Anadolu mutfağından lezzetler tadabileceğiniz restoranlara kadar pek çok tesis bulabilirsiniz. Konum Linki 3- Beyşehir Gölü Konya’ya yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta yer alan ve şehrin gürültüsünden uzaklaşıp doğanın içinde zaman geçirebileceğiniz en güzel yerlerden biri olan Beyşehir Gölü, Konya gezilerinde ilk uğramanız gereken yerler arasında. Türkiye'nin en büyük milli parklarından Beyşehir Gölü Milli Parkı'nda da ev sahipliği yapan büyüleyici göl, yılın her mevsimi yeşil ve mavinin her tonunu yansıtan manzaralarıyla tüm dünyadan fotoğrafçıları kendine çekiyor. Türkiye'nin 3. büyük gölü ve en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü; zengin kuş çeşitliliği, endemik bitki türleri ve irili ufaklı adalarıyla keşfedilecek pek çok güzelliğe sahip. Zengin balık çeşitliliğinden dolayı olta balıkçılığı ve balık avlama turlarının düzenlendiği gölün çevresinde tertemiz havada doğa yürüyüşlerine ve bisiklet gezilerine çıkabilir; gün batımlarında ve kışın kar yağdığında ise Beyşehir Gölü’nün en güzel fotoğraflarını çekebilirsiniz. Konum Linki 4- Mevlana Müzesi ve Türbesi Konya’da düzenlenen inanç ve kültür turlarının değişmez adreslerinden biri olan Mevlana Müzesi ve Türbesi, tarihi Mevlana dergahının da dahil olduğu yapı kompleksinde 1926 yılında ziyarete açılan Türkiye'nin en eski müzelerinden biri. Ülkemizin en çok ziyaret edilen müzelerinden olan Mevlana Müzesi, aynı zamanda Mevlana Celaleddin Rumi’nin türbesine de ev sahipliği yapıyor. Sultan I. Alâeddin Keykubad tarafından Mevlana’nın babasına hediye edilen gül bahçesindeki Mevlana Türbesi’nin yanı sıra alanda Hürrem Paşa Türbesi, Sinan Paşa Türbesi, Fatma Hatun Türbesi ve Hasan Paşa türbeleri de bulunuyor. Hem Anadolu Selçuklu dönemini yanıştan etkiletici mimarisi hem de zengin koleksiyonlarıyla çok ilgi gören müzenin koleksiyonlarında ise Mevlana ve Mevlevilik hakkında binlerce eserin yanı sıra Anadolu Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemine ait 2500’den fazla el yazması eser, kandiller, antika müzik aletleri gibi yüzlerde obje de sergileniyor. 1276 yılında yapılan Mevlana'nın sandukasını da müze gezinizde büyüleyici bir el sanatı şaheseri olarak mutlaka görmenizi öneririz. Geometrik desenler, bitkisel motifler, Mesnevi beylikleri ile süslü sandukayı ve müzenin benzersiz koleksiyonlarını incelemek için Mevlana Müzesi ve Türbesi’ni haftanın her günü saat 0900 ile 1730 ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. Konum Linki 5- Konya Zafer Meydanı Selçuklu döneminden beri Konya’nın en hareketli noktası olan Zafer Meydanı; büyüleyici tarihi anıtları, onlarca mağazası, kaliteli restoranları ve kafeleriyle şehri gezmeye başlamak için en ideal noktalardan biri. Selçuklu Anıtı ve Çapa Çeşmesi’ni mutlaka görmeniz önerdiğimiz meydanda Türk devletlerinin bayrakları ve kabartmaları ile süslü sütunların da harika fotoğraflarını çekebilirsiniz. Günün her saati oldukça hareketli olan Zafer Meydanı’nın panoramik fotoğraflarını ise Alaattin Tepesi’ne uğrayarak çekebilir; mağazalar ve hediyelik eşya dükkanlarında alışveriş yaptıktan sonra bir yol üstü kafesinde mola vererek tarihi atmosferin tadını çıkarabilirsiniz. Konum Linki 6- Yerköprü Şelalesi Konya'nın mutlaka görmeniz gereken ve en bilinen doğa harikalarından biri olan Yerköprü Şelalesi, şehir merkezine yaklaşık 110 kilometre uzaklıkta Hadim ilçesi sınırlarında yer alıyor. Göksu Nehri kenarında yer alan şelale, yükseklikleri 400 metreyi bulan sarp kayalar arasından akan bembeyaz sularıyla çok sevilen bir gezi alanı. Devasa kaya göletlerinin buz gibi sularında da yaz aylarında doyasıya yüzebilir ve serinleyebilirsiniz. Konya doğa yürüyüşleri ve fotoğrafçılık gezilerinin önemli bir mola noktası olan Yerköprü Şelalesi’nin çevresindeki seyir teraslarından çarpıcı manzarayı izleyebilir, iyi düzenlenmiş yürüyüş parkurlarında tertemiz havada spor yapabilir, kır bahçelerinde ise organik ürünlerle hazırlanan köy kahvaltılarının tadını çıkarabilirsiniz. Kamp yapmak veya kaya tırmanma için de sıkça ziyaret edilen Yerköprü Şelalesi’ne Hadim minibüsleri ile Konya merkezinden 1,5 saat içinde kolayca ulaşabilirsiniz. Konum Linki 7- Alaaddin Tepesi Konya'nın tarihi kalbi ve hem yüzleri yıllık yapıları incelemek hem de şehri kuş bakışı izlemek için turistlerin ilk uğradığı yer olan Alaaddin Tepesi, Selçuklu ilçesinde bölgeye hakim bir konumda yer alıyor. Tarih öncesi dönemlerden beri yerleşim yeri olarak kullanılmış tepede yapılan kazılarda 3000 yıllarına ve Erken Tunç Çağı'na ait pek çok önemli tarihi eser bulundu. Konya’nın en etkileyici camilerinden biri olan Alaaddin Camii, 8 tane Anadolu Selçuklu sultanının türbesinin sıralandığı Sultanlar Türbesi, tarihi Alaaddin Çeşmesi ve etkileyici kümbetleri ziyaret edebileceğiniz Alaaddin Tepesi, 13. yüzyıla ait tarih kaynaklarda ünlü Yunan filozofu Platon'un mezarının bulunduğu yer olarak da geçiyor. Konya merkezinden kısa bir yürüyüşle veya toplu taşıma araçlarıyla kolayca gidebileceğiniz tepede hem tarihi hazineler hem de büyüleyici Konya manzaraları eşliğinde güzel bir gün geçirebilirsiniz. Konum Linki 8- Çatalhöyük Tüm dünyadan kültür ve arkeoloji meraklarını kendine çeken Çatalhöyük, Konya’ya sadece 45 kilometre uzaklıkta Çumra ilçesi sınırlarında yer alıyor. 1958 yılında keşfedilen ve 9000 yıl önce inşa edildiği düşünülen Çatalhöyük bölgesi, Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağı boyunca yerleşim yeri olarak kullanılmış. Orta Anadolu'nun en önemli tarihi hazinelerinden biri olarak yılın her dönemi turların düzenlendiği ve binlerce kişi tarafından ziyaret edilen Çatalhüyük, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de dahil edildi. Onlarca yıldır kazı çalışmalarının yapıldığı ve yüzlerce paha biçilmez eserin bulunduğu Çatalhöyük Neolitik Kenti’ni gezerken binlerce yıllık çanaklar, çömlekler ve günlük hayatta kullanılan eşyaları inceleyebilir; etkileyici taş odalar ve kaya mezarları arasında unutulmaz bir gün geçirebilirsiniz. Rehberli turlara katılarak ilginç bilgiler alabileceğiniz Çatalhöyük’e Konya Otogarı’nda her saat bulabileceğiniz Çumra minibüsleri ile kendiniz de kısa sürede ulaşabilirsiniz. Konum Linki 9- Kulesite AVM Konya'nın merkez ilçesi Selçuklu'da Kule Caddesi üzerinde yer alan Kulesite AVM, şehrin en hareketli ve popüler alışveriş merkezlerinden biri. Hem alışveriş yapmak hem de çocuklarınızla eğlenceli zaman geçirmek için uğrayabileceğiniz Kulesite AVM; 100’den fazla ulusal ve uluslararası markanın satıldığı mağaza, restoranlar, kafeler, sinema salonları ve çocuk oyun alanları ile hizmet veriyor. Konya'nın en büyük alışveriş merkezlerinden biri olarak yılın her dönemi hem yetişkinler hem de çocuklar için onlarca etkinliğin düzenlendiği, haftanın her günü 1000 ile 2200 arasında açık olan Kulesite AVM’ye şehir merkezinden kısa bir yürüyüşle veya toplu taşıma araçları ile rahatça gidebilirsiniz. Konum Linki 10- Ecdat Parkı Konya'nın en güzel şehir parkı olarak gösterilen ve m2 gibi büyük bir yeşil alan üzerine inşa edilen Ecdat Parkı, hem şehrin kalabalığından ve gürültüsünden uzaklaşmak hem de Osmanlı ve Selçuklu dönemini yansıtan konaklar arasında yürüyüş yapmak için mutlaka uğramanız gereken yerler arasında. Yapay bir göl çevresinde iki katlı ahşap, taş mimari Selçuklu ve Osmanlı konaklarının sıralandığı parkta alışveriş yapabileceğiniz hediyelik eşya dükkanları, kır bahçeleri ve kafelerde de güzel zaman geçirebilirsiniz. Klasik Osmanlı mimarisiyle tasarlanmış kamelyalar, tarihi bir liman, Osmanlı Sokağı, Namazgah Çeşmesi, seyir kuleleri, geleneksel Osmanlı kahvehanesi ve boğaz yalıları gibi pek çok etkileyici yapıyı gezinizde yakından görme şansı bulacaksınız. Selçuklu ilçesinde merkezi bir konumda yer alan Ecdat Parkı’na toplu taşıma araçlarının yanı sıra yürüyerek de kısa sürede ulaşım sağlayabilirsiniz. Konum Linki 11- Meke Gölü Konya merkezine yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta yer alan başka bir tabiat cenneti de Meke Gölü. Karapınar ilçesi sınırlarında bulunan ve volkanik patlamalar sonucu oluşan bu etkileyici göl, benzersiz manzarasıyla tüm dünyadan doğa severlerin ve fotoğrafçıların ilgisini çekiyor. Konya'yı gezen yerli ve yabancı turistlerin fotoğraf çekmek mutlaka için ziyaret ettiği, sönmüş bir volkanik krater olan ve deniz seviyesinden 900 metre yükseklikte yer alan Meke Gölü, 800 metre uzunluğa, 500 metre genişliğe sahip. 5 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen ve göçmen kuşların rotası üzerinde yer aldığı için çok zengin bir kuş çeşitliliğine ev sahipliği yapan Meke Gölü’nü rehberli doğa yürüyüşleri, fotoğraf safarileri, kuş gözlem turları veya bisiklet gezileriyle keşfe çıkabilir; özellikle kuşların göç dönemlerinde büyüleyici doğa manzaralarına şahit olabilirsiniz. Konum Linki 12- Konya Kentplaza AVM 120’den fazla mağazası, sinema salonları, kafeleri, dünya mutfaklarından lezzetler tadabileceğiniz restoranları ve sosyal yaşam alanlarıyla Konya’nın en büyük alışveriş merkezlerinden biri de Konya Kent Plaza AVM. Selçuklu ilçesi Ataseven Caddesi üzerinde yer alan ve toplu taşıma araçlarıyla kolayca ulaşabileceğiniz alışveriş merkezi, geniş çocuk oyun parkları ve zengin sosyal alanlarıyla hem çocuklar hem de yetişkinler için pek çok olanak sunuyor. Konya Kentplaza AVM, haftanın her günü 1000 ile 2200 saatleri arasında açık. Konum Linki 13- Mevlana Kültür Merkezi Mevlana Müzesi'ne yaklaşık 5 dakika yürüyüş mesafesinde yer alan ve m2 gibi büyük bir alanı kapsayan Mevlana Kültür Merkezi; açık ve kapalı semahaneleri, sergi salonları, binlerce kitaplık kütüphanesi ve araştırma merkeziyle Mevlevi kültürü hakkında bilgi almak için Türkiye’de gidebileceğiniz en güzel yerlerden biri. Her yıl aralık ayında Mevlana Celaleddin Rumi anma törenlerinin de düzenlendiği ve dünyanın en büyük kandilinin yakıldığı kültür merkezinde yılın her dönemi sema gösterileri, konferanslar ve söyleşiler gibi pek çok etkinliğe katılabilirsiniz. Her cumartesi saat 1900’da düzenlenen ücretsiz sema gösterilerini de izleyebileceğiniz Mevlana Kültür Merkezi, Konya’nın merkezi ilçesi Karatay ilçesinde Aslanlı Kışla Caddesi üzerinde yer alıyor. Konum Linki 14- Konya Tropikal Kelebek Bahçesi 2015 yılında hizmete açıldığından beri şehrin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri haline gelen Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, yerli ve yabancı turistlerin mutlaka uğradığı turistik merkezlerden biri. 7600 m2 gibi büyük bir alanı kaplayan bahçe, 3500 m2 gezi alanına sahip. 100'e yakın farklı türde bitki ile süslenen ve 15 farklı türde binlerce kelebeğe ev sahipliği yapan kelebek bahçesinde aynı zamanda kelebeklerin hayat döngüleri, beslenme ve güneşlenme gibi davranışların da yakından inceleyebilirsiniz. Çocuklar için doğa ve bahçe eğitimlerinin verildiği kelebek bahçesinin müzesinde ise onlarca farklı türde böcek sergileniyor. Avrupa'nın en büyük kelebek uçuş alanına sahip olmasından dolayı da çok ziyaret edilen ve Selçuklu ilçesinde İsmail Kaya Caddesi üzerinde bulunan Konya Tropikal Kelebek Bahçesi’ne toplu taşıma araçları kolayca ulaşabilir, pazartesi hariç haftanın her günü saat 0900 ile 1700 saatleri arasında kelebek bahçelerini gezebilirsiniz. Konum Linki 15- Konya Atatürk Evi Müzesi Konya'nın çok ziyaret edilen turistik ilçesi Meram’da Zafer Caddesi üzerinde yer alan Atatürk Evi Müzesi, gezilerinizde kesinlikle ziyaret etmenizi önerdiğimiz çok etkileyici bir müze. Kesme taş, ahşap ve tuğlalarla 1900’lü yılların başlarında inşa edilen klasik bir Konya konağının restore edilerek 1982 yılında hizmete açılan müzenin dönem mobilyaları ile süsü salonları ve odalarında gezebilir; zengin koleksiyonlarda ise Mustafa Kemal Atatürk'ün Konya ziyareti sırasında çekilen fotoğraflar, Atatürk'e ait kişisel eşyaları, dönem gazeteleri, Kurtuluş Savaşı'na dair fotoğraflar, tarihi kitaplar ve belgeleri inceleyebilirsiniz. Hem etkileyici konağı hem de içindeki çarpıcı sergiler için çok ziyaret edilen Konya Atatürk Evi Müzesi’ni haftanın her günü saat 0830 ile 1730 saatleri arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Konum Linki 16- Aziziye Camii Konya, birbirinden güzel onlarca camiye ev sahipliği yapıyor ve bu camiler içinde mutlaka görmenizi önerdiklerimiz arasında yer alan Aziziye Camii, 17. yüzyılda Osmanlı döneminde inşa edilen bir şaheser. Karatay ilçesinde Selimiye Caddesi üzerinde yer alan tarihi cami, ilk olarak 1676 yılında inşa edilmiş ve 1867 yılında Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Sultan tarafından baştan yeniden tasarlanmış. Son dönem Osmanlı mimari eserlerinden biri olması ile ayrı bir tarihi bir öneme sahip olan Aziziye Camii’nin başka bir önemli özelliği de Barok mimarisi ile klasik Osmanlı mimarisinin bir birleşimi olması. Hem mimarlık meraklılarının hem de tarih severlerin Konya’da mutlaka görmesi gereken yapılardan olan, tek kubbeli ve çift minareli inşa edilen Aziziye Camii, etkileyici mimari özelliklerini günümüze kadar korumayı başarmış bir tarihi hazine. Konum Linki 17- Eşrefoğlu Camii Konya'nın başka bir görülmeye değer etkileyici camisi olan ve Beyşehir ilçesinde Kale Sokak üzerinde yer alan Eşrefoğlu Camii, Anadolu'nun en büyük ahşap direkli camisi olmasıyla ünlü. 1299 yılında kervansaray, türbe ve hamam ile birlikte külliye olarak tasarlanan Eşrefoğlu Camii, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de dahil edildi. Özellikle Orta Asya'nın tarihi Semerkand gibi şehirlerde bulunan ahşap direkli camilerin etkileyici bir örneği olan ve kesme taşlarla inşa edilen cami, kubbeli mimarisi ile Selçuklu mimari özelliklerini de yansıtıyor. Aşı boyalarıyla yapılmış geometrik motifler, bitki desenleri, taş ve ahşap oymaları ile görülmeye değer güzellikteki caminin direkleri de sedir ağacından yapılmış. Çini mozaiklerle süslü görkemli mihrabını da incelemenizi önerdiğimiz Eşrefoğlu Camii, Selçuklu ve İslami mimarinin en ilginç örneklerinden biri olarak gezi listenize ekleyebileceğiniz bir şaheser. Konum Linki 18- Sille Köyü Konya'ya sadece 10 kilometre uzaklıkta yer alan ve 5000 yıllık uzun tarihiyle günübirlik gezilerin değişmez adreslerinden biri haline gelen Sille Köyü, kesinlikle keşfe çıkmamız gereken bir yerler arasında. Huzurlu atmosferi, Arnavut kaldırımı küçük sokakları, taş ve ahşap mimari yüzlerce yıllık konakları ile sizi modern dünyadan alıp başka bir atmosfere sokacak olan köy, bölgedeki taş ocaklarından çıkarılan Sille taşları ve onlarla yapılan ürünlerle de ünlü. İlk yerleşimin yaklaşık 3000 yıl önce başladığı düşünülen Sille’de antik kent kalıntılarını gezebilir; Bizans döneminde inşa edilen etkileyici Aya Elenia Kilisesi, Hacı Ağa Hamamı, Taş Camii, Subaşı Hamamı, Selçuklu ile Osmanlı döneminde inşa edilmiş etkileyici köprüler ve çeşmeleri yakından görebilirsiniz. Güzelliğinden dolayı yılın her dönemin fotoğrafçılık, tarih ve kültür gezilerinin düzenlendiği Sille Köyü’ne Konya Otogarı’nda her saat bulabileceğiniz minibüslerle veya toplu taşıma araçlarıyla 10 dakikalık kısa bir yolculukta ulaşım sağlayabilirsiniz. Konum Linki 19- Meram Dere Köprüsü Konya'nın tarihi ilçesi Meram'da yer alan ve Anadolu Selçuklu döneminde yapılan en önemli tarihi yapılardan biri olan Meram Dere Köprüsü, şehrin görülmeye değer tarihi yapılarından biri. Kesme taşlarla Meram Çayı üzerine inşa edilen kemerli köprü, Konya’nın günümüze kadar sağlam kalmış en özel yapılarından biri olarak dikkat çekiyor. Üzerinden Meram bağlarının harika fotoğraflarını çekebileceğiniz köprünün çevresi ise çay bahçeleri, kafeler ve geleneksel Konya lezzetlerini tadabileceğiniz restoranlar ile oldukça hareketli. Meram Dere Köprüsü'nü ziyaret ederek hem tarihi yapıyı inceleyebilir hem de güzel manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Konum Linki 20- Konya Bilim Merkezi Konya gezilerinde hem çocuklu ailelerin hem de gençlerin mutlaka uğraması gereken yerlerin başında gelen ve pek çok ilgi çekici bölümü bulunan Konya Bilim Merkezi; astronomiyle ilgili bilgiler alabileceğiniz planetaryum gezegen evi, tematik sergiler, gözlem kuleleri, gök cisimlerini gözlemleyebileceğiniz teleskoplar, ekleyici laboratuvarlar ve binlerce kitaplık kütüphanesiyle her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Tübitak'ın desteklediği bilim merkezi, yıl boyu pek çok önemli ulusal ve uluslararası etkinliğe de ev sahipliği yapıyor. m2 gibi büyük bir alan üzerine inşa edilen Konya Bilim Merkezi’nin binası da güneş panelleri ve rüzgârdan enerji üreten santralleri ile Türkiye'nin en önemli yeşil binalarından biri olarak görülmeye değer. Selçuklu ilçesinde Ankara Caddesi üzerinde yer alan bilim merkezini pazartesi hariç haftanın her günü 0900 ile 1700 saatleri arasında gezebilirsiniz. Konum Linki 21- Mevlana Meydanı Konya'nın tarihi merkezi olan ve 40000 m2 alana yayılan Mevlana Meydanı, her köşesini süsleyen tarihi yapılarla yerli ve yabancı turistlerin şehri gezerken ilk uğradığı yerler arasında. Mevlana Müzesi, Mevlana Kültür Merkezi, 2. Selim'in inşa ettirdiği Konya'nın en güzel camilerinden biri olan Sultan Selim Camii ve Yusuf Ağa Kütüphanesi gibi çok ziyaret edilen yerlerin yanı sıra keyifli tatil alışverişleri yapabileceğiniz tarihi çarşıları da gezme şansı bulabileceğiniz meydanda yılın her dönemi onlarca sanatsal ve kültürel etkinlik düzenleniyor. Konya ve Orta Anadolu mutfağından sevilen lezzetleri tadabileceğiniz restoranları, kafeleri ve rengarenk hediyelik eşya dükkanlarıyla çok hareketli olan Mevlana Meydanı’nda birçok önemli turistik yeri bir arada gezme şansı bulacaksınız. Konum Linki 22- Kapu Camii 17. yüzyıl Osmanlı dönemi mimari eseri olan Kapu Camii, Konya'nın en büyük ve güzel camilerinden biri. Meram ilçesinde Esenlerli Sokak üzerinde, hem yürüyerek hem de toplu taşıma araçlarıyla kolayca ulaşabileceğiniz güzel bir konumda bulunan tarihi cami, 1658 yılında Mevlevi dergahı pirlerinden Hüseyin Çelebi tarafından inşa ettirilmiş. Klasik Osmanlı ve İslam mimarisini birleştiren tasarımı, kesme taşlarla inşa edilmiş devasa duvarları ve 8 kubbeli çatısıyla mimari meraklılarını da büyüleyen Kapu Camii, etkileyici içi süslemeleriyle de ünlü ve günümüzde hala hizmet vermeye devam ediyor. Konum Linki 23- Konya Atatürk Anıtı Konya şehrinin simgelerinden biri olan ve Hükümet Meydanı’nı süsleyen Atatürk Anıtı, Sarayburnu Atatürk Anıtı’ndan sonra ülkemizde yapılan 2. Atatürk anıtı olmasıyla özel bir öneme sahip. 1926 yılında Avustralyalı bir heykeltıraş tarafından tasarlanan anıt, her yıl önemli resmi kutlamalara da ev sahipliği yapıyor. 6,5 metrelik beyaz bir kaide üzerinde 2,80 metrelik bronz bir Mustafa Kemal Atatürk heykelinin yer aldığı etkileyici Konya Atatürk Anıtı, şehri gezerken mutlaka görmeniz gereken simgesel yapılar arasında yer alıyor. Konum Linki 24- Şeytan Köprüsü Konya'nın 5000 yıllık bir tarihi hazinesi olan ve Sille Köyü’nde iki tane sarp kaya arasında inşa edilen Şeytan Köprüsü, hala gizemini koruyor. Yapılan araştırmalarda Frig, Roma, Anadolu Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemi mimari özelliklerine rastlanan etkileyici köprünün ilk olarak Cilalı Taş Devri’nde inşa edildiği düşünülüyor. Benzersiz taş mimarisi ve devasa kanyon duvarları arasına nasıl yapıldığı anlaşılamamasından ismini alan Şeytan Köprüsü, benzersiz güzelliğiyle Konya doğa gezileri ve fotoğraf safarilerinin de değişmez adreslerinden biri haline gelmiş durumda. Konum Linki 25- Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi Konya'nın simgesel yapılarından biri olan Karatay Medresesi, Ferhuniye Mahallesi'nde Adliye Bulvarı üzerinde kolayca ulaşabilir bir konumda bulunuyor. Konya ve çevresinde pek çok etkileyici yapı inşa ettiren Anadolu Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykâvus döneminde 1251 yılında inşa ettirilen ve Celâleddin Karatay'ın türbesinden ismini alan Karatay Medresesi, uzun yıllar boyunca bölgenin önemli eğitim merkezlerinden biri olmuş. Kapalı medrese tipinde, bölgeye özgü Sille taşları ile tasarlanan medrese; etkileyici duvar ve tavan süslemelerinin yanı sıra Selçuklu dönemine özgü taş ve ahşap işçilikleri ile de mutlaka görmeniz gereken tarihi hazinelerimizden biri. Mozaik çinilerle kaplı bir kubbe ile örtülü Karatay Medresesi, 1955 yılından beri Çini Eserler Müzesi olarak hizmet veriyor. Hem tarihi yapıyı incelemek ve Celâleddin Karatay Türbesi’ni ziyaret etmek hem de binlerce paha biçilmez çinilerle süslü müze koleksiyonlarını gezmek için Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi’ne pazartesi günleri hariç haftanın her günü 0900 ile 1645 arasında uğrayabilirsiniz. Konum Linki 26- Nene Hatun Parkı Konya'nın merkezi ilçesi Selçuklu'da şehrin kalabalığı ve gürültüsünden uzaklaşıp yemyeşil güzellikler arasında yorgunluk atabileceğiniz en popüler yerlerden biri de Nene Hatun Parkı. 1 kilometreyi aşan yürüyüş parkuru, spor aletleri, çocuk oyun alanları, çay bahçeleri, Konya mutfağından lezzetler tadabileceğiniz restoranları, manzaranın tadını çıkarabileceğiniz kafeleri ile günün her saati hareketli olan Nene Hatun Parkı, hafta sonları organik ürünlerle hazırlanan kahvaltılar için de sıkça ziyaret ediliyor. Nişantaş Sokak üzerinde güzel bir konumda bulunan Nene Hatun Parkı’na hem toplu taşıma araçlarıyla hem de kısa bir yürüyüşle şehir merkezinden kolayca gidebilirsiniz. Konum Linki 27- İnce Minare Medrese Konya'da ziyaret edebileceği başka bir önemli tarihi hazine de Selçuklu döneminin büyüleyici taş işçiliklerine şahit olabileceğiniz İnce Minareli Medrese. 1254 yılında II. İzzeddin Keykâvus döneminde inşa edilen medresede 19. yüzyıla kadar dini eğitimler verilmeye devam edilmiş. Kare planlı kubbesi, ders odaları, kesme taşlarla tasarlanmış anıtsal kapısı ve çinilerle süslü etkileyici minaresi ile 13. yüzyıl Anadolu Selçuklu dönemini yansıtan mimari şaheser, tarih meraklıları kadar mimari severlerin de ilgisini çekiyor. Günümüzde İnce Minare Taş Eserler Müzesi olarak hizmet veren medresenin taş odalarında hem Selçuklu hem de Karamanoğlu Beyliği dönemlerinde yapılan taş süslemeler, kabartmalar, motifler, sandukalar, çift başlı kartal ve kanatlı melek figürleri gibi paha biçilmez eserleri inceleyebilirsiniz. Selçuklu ilçesinde Alaaddin Bulvarı üzerinde yer alan İnce Minare Medrese, pazartesi günleri 1000 ile 1800, diğer günler ise 0800 ile 1800 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Konum Linki 28- Konya Kültür Park Alaaddin Tepesi'nin hemen yanında m2 gibi büyük bir yeşil alanı kapsayan Konya Kültür Park, şehrin en büyük yeşil alanlarından biri. İçerisinde yılın her döneminde kültürel etkinlikler ve konserlerin düzenlendiği amfi tiyatro, yüzlerce farklı bitkiyle süslü çiçek bahçeleri, etkileyici heykeller, süs havuzları, yürüyüş yolları, spor sahaları ve geniş çocuk oyun alanları bulunan park; Mevlana Müzesi, Karatay Medresesi ve İnce Minareli Medrese gibi pek çok tarihi yapıya da oldukça yakın bir konumda. Şehir gezilerinden sonra mola vermek, hafta sonları ve yaz akşamlarında ise kır bahçelerinde renkli fıskiyelerin danslarını izlemek için ziyaret edebileceğiniz Konya Kültür Park, 2009 yılından beri hizmet veriyor. Konum Linki 29- Türk Yıldızları Parkı Hem uçak meraklılarının hem de çocuklu ailelerin keyifle gezebileceği başka bir popüler Konya parkı da Ankara Caddesi üzerinde yer alan ve 3000 m2’den daha büyük bir alanı kaplayan Türk Yıldızları Parkı. 54 metre büyüklüğündeki Airbus A300 uçağın içinde hizmet veren 70 kişilik restoranıyla de yerli ve yabancı turistleri kendine çeken park; uçuş simülatörü alanları, devasa göleti, süs havuzları, yürüyüş yolları, seyir terasları, macera parkuru ve hediyelik eşya dükkanları ile keyifli bir gezi deneyimi yaşatıyor. Türk havacılık tarihinden pek çok objenin sergilendiği müzesine de uğramanızı önerdiğimiz Türk Yıldızları Parkı’nı haftanın her günü 0800 ile 2300 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilirsiniz. Konum Linki 30- Konya Bedesten Çarşısı Orta Anadolu'nun ticaret açısından en gelişmiş şehirlerinden biri olan Konya'da Kanuni Sultan Süleyman döneminden beri hizmet veren Bedesten Çarşısı, alışveriş yapmak için ilk uğramanız gereken yerlerden. Aslına uygun olarak restore edilen ve yüzlerce yıldır ilgi gören bedestende yöreye özgü el yapımı sanat ürünleri, antikalar, organik yiyecekler, baharatlar, takılar, mücevherler ve giysiler gibi yüzlerce çeşit ürün bulabilir, harika bir tatil alışverişi yapabilirsiniz. 2000 yılı aşkın zamandır Konya ticaretinin kalbi ve hala ilk yapıldığı gün kadar hareketli olan Konya Bedesten Çarşısı’nda el sanatı ürünleri satan dükkanların yanı sıra geleneksel Konya mutfağından lezzetler tadabileceğiniz restoranlar ve közde demlenen çayları içebileceğiniz tarihi kahvehanelerde de unutulmaz bir gün geçirebilirsiniz. Konum Linki 31- Kyoto Japon Parkı Japonya’nın Kyoto ile kardeş şehir anlaşması bulunan Konya’nın en ilgi gören parklarından biri de Japon mimari özelliklerini yansıtan yapılar ve Japonya’ya özgü bitkileri ile sizi bambaşka bir ülkede geziyormuş hissi yaşatacak olan Kyoto Japon Parkı. Selçuklu ilçesinde güzel bir konumda yer alan etkileyici park; 4000 m2 göleti, onlarca çiçek türüyle süslü bahçeleri, Japonya’ya özgü kamelyaları ve kafeleri ile etkileyici manzaralar sunuyor. Göletinde yaz aylarında kayık ve sandallarla gezilere çıkabileceğiniz, Japonya kültürünü Konya'nın merkezinde yaşayabileceğiniz Kyoto Japon Parkı, 2010 yılında hizmete açıldığından beri çok ilgi görüyor. Karani Caddesi üzerinde yer alan parkın göleti kenarında Japon mutfağından lezzetler sunulan restorana da mutlaka uğramanızı öneririz. Haftanın her günü 0800 ile saatleri arasında Kyoto Japon Parkı’nı keşfe çıkabilirsiniz. Konum Linki 32- Sultan Selim Camii ve Külliyesi 16. yüzyıl Osmanlı döneminden kalan bir tarihi yapı olan Sultan Süleyman Camii ve Külliyesi, Karatay ilçesinde Müze Alanı Caddesi üzerinde yer alıyor. 2. Sultan Selim'in Konya sancak beyi olduğu dönemde yapımına başlanan ve 1567 yılında yaklaşık 9 yılda tamamlanan mimari şaheser, klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak ilgi gösteriliyor. İstanbul'un en ünlü camilerinden Fatih Camii'ne mimari açıdan oldukça benzeyen Sultan Selim Camii; etkileyici iç süslemeleri, yarım kubbesi, ahşap ve taş oymaları ile görülmeye değer güzellikte. Günümüzde de hizmet vermeye devam eden Sultan Selim Camii, özellikle dini bayramlar ve kutsal günlerde tamamen doluyor. Konum Linki 33- Tınaztepe Mağarası Türkiye'nin en büyük, dünyanın ise 3. büyük mağarası olan Tınaztepe Mağarası, tüm dünyadan mağaracılar ve doğa severlerin ilgisini çeken, Konya'nın keşfedilmesi gereken tabiat harikalarından biri. Seydişehir ilçesi sınırlarında yer alan ve 1968 yılında bulunan mağara, 22 kilometre gibi etkileyici bir uzunluğa sahip. Yalnızca 1500 metrelik bölümü ziyarete açık olan ve 230 milyon yılda oluştuğu düşünülen devasa Tınaztepe Mağarası’nın içerisinde milyonlarca yılda oluşmuş etkileyici sarkıtlar, dikitler, damlataş havuzları ve göletler arasında unutulmaz bir gün geçirebilirsiniz. Temiz ve nemi yüksek havasıyla astım gibi solunum sorunu rahatlıklarına da iyi geldiği bilinen Tınaztepe Mağarası’nı hem rehberli turlarla hem de Konya Otogarı’nda her saat bulabileceğiniz Seydişehir minibüsleri ile kolayca ulaşarak gezebilirsiniz. Mağara, haftanın her günü saat 0800 ile 1800 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Konum Linki 34- Eflatun Pınarı Hititler döneminden günümüze kalan bir kutsal su anıtı olan Eflatun Pınarı, Konya'da kesinlikle incelemenizi önerdiğimiz tarihi hazinelerimizden biri. Beyşehir'e 22 kilometre uzaklıkta yer alan etkileyici anıtın 1300 yıllarında Hitit döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. Yer ile gök arasında bağlantı kuran tanrıları temsil eden, 7 metre genişliğe ve 4 metre yüksekliğe sahip Eflatun Pınarı, 14 tane taş yapının birleşiminden oluşuyor. Antik Yunan filozofu Eflatun’dan 1000 yıl önce yapılmış olmasına rağmen halk arasında Eflatun Pınarı ismini alan ve 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de dahil edilen anıt, uluslararası kayıtlarda Hitit Kutsal Su Tapınağı olarak geçiyor. Etkileyici taş kabartmalarıyla arkeoloji meraklılarının yanı sıra tüm dünyadan kültür meraklılarını da kendine çeken Eflatun Pınarı’nı doğa yürüyüşleri veya tarih turları ile yakından görebilirsiniz. Konum Linki 35- Alaaddin Camii Alaaddin Keykubat Camii olarak da bilinen ve şehrin en sevilen tarihi gezi noktalarından Alaaddin Tepesi’nde yer alan Alaaddin Camii, Konya'nın en büyük ve en eski camisi olarak görülmeye değer bir eser. Sultanı 1. Rükneddin Mesud döneminde 1116 yılında inşa edilmeye başlayan ve I. Alâaddin Keykubad zamanında 1221 yılında tamamlanan etkileyici caminin avlusunda 8 tane Anadolu Selçuklu sultanın türbesini de ziyaret etme şansı bulacaksınız. Anadolu Selçuklu dönemini yansıtan etkileyici ahşap ve taş oymaları ile süslenerek kesme taşlarla inşa edilen Alaaddin Camii, bulunduğu tepeden sunduğu panoramik Konya manzarasıyla da ziyaretçilerini büyülüyor. Camiyi gezdikten sonra sultanların türbelerini ve Alaaddin Tepesi'nin diğer etkileyici yapılarını da ziyaret edebilirsiniz. Konum Linki 36- Nasrettin Hoca Gülmece Parkı Konya merkezine yaklaşık 135 kilometre uzaklıktaki Akşehir ilçesinde gezebileceğiniz en güzel parklardan biri olan Nasrettin Hoca Gülmece Parkı, Türk tarihinin önemli karakterlerinden Nasrettin Hoca'ya adanmış. Her biri farklı bir Nasrettin Hoca fıkrasını anlatan güzel heykelleri ile çocukların da çok ilgisini çeken parkta çiçek bahçeleri, yürüyüş yolları, dinlenme alanları ve kafeler gibi pek çok olanak bulabilirsiniz. 60 yıldan fazla zamandır düzenlenen Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Şenliği’ne de ev sahipliği yapan Gülmece Parkı’nın çevresinde ise Konya'nın yöresel lezzetlerini tadabileceğiniz kaliteli restoranlar sıralanıyor. Konum Linki 37- Kanyon Parkı İsmini çevresindeki kanyonu andıran sarp kayalardan alan Kanyon Park; rengarenk çiçek bahçeleri, süs havuzları, yürüyüş parkurları, spor sahaları, eğlenceli çocuk oyun parkları, mesire alanları, futbol ve basketbol sahalarıyla Konya merkezinde keyifli gün geçirebileceğiniz sevilen parklardan biri. m2 gibi büyük bir yeşil alanı kapsayan park, etkileyici kanyon manzaraları eşliğinde hafta sonu sporu yapmak veya kafeler ve restoranlarda yorgunluk atmak için ideal. Selçuklu ilçesinde Gülvatan Sokak üzerinde yer alan Kanyon Park, haftanın her gün 1000 ile 2200 saatleri arasında açık. Konum Linki 38- Obruk Gölü Kızören Obruğu Her doğa gezileri hem de Obruk Yaylası'nda düzenlenen yayla turlarının sevilen adresi olan Obruk Gölü, Kızören Obruğu olarak da biliniyor. Konya’ya 70 kilometre uzaklıkta yer alan, 228 metre çapında ve 170 metre derinliğindeki Obruk Gölü, kireç taşlarının çözülmesiyle oluşmuş benzersiz manzarasıyla ve hemen yanı başındaki tarihi Obruk Han için sıkça ziyaret ediliyor. Antik dönemlerden biri yerleşim yeri olarak kullanılan, hem göl içindeki hem de çevresindeki zengin bitki çeşitliliği ile dikkat çeken Obruk Gölü, Toros Dağları'nda yaygın olan obruklara çok benziyor ve bölgedeki en büyük obruk gölü konumunda. Her mevsim harika fotoğraflar çekebileceğiniz Obruk Gölü, 2005 yılında ramsar alanı ilan edildi ve turizme kazandırılma çalışmaları hala devam ediyor. Konum Linki 39- Kubadabad Sarayı ve Külliyesi Konya'nın en ilgi çekici tarihi yapılarından biri de I. Alâeddin Keykubad tarafından 1220 ile 1236 yılları arasında inşa ettirilen Kubadabad Sarayı ve Külliyesi. Günümüze kadar sağlam kalmayı başarmış tek Anadolu Selçuklu sarayı olmasından dolayı çok ziyaret edilen etkileyici yapı, tarihi kayıtlarda Büyük Saray olarak da geçiyor. Selçuklu döneminin en etkileyici çini süslemelerinden bazılarına ev sahipliği yapan sarayın kobalt mavisi çinileri ise günümüzde Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi’nde sergileniyor. Konya tarih ve kültür gezileri ile keşfe çıkabileceğiniz, Beyşehir Gölü'ne oldukça yakın bir konumda bulunan Kubadabad Sarayı ve Külliyesi’nin iç bölümlerinin harika fotoğraflarını çekebilir ve 13. yüzyıl Selçuklu mimari özelliklerini inceleyebilirsiniz. Konum Linki 40- Zazadin Hanı Selçuklu dönemi kervansaray mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan ve 1235 ile 1236 yılları arasında I. Alâeddin Keykubad tarafından inşa ettirilen Zazadin Hanı, hem İpek Yolu hem de Baharat Yolu’nun rotası üzerinde yer alan görülmeye değer kervansaraylardan biri. 2500 m2 kapalı ve 1000 m2 açık avlusu ile Selçukluların Konya'da yaptırdığı en büyük han olmasıyla da ayrı bir öneme sahip olan Zazadin Hanı, ticaret ve konaklama amacıyla tasarlanmış. 2017 yılında restore edilerek ziyarete açılan tarihi yapının içinde dükkanlar, mescitler, konaklama odaları, yazlık ve kışlık avlular arasında keyifle gezebilir, bu devasa Selçuklu kervansarayında dönemin mistik atmosferini hissedebilirsiniz. Konum Linki 41- Nasrettin Hoca Türbesi Konya'nın önemli simgelerinden ve Türk tarihinin en bilinen karakterlerinden biri olarak 1284 yılında Akşehir'de ölen Nasrettin Hoca'nın mezarı, en güzel erken dönem Türk-İslam mimari örneklerinden biri. Tam ismi Dünyanın Ortası Nasreddin Hoca Türbesi olan ve Anadolu beylikleri döneminde yapıldığı tahmin edilen türbeye 1878 yılında 12 tane sütun daha eklenmiş, ayrıca yapı 1900'lü yılların başlarında restore edilmiş. Her yıl kutlanan Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Şenliği sırasında binlerce kişi tarafından ziyaret edilen, hem mimari özellikleri hem de tarihi önemi ile dikkat çeken Nasrettin Hoca Türbesi’ni hemen yanında bulunan Osmanlı padişahlarından 1. Mehmet'in kızı Habibe'nin türbesi ile birlikte ziyaret edebilirsiniz. Konum Linki 42- İplikçi Camii ve Medresesi Mevlana Celaleddin Rumi'nin 12. yüzyılda dersler verdiği ve Konya'nın tarihi kalbi olan Alaaddin Tepesi’ne kısa bir yürüyüş mesafesinde inşa edilen İplikçi Cami ve Medresesi, Konya'nın görülmesi gereken çarpıcı yapılarından biri. II. Kılıçarslan döneminde inşa edilen tarihi cami; Selçuklu mimari özelliklerini yansıtan klasik taş mimarisi, ahşap ve taş süslemeleri ile huzurlu atmosferde güzel bir gezi deneyimi yaşatıyor. Günümüze kadar sağlam kalmayı başarmış İplikçi Camii ve Medresesi’ne Konya'nın tarihi ilçesi Meram'da Emir Pervane Sokak üzerinde kolayca ulaşabilir, sabah 0600 ile 2100 saatleri arasında açık olan tarihi yapının iç bölümlerini de gezebilirsiniz. Konum Linki 43- Obruk Han Büyüleyici bir doğa harikası olan Obruk Gölü'nün hemen yanında yer alan ve Anadolu Selçuklu döneminde inşa edilen Obruk Han, Konya’nın en güzel kervansaraylarından biri. Bölgede pek çok tarihi yapı inşa ettiren Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad tarafından İpek Yolu rotası üzerinde yaptırılan Obruk Han, 13. yüzyıl Selçuklu mimari özelliklerini yansıtan kesme taşları ve çarpıcı taş oyması süslemeleri ile Konya tarih gezilerinin önemli duraklarından biri haline geldi. İç mekanlarını gezebileceğiniz hanın Obruk Gölü ile birlikte özellikte gün batımlarında muhteşem fotoğraflarını da çekebilirsiniz. Konum Linki 44- Melike Hatun Çarşısı Kadınlar Pazarı Konya'nın en eski ticaret merkezlerinden biri de Karatay ilçesinde yer alan ve ismini Mevlana’nın kızı Melike Hatun’dan alan Melike Hatun Çarşısı. Tarihi çarşı, yöre kadınlarının ürettiği el emeği göz nuru ürünler de satıldığı için Kadınlar Pazarı olarak da biliniyor. Yüzlerce yıl boyunca olduğu gibi günümüzde de çok hareketli olan, turistlerin alışveriş yapmak için ilk uğradığı yerlerden Melike Hatun Çarşısı’nda bölge köy ve çiftliklerde üretilen organik sebzeler ve meyveler, kuruyemişler, baharatlar, Konya’ya özgü yiyecek ve içeceklerin yanı sıra yüzlerce el sanat ürününü de bir arada bulabilirsiniz. Renkli ve hareketli tezgahlarıyla fotoğrafçıların en sevdiği gezi alanlarından biri olan Melike Hatun Çarşısı’na hem alışveriş yapmak hem de tarihi atmosferi yaşamak için uğrayabilirsiniz. Mevlana Müzesi gibi turistik noktalara kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunan çarşı, Karatay ilçesinde Aziziye Caddesi üzerinde gezilebilir. Konum Linki 45- Zaman Müzesi Konya, pek çok ilgi çekici müzeye ev sahipliği yapıyor ve bu müzeler arasında en çok ziyaret edilenlerden biri de Selçuklu ilçesinin tarihi mahallesi Sille’de yer alan Zaman Müzesi. Etkileyici taş mimarisi ile dikkat çeken tarihi konağın 2012 yılında aslına uygun olarak restore edilmesinden sonra hizmete açılan müze, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemine ait zamanla ilgili pek çok objeye ev sahipliği yapıyor. Türkiye'nin ilk zaman müzesinin zengin koleksiyonlarında altın ve gümüş köstekli saatler, el yazması takvimler, tarihi masa takvimleri, resmi dairelerde kullanılan özel takvimler, Osmanlı dönemine ait tasarımlı duvar saatleri, hatta Roma dönemine ait antik bir güneş saati örneğini de yakından görebilirsiniz. Osmanlı dönemi güneş saatlerini de inceleme fırsatı bulabileceğiniz, pek çok uluslararası ödül kazanan Zaman Müzesi’ni pazartesi günleri hariç haftanın her günü 0900 ile 1700 saatleri arasında gezebilirsiniz. Konum Linki 46- Akşehir Gölü Konya doğa gezilerinin değişmez adreslerinden biri olan Akşehir Gölü, Sultan Dağları ile Emir Dağları arasında yer alıyor. 39 kilometre uzunluğunda ve 170 metre derinliğindeki tuzlu su gölü, aynı zamanda Afyonkarahisar'a da oldukça yakın olduğu için komşu şehirlerden de turistleri kendine çekiyor. Çevresinde göl manzaralı mesire alanları, iyi düzenlenmiş yürüyüş parkurları ve seyir terasları bulabileceğiniz Akşehir Gölü, onlarca su kuşu ve göçmen kuşa ev sahipliği yaptığı için yılın her döneminde kuş gözlemciliği yapmak için de ziyaret ediliyor. Pelikan, dalgıç balıkçıl, yağmurcun ve yaban kazları gibi binlerce kuş arasında tertemiz havada yılın yorgunluğunu atabileceğiniz gölde yaz aylarında sandallarla balık avlama turlarına da katılabilirsiniz. Konum Linki 47- Konya Lale Bahçeleri Konya ovasında yetiştirilen ve onlarca ülkeye ihraç edilen rengarenk lalelerle süslü 300 dekarlık bir alanı kapsayan Konya Lale Bahçeleri, büyüleyici manzaralarıyla tüm dünyadan ziyaretçi çekiyor. Fotoğrafçılık turları ve doğa gezileri ile keşfe edebileceğiniz lale bahçeleri için pek çok şehirden özel turlar da düzenleniyor. Sarı, kırmızı ve mor laleler arasında Konya gezinizin en güzel fotoğraflarını çekebilir, hem rengarenk laleler hem de lalelerle süslü hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Düğün fotoğrafları ve romantik fotoğraflar çekmek için de Konya’da gidebileceğiniz en güzel yer olan Konya Lale Bahçeleri’ne turların yanı sıra her saat hareket eden minibüslerle de ulaşmak mümkün. Konum Linki 48- Sille Barajı Parkı Konya'nın başka bir sevilen mesire ve gezi alanı olan Sille Barajı Parkı, 2017 yılında hizmete açıldı. Özellikle hafta sonları ve yaz aylarında serin havasıyla tatilcileri kendine çeken baraj gölünün çevresinde iyi düzenlenmiş yürüyüş yolları, tırmanma parkurları, uçurtma tepeleri, çocuk oyun alanları, eşsiz doğa manzaraları eşliğinde çayınız uygulayabileceğiniz kır bahçeleri ve yöresel lezzetler tadabileceğiniz restoranlar bulabilirsiniz. Sille Barajı Parkı, her gün 10000 ile saatleri arasında açık ve şehir merkezine oldukça yakın. Selçuklu ilçesinde bulunan parka kısa bir yürüyüşle ve toplu taşıma araçlarıyla kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Konum Linki 49- Leylekler Vadisi Doğa severlerin Konya'da mutlaka keşfetmesi gereken bir tabiat cenneti olan Leylekler Vadisi, Beyşehir ilçesi sınırlarında yer alıyor. Yüzlerce leyleğe ev sahipliği yapan ve ismini de buradan alan vadi, Beyşehir Gölü kıyısında uzanıyor. Hem fotoğraf safarilerine katılmak hem de temiz havada doğa yürüyüşü ve kamp yapmak için tercih edebileceğiniz Leylekler Vadisi, sevimli leyleklerin yanı sıra onlarca farklı kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Çam ormanları arasında piknik yapmak için Konya'da girebileceğiniz en güzel yerlerden biri olan ve leyleklerin doğal yaşam alanı olduğu için özenle korunan Leylekler Vadisi’ni ilkbahar ve sonbahar aylarında ziyaret ederseniz ardıç ağaçları üstünde yuva yapan leylek ailelerinin harika fotoğraflarını çekebilirsiniz. Konum Linki 50- Sırçalı Medrese Konya'ya yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki tarihi Meram ilçesi merkezinde ziyaret edebileceğiniz başka bir önemli Anadolu Selçuklu dönemi yapısı da Sırçalı medrese. 13. yüzyılda 1242 yılında II. Gıyâseddin Keyhüsrev tarafından inşa ettirilen Sırçalı Medrese, döneminin önemli eğitim kurumları arasındaydı. Etkileyici kesme taş ve moloz taş mimarisinin yanı sıra Selçuklulara özgür taş ve ahşap süslemeleri ile görülmeye değer güzellikte bir manzara sunan Sırçalı Medrese, 1900'lü yılların başlarına kadar medrese olarak hizmet vermeye devam etti ve günümüzde halka açık bir tarihi gezi alanı. Açık avlulu medrese örneklerinden en güzelleri arasında yer alan Sırçalı Medrese, Meram gezilerinde mutlaka görmeniz gereken bir mimari eser. Konum Linki 51- Gevale Kalesi Konya Kalesi olarak da bilinen Gevale Kalesi, Konya merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Takkeli Dağ zirvesinde unutulmaz bir tarih gezisi sunuyor. Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah tarafından karargah olarak kullanılan ve günümüzde az bir bölümü ayakta kalan kalenin 5000 yıllık başka bir kalenin üzerine inşa edildiği düşünülüyor. Bölgede yapılan kazılarda Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemine ait pek çok tarihi eser de bulundu. Deniz seviyesinden 1675 metre yükseklikte yer alan Gevale Kalesi’nin etkiletici surları ve Süleyman Şah'ın kılıcı ile açtığı söylenen kale kapısını görebilir, bölgenin panoramik fotoğraflarını çekebilirsiniz. Konum Linki 52- Kilistra Antik Kenti Konya tarih, kültür ve arkeoloji turlarının önemli mola noktalarından biri olan, Konya'ya 55 kilometre uzaklıkta Gökyurt Köyü sınırlarında yer alan Kilistra Antik Kenti, ilk Hristiyanlık döneminde inşa edilmiş gezilmeye değer bir tarihi hazine. Kapadokya bölgesine görmeye alıştığımız kayalara oyulmuş kilise ve mabetlerin benzerlerini gezme şansı bulabileceğiniz antik kent, sarp kayanın içine oyulmuş yaşam odalarıyla da ilgi çekiyor. Etkileyici manzaralarıyla rehberli doğa yürüyüşlerinin rotaları arasına giren Kilistra Antik Kenti’nin manastırlarında dini sahnelerin canlandırıldığı yüzlerce yıllık duvar resimlerini inceleyebilir, antik seramik atölyeleri ve gözcü kulelerini gezebilirsiniz. Konum Linki 53- Karaaslan Hadimi Parkı Konya’nın en büyük şehir parklarından biri de Meram ilçesinde yer alan Karaaslan Hadimi Parkı. 7000 m2 göleti, m2 meyve bahçeleri, çiçek bahçeleri içinde uzanan yürüyüş yolları ve çocuk oyun parklarıyla hafta sonları ve yaz aylarının sevilen adresi haline gelen parkın içerisinde çocuklarınızla birlikte keyifli zaman geçirebileceği bir lunapark da hizmet veriyor. Spor sahalarının yanı sıra çay ve kahvenizi yudumlayarak yorgunluk atabileceğiniz kır bahçelerinin de hizmet verdiği Karaaslan Hadimi Parkı’nda hem spor yapabilir hem de ailenizle güzel zaman geçirebilirsiniz. Konum Linki 54- Konya Arkeoloji Müzesi Binlerce yıllık zengin bir tarihe sahip Konya’da Cilalı Taş Devri, Erken Çağ, Demir Çağı’nın yanı sıra Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait binlerce eserin de sergilendiği Konya Arkeoloji Müzesi, tarih meraklılarının şehirde ilk uğramanız gereken yerlerden biri. İlk olarak 1901 yılında Türkiye'nin en eski müzelerinden biri olarak kurulan ve 1962 yılında günümüzdeki binasına taşınan Konya Arkeoloji Müzesi’nin büyüleyici koleksiyonlarında Konya çevresindeki Çatalhöyük, Karahöyük ve Alaaddin Tepesi gibi kazı alanlarından çıkarılan paha biçilmez eserleri görme şansı bulabilirsiniz. Müze bahçesinde sergilenen devasa taş süslemeler, mermerden inşa edilen heykeller ve Roma döneminden günümüze kalan mezar başlıkları da görülmeye değer güzellikte. Türkiye'nin en etkileyici arkeoloji müzelerinden biri olan Konya Arkeoloji Müzesi’ni haftanın her günü 0800 ile 1700 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Konum Linki 55- Beyşehir Gölü Milli Parkı Konya'nın en popüler doğa gezi alanlarından Beyşehir Gölü'nün çevresinde hektardan daha büyük bir alanı kaplayan Beyşehir Gölü Milli Parkı, 1993 yılında el değmemiş güzellikleri için koruma altına alındı. Hem harika fotoğraflar çekmek hem de tertemiz havada doğa yürüyüşleri ve bisiklet gezilerine çıkmak için ziyaret edebileceğiniz milli parkta Beyşehir Gölü'nün 30’dan fazla irili ufaklı adalarını da yakından görebilirsiniz. Onlarca türden su kuşu ve göçmen kuşunu izleyebileceğin seyir teraslarıyla çok ilgi gören Beyşehir Gölü Milli Parkı, donanımlı kamp alanlarıyla da tüm ülkeden kampçıları kendine çekiyor. Yaz aylarında sandal ve kano gezilerine çıkabileceğiniz gölde olta balıkçılığı yaparak da huzurlu atmosferde yılın bütün yorgunluğunu atabilirsiniz. Türkiye'nin en büyük milli parklarından biri olan Beyşehir Gölü Milli Parkı, sadece Konya'nın değil ülkemizin de mutlaka görülmesi tabiat cennetleri arasında. Konum Linki 56- Karatay Şehir Parkı Konya'nın ilk ve tek hayvanat bahçesine de ev sahipliği yapan ve m2 gibi devasa alanıyla Orta Anadolu’nun en büyük parklarından biri olan Karatay Şehir Parkı, hem şehrin kalabalığından uzaklaşıp yemyeşil güzellikler arasında dinlenmek hem de çocuklarınıza eğlenceli zaman geçirmek için uğrayabileceğiniz bir yer. Etkileyici biyolojik göleti ile turistleri kendine çeken parkın içerisinde çocuk oyun parkları, spor sahaları, mangal yapabileceğiniz piknik alanları, çiçeklerle süslü kamelyalar ve yılın her dönemi sanatsal etkinliklerin gerçekleştirdiği etkinlik alanları bulunuyor. Yaz akşamlarının çok sevilen yürüyüş alanlarından biri olan Karatay Şehir Parkı’nın hayvanat bahçesini de ziyaret ederek çocuklarınızla güzel zaman geçirebilirsiniz. Konum Linki 57- Altınapa Barajı 1963 ile 1967 yılları arasında Meram Çayı üzerine inşa edilen Altınapa Barajı, bölgeye sulama ve içme suyu sağlamak amacıyla tasarlandı. Baraj gölü, huzurlu atmosferi ve doğal güzellikleriyle sevilen bir gezi alanı haline gelen Altınapa Barajı’nın çevresinde donanımlı kamp alanlarını yanı sıra mesire alanları ve Meram Çayı’nı keşfe çıkabileceğiniz yürüyüş parkurları da bulabilirsiniz. Balık bolluğuna sahip gölde olta balıkçılığı yaparak dinlendirici bir gün geçirebilir veya Altınapa Barajı’nı gezerek güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Konum Linki 58- Kozağaç Parkı Meram ilçesinin sevilen yeşil alanlarından biri de Hatip Caddesi üzerinde yer alan Kozağaç Parkı. Kaz ve ördeklerin yüzdüğü güzel göleti, yorgunluk atabileceğiniz çardakları, onlarca çeşit bitki ile süslü bahçeleri, yürüyüş yolları, koşu parkurları ve çocuk oyun alanlarıyla çok ilgi gören park, aynı zamanda şehrin en eski parklarından. Son yıllarda yenilendikten sonra hafta sonları Konya halkının hem gezmek hem de spor yapmak için sıkça ziyaret ettiği Kozağaç Parkı’na şehir merkezinden yürüyerek veya toplu taşıma araçlarıyla rahatça ulaşabilir, sakin ve huzurlu atmosferde küçük bir mola verebilirsiniz. Konum Linki 59- Piri Reis Parkı Konya'nın Selçuklu ilçesinde ismini verdiği Piri Reis Caddesi üzerinde yer alan ve m2 gibi büyük bir yeşil alanı kapsayan Piri Reis Parkı, özellikle etkileyici gece aydınlatmaları ile yaz aylarında akşam yürüyüşleri için tercih ediliyor. Kamelyalar, çocuk oyun alanları, spor sahaları, çiçek bahçeleri, yürüyüş ve koşu yollarıyla şehrin sevilen parklarından biri haline gelen Piri Reis Parkı’nın kır bahçelerinde yorgunluk atabilir veya akşam yürüyüşlerinizde güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Konum Linki 60- Aya Elenia Kilisesi Konya'nın Selçuklu ilçesine bağlı tarihi hazineleriyle ünlü Sille Subaşı Mahallesi'nde yer alan ve özellikle yabancı turistlerin şehir gezerken en çok ziyaret ettiği tarihi hazinelerden biri olan Aya Elenia Kilisesi, günümüzde Aya Elenia Müzesi olarak hizmet veriyor. 327 yılında Bizans İmparatoru Konstantinus’un annesi Helena tarafından yaptırılan etkileyici kilise, bölgeye özgü Sille taşlarıyla inşa edilmiş ve mimarisini yüzlerce yıldır korumayı başarmış. Tavan ve duvarlarındaki Hz. İsa’nın hayatı, Hz. Meryem ve İncil'den dini sahnelerin tasvir edildiği duvar resimleri ile görülmeye değer güzellikteki tarihi kilise, tarih ve kültür severlerin yanı sıra mimari meraklılarının da görmesini önerdiğimiz bir yapı. Aya Elenia Kilisesi ve Müzesi’ni pazartesi günleri hariç haftanın her günü saat 0900 ile 1700 arasında gezebilirsiniz. Konum Linki 61- Panorama Konya Müzesi Konya’nın kesinlikle ziyaret etmeniz gereken en etkileyici müzelerinden biri olan Panorama Konya Müzesi, Karatay ilçesinde Aslanlı Kışla Caddesi üzerinde güzel bir konumda yer alıyor. Türkiye'nin kültürel merkezlerinden biri olan ve bir dönem Anadolu Selçuklu Devleti'ne başkentlik yapan Konya'nın binlerce yıllık geleneklerini panoramik sergilerde inceleyebileceğiniz müze; Anadolu Selçuklu dönemine özgü taç kapısı, devasa avlusu, dünyanın pek çok bölgesinden Mevlevi okullarının maketleri, balmumu heykeller ve panoramik resimler gibi pek çok hazineye ev sahipliği yapıyor. Hem İpek Yolu hem de Baharat Yolu üzerinde yer alan Konya'nın binlerce yıldır devam eden ticaret gelenekleri ve Anadolu Selçuklu dönemine ait etkileyici el sanatı örneklerini de yakından görebileceğiniz Panorama Konya Müzesi’ni pazartesi günleri haftanın her günü saat 090 ile 1700 saatleri arasında gezebilirsiniz. Konum Linki 62- Karapınar Çölü Arabistan çöllerini andıran büyüleyici manzaralara şahit olmak için yerli ve yabancı turistlerin Konya’da mutlaka uğradığı yerlerden olan Karapınar Çölü, Türkiye’nin tek çölü olmasıyla ünlü ve şehir merkezine yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta Karapınar ilçesi sınırında yer alıyor. Sıcak hava ve kuraklıktan dolayı çöle dönüşen 4000 hektarlık bir alanı kapsayan Karapınar Çölü’nde 1960'lı yıllardan beri ağaçlandırma çalışmaları yapılmasına rağmen hala arazinin büyük bölümü çorak durumda. Devasa kum tepelerinin süslediği büyüleyici manzaralar arasında doğa gezileri ve fotoğrafçılık turlarına katılabileceğiniz çölde ATV safarileriyle de ilginç bir gün geçirebilir ve benzersiz fotoğraflar çekebilirsiniz. Konum Linki 63- Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi Mevlana Celaleddin Rumi’nin hayatında ve Mevlevi kültüründe önemli bir yeri olan 12. yüzyıl şairi Şems-i Tebrizi’nin türbesi ve şehrin en güzel camilerinden biri olan Şems-i Tebrizi Camii, Karatay ilçesinde Şems Caddesi’nde ziyaret edilebilir. Kümbet tasarımına sahip türbe ve etkileyici ahşap süslemeleriyle dikkat çeken cami, Konya'nın en çok ziyaret edilen yerleri arasında. Özellikle kutsal günler ve dini bayramlarda yüz binlerce kişi tarafından ziyaret edilen, 13. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi, Mevlana Müzesi ve Alaaddin Tepesi’ne kısa bir yürüyüş mesafesinde yer aldığı için bütün bu tarihi hazineleri bir arada görebilirsiniz. Konum Linki 64- Konya Aquapark AquaKonya Sıcak yaz günlerinde hem serinlemek hem de çocuklarınızla eğlenceli zaman geçirmek için ilk uğramanız gereken yerlerden biri de 2015 yılında hizmete açılan Konya Aquapark. Konya'nın ilk ve tek su parkı olmasının yanı sıra Türkiye'nin tek erkeklere ve kadınlara ayrı bölümler sunan su parkı da olan Konya Aquapark; her yaş grubuna uygun onlarca su kaydırağı, güvenlikli çocuk havuzları, erkek ve kadınlar için ayrı yüzme havuzları, kafeler, sosyal yaşam alanları ve güneşlenme teraslarıyla çok seviliyor. Gün boyu cankurtaran hizmetinin verildiği ve çocuklara özel animasyonların düzenlendiği Konya Aquapark, Selçuklu ilçesinde Gülsarayı Sokak üzerinde Azra Tatil Köyü girişinde, toplu taşıma araçlarıyla kolayca ulaşabileceğiniz güzel bir konumda yer alıyor. Konum Linki 65- Fasıllar Köyü ve Fasıllar Anıtı Konya tarih ve kültür gezilerinin değişmez adreslerinden biri haline gelen Fasıllar Köyü, Beyşehir ilçesine sadece 18 kilometre uzaklıkta gezilebilir. Hitit, Roma ve Bizans döneminden etkileyici tarihi yapıların süslediği köy, her köşesinde farklı bir medeniyetten izler taşıdığı için sıkça ziyaret ediliyor. Rehberli turlarla da keşfe çıkabileceğiniz ve binlerce yıllık yapılar arasında gezebileceğiniz köy, binlerce yıllık çarpıcı anıtlarıyla da tüm dünyadan arkeoloji meraklılarının ilgisini çekiyor. Dünyanın en büyük kaya anıtlarından biri olan ve Hititler döneminden inşa edilen 3500 yıllık Fasıllar Anıtı’nı yakından görebileceğiniz gezinizde Hititler ile Mısırlılar arasında yaşanan efsanevi Kadeş Savaşı'nı yansıtan taş oymalar ve çift başlı aslan kabartmaları ile süslü etkileyici anıtın detaylarını inceleyebilirsiniz. 70 ton ağırlıktaki bir kayanın üstüne oyulan anıt, sadece Konya’nın değil Türkiye’nin de gizli tarihi hazinelerinden biri. Konum Linki 66- Ilgın Kaplıcaları Sadece kültürel ve tarihi zenginlikleriyle değil, şifalı kaplıcalarıyla da her yıl binlerce insanı misafir eden Konya'da hem yılın yorgunluğunu atmak hem de tedavi olmak için Ilgın Kaplıcaları’na uğrayabilirsiniz. Konya'ya yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta yer alan kaplıcalar; magnezyum, kalsiyum, sodyum, klorür, sülfat ve hidrokarbonat açısından zengin şifalı sularıyla başta böbrek ve idrar yolları olmak üzere onlarca çeşit rahatsızlığın tedavisi amacıyla kullanılıyor. Osmanlı dönemlerinden beri yüzlerce yıldır insanlara şifa dağıtan Ilgın Kaplıcaları’ndan hem Evliya Çelebi'nin kitaplarında övgüyle bahsediliyor hem de kaplıcaların Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad tarafından romatizma tedavisi için ziyaret edildiği biliniyor. Sağlık tesisleri, termal oteller, aile banyoları, açık ve kapalı kaplıca havuzları gibi olanaklar bulabileceğiniz Ilgın Kaplıcaları’na otel servisleriyle veya Konya Otogarı’ndan her saat hareket eden Ilgın minibüsleri ile rahatlıkla gidebilirsiniz. Konum Linki 67- Sille Seyir Tepesi Selçuklu ilçesine bağlı Sille Mahallesi’nin tarihi yapılarını kuş bakışı izleme imkanı sağlayan ve Selçuklu Seyir Tepesi olarak da bilinen Sille Seyir Tepesi, panoramik fotoğraflar çekmek için ilk uğramanız gereken yerlerden. 2021 yılı temmuz ayında halka açılan seyir alanı, kısa sürede hem Konya halkının hem de yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri haline geldi. 100’den fazla kamelya, spor sahaları, çocuk oyun alanları, yürüyüş parkurları ve koşu yollarının yanı sıra gül bahçeleri, restoranlar ve büyüleyici Konya manzaraları izleyebileceğiniz çay bahçeleri ile de çok popüler olan tepeye akşam uğrarsanız, ışıl ışıl parlayan Konya şehrinin fotoğraflarını da çekebilirsiniz. Konum Linki 68- Konya Hayvanat Bahçesi Konya'nın ilk ve tek hayvanat bahçesi olarak 2005 yılında hizmete açılan Konya Hayvanat Bahçesi, açıldığı günden beri binlerce insan tarafından ziyaret edildi. Merkezi bir konumdaki Karatay Şehir Parkı içerisinde yer aldığı için Karatay Hayvanat Bahçesi olarak da bilinen turistik merkez, 80'den fazla türden 500’e yakın hayvana ev sahipliği yapıyor. Çocuklarınızla keyifli bir gezi yapabileceğiniz en popüler yerlerden olan Konya Hayvanat Bahçesi’nde aslanlar ve kaplanlardan yırtıcı kuşlara, sevimli lamalardan ve maymunlardan devasa yılanlara kadar pek çok vahşi hayvanı yakından görme şansı bulacaksınız. Soğutmalı kafeslerinde yaşatan Sibirya kaplanlarını da mutlaka görmenizi önerdiğimiz hayvanat bahçesinde sahipsiz hayvanlar için tedavi ve barınma hizmeti de sağlanıyor. Konya Hayvanat Bahçesi’ni haftanın her günü 1000 ile 1700 saatleri arasında gezebilirsiniz. Konum Linki 69- İstiklâl Harbi Şehitleri Anıtı Konya'nın en çok ziyaret edilen simgesel yapıtlarından biri de Karatay ilçesinde yer alan İstiklâl Harbi Şehitleri Anıtı. Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde hem Anadolu hem de Konya'da yaşanan durumu etkileyici maketler ve minyatürlerle anlatan bir müzesi de olan anıt, sizi o dönemlere geri götürecek. Etkileyici görsel tasarımlarını gelişmiş ses sistemleri ile tamamlayan müze, 460 m2 alanı kapsıyor. İstiklâl Harbi Şehitleri Anıtı; Türk devletlerinin bayraklarıyla süslü Bayraklı Yol, Karşılama Kubbesi, Selçuklu Giriş Kapısı, Şehitlik Avlusu ve Gaziler Lokali gibi pek çok farklı bölümüyle de her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Karatay ilçesinde Dolapmektep Sokak üzerinde, Mevlana Müzesi’ne sadece 5 dakika yürüyüş mesafesindeki İstiklâl Harbi Şehitleri Anıtı’nı ve müzeyi pazartesi günleri hariç haftanın her günü 0900 ile 1700 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Konum Linki 70- İzzet Koyunoğlu Şehir Müzesi Konya’nın en köklü ailelerinden olan Koyunoğlu ailesi tarafından kurulan ve 1913 yılı yapımı klasik bir Osmanlı konağında hizmet veren İzzet Koyunoğlu Şehir Müzesi, Konya’nın binlerce yıllık tarihi ve kültürünü yansıtan zengin koleksiyonları ile görülmeye değer müzelerden biri. Arkeolojik ve etnografik eserlerin yanı sıra tabiat tarihi bölümünü de gezebileceğiniz müzenin dönem mobilyaları ve antikaları arasında keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Koyunoğlu Müzesi’nde 3000’e yakın arkeolojik eser, 4000’den fazla etnografik eser ve fazla sikke sergileniyor. Karatay ilçesinde Nevniyaz Sokak üzerinde yer alan müzeyi pazar günleri hariç haftanın her günü 0800 ile 1700 arasında gezebilirsiniz. Konum Linki 71- Yusuf Ağa Kütüphanesi Konya'nın Karatay ilçesinde pek çok tarihi yapının sıralandığı Müze Alanı Caddesi üzerinde yer alan ve Mevlana Müzesi'nden kısa bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz Yusuf Ağa Kütüphanesi, 1795 yılında 3. Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından inşa ettirilen etkileyici bir yapı. Uzun yıllar boyunca ilmi araştırmalar ve eğitimler için kullanılan tarihi kütüphane günümüzde de 3000’den el yazması ve binlerce kitabıyla kültür meraklıları tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Hem tarihi mimarisi hem de zengin koleksiyonlarıyla Konya'da mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri olan Yusuf Ağa Kütüphanesi’ni pazar ve pazartesi günleri hariç her gün ile saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Konum Linki 72- Ereğli Müzesi Konya'nın tarihi ilçelerinden Ereğli'de Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan Ereğli Müzesi, binlerce yıllık tarihi hazinelerin sergilendiği etkileyici koleksiyonlarıyla ziyaret edilmeye değer başka bir Konya müzesi. 1968 yılında hizmete açılan müzede Cilalı Taş Devri, Bakır Çağı ve Tunç Çağı’nın yanı sıra Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerine ait binlerce paha biçilmez eseri yakından görebilirsiniz. Konya ve çevresinde yapılan kazılarda elde edilen eserlerin sıralandığı açık, kapalı ve yarı açık olmak üzere 3 tane farklı bölümü bulunan Ereğli Müzesi’nde arkeoloji bölümünün yanı sıra yöresel eserlerle süslü etnografya salonunu da gezebilirsiniz. El yazması Kur'an-ı Kerim, İslam dönemine ait sikke ve madalyonlara kadar pek çok çarpıcı esere sahip müzede 2 milyon yıllık mamut kemiklerini de mutlaka incelemelisiniz. Konum Linki 73- Selçuklu Çiçek Bahçesi Konya'nın en çok ziyaret edilen turistik noktalarından Konya Tropikal Kelebek Bahçesi’nin içerisinde yer alan ve çiçeğin süslediği büyüleyici bir manzaraya sahip Selçuklu Çiçek Bahçesi, doğa severlerin ve şehrin gürültüsünden uzaklaşmak isteyenlerin kesinlikle uğraması gereken bir yer. 8700 m2 alanı kapsayan çiçek bahçesinde seyir terasları, yürüyüş yolları, çocuk oyun alanları ve hatıra köşeleri sıralanıyor. Düğün fotoğrafları çekmek için de sıkça ziyaret edilen Selçuklu Çiçek Bahçesi’ni gezdikten sonra hemen yan taraftaki Konya Tropikal Kelebek Bahçesi’ne uğrayabilir ve orada da onlarca farklı kelebeğin harika fotoğraflarını çekebilirsiniz. Çiçek bahçesini pazartesi günleri hariç haftanın her günü 1200 ile 20 saatleri arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Konum Linki 74- Sahip Ata Vakıf Müzesi Konya'nın Meram ilçesinde ziyaret edeceğiz başka bir güzel müze de binlerce yıllık Konya geleneklerini ve kültürünü yansıtan etnografya koleksiyonları ile dikkat çeken Sahip Ata Vakıf Müzesi. Anadolu Selçuklu Devleti'nin önemli vezirlerinden Sâhib Atâ Fahreddin Ali tarafından inşa ettirilen etkileyici bir külliyenin restore edilmesi ile hizmete başlayan müzede aynı zamanda Fahreddin Ali, eşi ve çocuklarının türbeleri de bulunuyor. Müzenin iyi düzenlenmiş koleksiyonlarında Selçuklu dönemini yansıtan kobalt mavisi ve patlıcan moru çini süslemeleri, taş ve ahşap oymaları gibi 200’den fazla paha biçilmez eseri yakından görme şansı bulacaksınız. Dönem giysileri, antikalar, takılar, hat sanatı ve el sanatı ürünlerini de inceleyebileceğiniz etnografya sergilerini mutlaka gezmenizi önerdiğimiz Sahip Ata Vakıf Müzesi, pazartesi günleri hariç haftanın her günü 0900 ile 1700 arası açık. Konum Linki 75- Akşehir Batı Cephesi Karargâhı Müzesi Konya'nın sizi tarihte bir yolculuğa çıkaracak etkileyici müzelerinden biri de 1905 yılı yapımı tarihi bir Osmanlı konağında hizmet veren ve Kurtuluş Savaşı dönemini yaşatan çarpıcı koleksiyonlarıyla ilgi gören Akşehir Batı Cephesi Karargâhı Müzesi. Batı Cephesi Karargâhı, Kurtuluş Savaşı döneminde Konya’nın ilçesi Akşehir'e taşındı ve 9 ay boyunca günümüzde müze olan konakta çalışmalarına devam etti. Mustafa Kemal Atatürk'ün taarruz emrini verdiği yer olmasıyla da özel bir öneme sahip konağın dönem mobilyaları ile süslü odalarını, İsmet İnönü ve diğer komutanların çalışma odalarını gezebilirsiniz. Kurtuluş Savaşı'na ait yüzlerce belge ve fotoğrafların da sergilendiği müzede pek çok antika eşyayı da inceleyebilirsiniz. Akşehir ilçesinde İnönü Caddesi üzerinde yer alan Akşehir Batı Cephesi Karargâhı Müzesi’ni haftanın her günü 0800 ile 1700 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. Konum Linki 76- Sultanlar Türbesi Konya'nın simgesel yapılarından Alaaddin Camii'nin bahçesinde yer alan ve 8 tane Anadolu Selçuklu sultanının türbesini kapsayan Sultanlar Türbesi, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Caminin iç avlusunda I. Mesut, I. Kılıçaslan, II. Rükneddin Süleyman, I. Gıyaseddin Keyhüsrev, I. Alâeddin Keykubad, II. Gıyaseddin Keyhüsrev, IV. Kılıçaslan ile III. Gıyaseddin Keyhüsrev'in on köşeli kesme taşlarla tasarlamış ve çarpıcı kubbeleriyle Selçuklu dönemi mimarisini yansıtan türbelerini ziyaret edebilirsiniz. Konya inanç ve kültür gezilerinin değişmez adreslerinden biri olan Sultanlar Türbesi, özellikle dini bayramlar ve kutsal günlerde tamamen doluyor. Konum Linki 77- Yerköprü Mağarası Konya'nın en bilinen tabiat harikalarından Yerköprü Şelalesi ile birlikte keşfe çıkabileceğiniz Yerköprü Mağarası, tamamen traverten içinde yer alan ülkemizin en ilginç mağaralarından biri. 5000 metre uzunluğundaki mağaranın şelale göleti içinde yer alan 3 metrelik girişinde dalışlar yaparak benzersiz manzaralara şahit olabilirsiniz. Hem doğa yürüyüşleri hem de rehberli mağaracılık turlarıyla yakından görebileceğiniz Yerköprü Mağarası’nın içindeki milyonlarca yılda oluşmuş sarkıt ve dikitler arasında unutulmaz bir gün geçirebilir, benzersiz fotoğraflar çekebilirsiniz. Konum Linki 78- Gömeç Hatun Türbesi Konya'nın Kız Kulesi olarak bilinen ve 13. yüzyıl Anadolu Selçuklu dönem mimarisini yansıtan Gömeç Hatun Türbesi, Konya merkezinde Selçuklu ilçesinde Ankara Caddesi üzerindeki Musalla Mezarlığı’nda yer alıyor. Şehirdeki diğer türbelerden farklı olarak bir anıtı andıran eyvanlı kemerleri ve mozaik süslemeleri ile dikkat çeken türbe, Mevlana'nın yetiştirdiği ve halk arasında çok sevilen müritlerinden biri olan Gömeç Hatun için inşa edilmiş. Anadolu Selçuklu Sultanı Rükneddin Kılıçarslan’ın da karısı olan Gömeç Hatun’un etkileyici türbesi, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Konum Linki 79- Valide Sultan Hamamı ve Müzesi Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi ve Sultan II. Selim’in annesi olan Valide Sultan adına inşa edilen Valide Sultan Hamamı ve Müzesi, görülmesi gereken çarpıcı bir tarihi hazine. Mimar Sinan'ın Konya'da inşa ettiği eserlerden biri olduğu tahmin edilen hamam, şehrin en güzel camilerinden biri olan Sultan Selim Camii ile aynı dönemde, moloz ve kesme taşlarla tasarlanmış. Klasik Osmanlı hamam mimarisi yansıtacak kubbeli tarzı ile dikkat çeken Valide Sultan Hamamı’nın soyunma, sıcaklık ve ılıklık bölümlerini gezebilir, günümüze kadar sağlam kalmış tarihi yapıyı inceleyebilirsiniz. Konya'nın Karapınar ilçesinde yer alan hamamı tarih ve kültür turlarıyla da gezme şansınız var. Konum Linki 80- Körükini Mağarası Konya, doğa gezileri ve mağaracılık turlarının önemli bir parçası olan, Uzunsu Deresi’nin kayaları milyonlarca yıl boyunca aşındırmasıyla oluşan Körükini Mağarası, Balatini Mağarası olarak da biliniyor. 320 metre uzunluğa ve 30 metre yüksekliğe sahip mağaranın iç bölümlerini iyi düzenlenmiş gezi yoluyla keşfe çıkabilir ve birbirinden güzel 3 farklı galeriyi gezebilirsiniz. Damlataş havuzları, devasa sarkıtlar ve dikitlerin harika fotoğraflarını çekebileceğiniz Körükini Mağarası’nın göletinde ise botlarla gezilere çıkabilirsiniz. Konya'nın Derebucak ilçesine bağlı Çamlık beldesinde bulunan mağara, şehir merkezine yaklaşık 145 kilometre uzaklıkta. Konum Linki 81- Ak Manastır Konya’da gezebileceğiniz başka bir etkileyici mağara manastırı olan Ak Manastır, tarihi kayıtlarda Eflatun Manastırı ve Deyrieflâtun olarak da geçiyor. Uzun tarihi boyunca pek çok efsaneye konu olan manastırda Mevlana’nın 7 gün ve 7 gece kaldığı, mağara içinden akan ayazma suyunun da kutsal olduğuna inanılıyor. İlk Hristiyanlık dönemlerinde yumuşak kayalar oyularak inşa edildiği düşünülen Ak Manastır’ın mağara içinde sıralanan şapelleri, iki kilisesi, keşiş ve yaşam odaları arasında unutulmaz bir gezi yapabilirsiniz. Konya’ya sadece 4 kilometre uzaklıkta Takkeli Dağ’ın eteklerinde yer alan manastır, günümüzde de kutsal kabul ediliyor ve her yıl belirli dönemlerde Ortodokslar tarafından ziyaret ediliyor. Konum Linki 82- Selçuklu Köşkü Konya şehir merkezini gezerken ziyaret edebileceğiniz tarihi yapılardan biri de Alaaddin Tepesi’nde tarihi Alaaddin Camii'nin hemen yanında yer alan Selçuklu Köşkü. I. Süleyman Kılıçarslan döneminde inşa edilen ve I. Alâeddin Keykubad tarafından geliştirilen köşk, bundan dolayı Alaaddin Köşkü olarak da biliniyor. Selçuklu dönemine özgü etkileyici kobalt mavisi çinilerle süslenen ve kesme taşlarla inşa edilen Selçuklu Köşkü, etkileyici mimarisiyle İstanbul, Edirne ve Bursa'daki Osmanlı saraylarına da ilham kaynağı olmuş. Alaaddin Tepesi'nin tarihi hazineleriyle birlikte gezebileceğiniz Selçuklu Köşkü, hem mimari güzelliği hem de tarihi değeriyle ilgi gören tarihi hazinelerimizden biri. Konum Linki 83- Güvercinlik Mağarası Milyonlarca yıllık etkileyici mağaralar açısından çok zengin olan Konya’da rehberli turlar ile gezebileceğiniz başka bir güzel mağara da Güneysınır ilçesinde yer alan Güvercinlik Mağarası. 130 metre derinliğe sahip ve 2 farklı galerisi bulunan mağara, 300 metreyi geçen büyüklüklerdeki devasa sarkıtlar ve dikitleri ile ünlü. Milyonlarca yıllık damlataş havuzları arasında gezebileceğiniz Güvercinlik Mağarası, en sıcak yaz günlerinde bile serin kalan temiz havasıyla da keyifli bir gezi deneyimi sunuyor. Konum Linki 84- Nasrettin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Anadolu Selçuklu döneminin ve Türk tarihinin efsanevi karakterlerinden biri olan Nasrettin Hoca'nın doğduğu Akşehir'de Ulucami Caddesi üzerinde yer alan Nasrettin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, 1992 yılında restore edilen klasik bir Konya konağında hizmet veriyor. Dönem mobilyaları ve Nasrettin Hoca’nın balmumu heykelleriyle süslü konağın koleksiyonlarında Nasrettin Hoca masallarının tasvir edildiği pek çok eserin yanı sıra Konya'nın binlerce yıllık geleneksel kültürü ve yaşam tarzını yansıtan etnografya sergilerini de gezme şansı bulacaksınız. Dünyaca ünlü Nasrettin Hoca hakkında ilginç bilgiler almak için müzeyi mutlaka ziyaret etmenizi öneririz. Nasrettin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ni haftanın her günü saat 0800 ile 1700 arasında çocuklarınızla da keyifle gezebilirsiniz. Konum Linki 85- Obruk Yaylası Sıcak yaz günlerinde serinlemek için gidebileceğiniz en popüler yerlerden biri olan Obruk Yaylası, Karapınar ilçesinde deniz seviyesinden 1050 metre yükseklikte yer alıyor. İlginç manzarasından dolayı çok ziyaret edilen Obruk Gölü'nden Tuz Gölü’ne kadar devam eden yayla, kuru ve sulu olarak iki bölüme ayrılıyor. Yılın her mevsimi doğa gezileri, bisiklet turları ve kamp yapmak için gidebileceğiniz Obruk Yaylası, aynı zamanda sulak alanlarında yüzlerce kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Obruk Yaylası gezilerinizde hem Obruk Gölü’nün hem de gölün yanında inşa edilen tarihi bir yapı olan Obruk Han’ın harika fotoğraflarını da çekebilirsiniz. Konum Linki Konya geziniz bittikten sonra sırada sizi Alanya'da gezilecek yerler bekliyor olacak.
AHIRLI Yüzölçümü 353 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım m. İlçenin kuruluş tarihi bilinmemekte ise de, Romalıların yaşadığı, çevrede bulunan tarihi eserlerde anlaşılmaktadır. Ahırlı İlçesi Bozkır'a bağlı bir kasaba iken, 1991 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur. Eskiden dericilik, leblebicilik, nalburiyecilik ve kasaplık ilçe ekonomisine yön verirken, zamanla göçler nedeniyle bu tür faaliyetler kaybolmuş ve halk genelde tarım ve küçük çaplı hayvancılığa yönelmiştir. Tarım ürünleri olarak; buğday, arpa, nohut, armut ve elma başlıca ürünlerdir. AKÖREN Yüzölçümü 490 km2 Nüfus İlçe merkezi Köyler Rakım 1130 m Anadolu'nun en eski kenti olan Çatalhöyük’e 49 km. gibi yakın bir mesafede olan Akören'in geçmişi 7000-6500 yıllarına kadar dayanmaktadır. Rivayetlere göre buranın gür ormanlarla kaplı ve çok miktarda av hayvanlarının olması nedeniyle "Av vuran" ile "Av veren" veya "Ağaç evreni" anlamına gelen ve "Avren" olarak adlandırıldığı, çevresindeki 7 viraneden gelen halkın bugünkü yerleşim yerinde toplanmasıyla "Akviran" olarak adının değişikliğe uğradığı söylenmektedir. Cumhuriyet döneminden sonra 1961 yılında İçişleri Bakanlığınca Akviran ismi değiştirilerek "Akören" olarak resmen tescil edilmiştir. AKŞEHİR Yüzölçümü 853 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 995 m. İlçenin yerleşim birimi olarak kuruluş tarihi kesin olarak belli değildir. Anadolu tarihine yakın bir tarihi vardır. Bölgede Hitit Frigya, Lidya, Roma ve Bizanslılar yerleşmiş 1447 yılında ise Osmanlıların eline geçmiştir. Kesin belli olmamakla 1868 yılında ilçe 1854 yılında belediye olarak teşkilatlanmıştır. Akşehir, Nasreddin Hoca ile adını Dünya’ya yıllarında Akşehir’de yaşan ünlü düşünür ve mizah ustası Nasreddin Hoca anısını yaşatmak için uluslararası ve ulusal düzeyde kutlamalar ve festivaller düzenlenmektedir. ALTINEKİN Yüzölçümü 1106 km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım 970 m Altınekin İlçesinin tarihi oldukça eski devirlere dayanmaktadır. İlçe Selçuklular zamanında önemli bir ticaret merkezi idi. Fakat arazinin kıraç oluşu gelişmiş olan ticaretini göçlerin başlaması nedeniyle yavaş yavaş söndürdü. Cumhuriyet Döneminde genelde tüm kamu kuruluşlarıyla birlikte gelişmiş bir yerleşin merkezi iken, bu kurumlar daha sonra başka bir yere taşınmasıyla birlikte küçük bir nahiye halini almıştır. Altınekin Kasaba iken, 4 Temmuz 1998 gün ve 19507 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3292 Sayılı Kanunla ilçe olmuştur. İlçeye bağlı 3 mahalle, 2 kasaba, 15 köy vardır. İlçenin köy ve kasabasına bağlı çok sayıda yayla ve mezrası vardır. BEYŞEHİR Yüzölçümü km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım 1125 m. Beyşehir tarihi yılları Neolitik cilalı taş devrine kadar uzanır. yılları arasında Hititler; Eflatun Pınar ve Fasıllar da ölmez eserler bırakmışlardır. Bu yıllarda çevre, Mısır ve Asur Devletlerinin zaman zaman istilasına uğramıştır. yıllarında Frigler'e geçmiş, daha sonra Psinya adında bağımsız bir devlet kurulmuştur. VII da Lidyalılar'a Persler'e, 333'de Büyük İskender'e, de Romalıların eline geçerek daha sonra Doğu Roma'nın Bizans hâkimiyetinde kalmıştır. Beyşehir İlçesi; Konya İlinin Akdeniz kesiminde Göller Bölgesinde ve Orta Toroslar arkasındaki kısımda yer almıştır. İlçeye doğudan Konya Merkezi, Seydişehir İlçesi, batısındaki Şarkikaraağaç, Eğirdir, Sütçüler ilçeleri, Kuzeyde Ilgın ve Doğanhisar İlçeleri ile Hüyük İlçesi, güneyde Seydişehir İlçesi kuşatmıştır. En güney kısmında 65 km uzaklıkta olan Akdeniz’den duvar gibi yükselen Toros Dağları ile ayrılmaktadır. BOZKIR Yüzölçümü 1489 km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım m. Bozkır eski çağda İsaura Bölgesi içindeydi. Bölgenin adını taşıyan şehir şimdiki Bozkır İlçesidir. Daha sonra İlçenin kuzey doğusuna yapılan büyük kaleye İsaura Nova Yeni İsaura denilince, ilçeye Lentopolis ve sonra Tris-Maden adları verilmiştir. Son zamanlara kadar halk, kasabaya Siristat diyordu. Kelimenin gerçek söylenişi bilinmemekle beraber, ilçe çevresindeki kurşun madenlerini işletmekte olan ustalara baş usta anlamına gelen "Ser-Üstat" denildiği için, bu kelimeden geldiği sanılmaktadır. İlçenin Çumra, Karaman ve Hadim'e komşu olan bölgesinde ise 15 ve 18 . Belviran adlı bir ilçe bulunmaktaydı. Halk şimdi bu bölgeye "Dağ kolu" adına vermiştir. İlçemiz kuzeyden Çumra ve Akören, güneyden Hadim ve Antalya, doğudan Güneysınır, batıdan Antalya ve Ahırlı il ve ilçeleriyle çevrilmiştir. İlçenin batı kesiminde Suğla Gölü mevcuttur. Ahırlı ve Yalıhüyük sınırları içerisinde kalan göl arazisi dönümdür. Göl arazisi DSİ Beyşehir Gölünün tahliye deposu olarak kullanılmaktadır. Göl, güneyindeki Toroslardan inen kuvvetli yağışlarla beslenmektedir. ÇELTİK Yüzölçümü 637 km2 Nüfusu ilçe merkezi Köyler Rakım 850 m. İlçenin kuruluşu 11. ve 12. Yüz yıla kadar uzanmaktadır. İbrahim Hakkı Konyalı'nın "Konya Tarihi" adlı eserine göre Çeltik'in geçmişi Karaman Eyaletine bağlı Akça şehrine dayanmaktadır. Çeltik yakınlarındaki İbanın Kuyusu denilen yerde kurulan Akça şehri 1902'de ilçe kimliği kazanmış, ancak bataklığı ve sivrisinek çokluğu sebebiyle ilçe sıfatıyla önce Hatırliya verilmiş, Daha sonra da Cihanbeyli'ye aktarılmıştır. 1958 yılına kadar köy olarak kalan Çeltik, bu yıl da bucak, 10 yıl sonra da kasaba statüsü kazanmış, 9 Mayıs 1990 tarih ve 3644 sayılı "130 ilçe Kurulması Hakkında Kanun" ile İlçe olmuştur. Konya'nın kuzey batısında yer alan Çeltik, Doğuda Polatlı, batıda Emirdağ, Güneyde Yunak, Kuzeyde ise Sivrihisar ile çevrilidir. CİHANBEYLİ Yüzölçümü km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım 980 m. Cihanbeyli'nin tarihi gelişimi Konya Tarihi ile eş değerdir. Konya'yı Cihanbeyli'den ayıran doğal sınırlar yoktur. Cihanbeyli tarihi gelişimi, coğrafi ve sosyal yaşantısı yönünden Konya ünitesinin bir parçasıdır. Cihanbeyli'nin ilk adı Esbikeşan'dır. Daha sonraları "İnevi" adını almış ve uzun yıllar İnevi adını taşımıştır. Esbikeşan İlçesi ilçelikten bucaklığa, bucaklıktan ilçeliğe çok kez yer değiştirmiştir. Böğrüdelik Köyüne Cambegli Aşireti yerleşir. Böğrüdelik 1928 yılında ilçe merkezi olur. Cihanbeyli de "Mürseli Efendi" Nahiyesi adını alarak bu ilçeye bağlanır. 1929 yılında Böğrüdelik'ten ilçelik kaldırılır, Mürseli Efendi Bucağı ilçe olur. Böğrüdelik'te bulunan Cambeyli Aşiretinin adına uygun olarak Mürseli Efendi adı Cihanbeyli'ye dönüştürülür. ÇUMRA Yüzölçümü km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım m. Çumra ilçesi 1926 yılında Atatürk'ün emri ile kurulmuştur. 1936 yılında Romanya ve Bulgaristan'dan gelen göçmenler İlçeye yerleştirilmiştir. İlçenin doğusunda Karaman ili, batısında Akören İlçesi, kuzeyinde Karatay, Karapınar ilçeleri, güneyinde Güneysınır İlçeleri ile çevrilidir. İlçe ova üzerine kurulmuştur. Ancak çok az sayıdaki köyü dağlık arazidedir. Apa Köyü ile Dinek Kasabalarında ormanlık alanlar mevcuttur. İlçenin kuzey, güney ve doğusu verimli tarım alanlarıyla kaplıdır. İlçenin tek akarsuyu Çarşamba Çayı olup, sulama amaçlı kullanılmaktadır. DERBENT Yüzölçümü 442 km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım 1480 m. ait Osmanlı belgelerine göre Derbent'in eski adı Tatlarhisarı'dır. Tatlarhisarı Derbent'in kuzeyinde küçük bir köyün adıdır. Konya Salnamelerinde 1880 den sonra Derbent'i kayıtlı görüyoruz. Bu tarihte Derbent'te bir medrese bulunduğu, medresenin 40 talebesi olduğu kayıtlıdır. DEREBUCAK Yüzölçümü 483 km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım 1235 m. İlçenin kuruluşu 1200-1300 yılları arasına kadar uzanmaktadır. Önceleri Antalya ile Akseki ilçesine bağlanmış, 1900 yılında Akseki'den ayrılarak Seydişehir İlçemize bağlanmış. 1967 yılında belediye teşkilatı kurularak Beyşehir'e bağlı hale getirilmiştir. 1987 yılında kabul edilen "103 ilçe Kurulması Hakkında Kanun" ile ilçe olmuş Ağustos 1998 de fiilen ilçelik hüviyetini kazanmıştır. DOĞANHİSAR Yüzölçümü 428 km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım m. Doğanhisar 500 yıllarında Metyos Meteos adıyla kurulmuştur. 395 yılında Bizans İmparatorluğunun eline geçmiş, 704-708 yıllarında Emevi ve Abbasi ordularının taarruzlarına uğramıştır. Bu savaşlarda şehit olan Seyit Ahmet'in mezarı şehrin Kızılışık Mevkiinde bulunmaktadır. 1071 Malazgirt Savaşını müteakip Selçukluların batıya yayılışları sırasında 1100 yılında Doğanhisar Türk hakimiyetine geçmiştir. Şehrin adı Selçukluların arması olan doğan kuşuna izafeten "Doğankalesi" olarak değişmiştir. Daha sonra Doğanhisar adını almıştır. EMİRGAZİ Yüzölçümü 829 km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım 962 m. İlçemiz Emirgazi tarihinin Hititlere kadar dayandığı, eski Kışla Dikilitaş-Yukarıkışla ve Arısama Belkaya da yapılan kazılarda bulunan tabletlerden anlaşılmaktadır. Hititlerden kalma Eski Kışla diye adlandırılan yerleşim merkezi üzerinde bulunan Kale ve Yeraltı şehrinden Romalılar ve Bizanslılar faydalanmışlardır. Rivayetlere göre bu yerleşim merkezindeki ve Bağlıca Köyündeki halk 5 asır kadar önce dağlara bir kısmı Arısama Dağındaki Kale'ye, bir kısmı da şimdiki Emirgazi'nin kurulu olduğu yere yerleşmişlerdir. EREĞLİ Yüzölçümü 2189 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakımı 1050 m. Ereğli ülkemizde 15 ayrı yerleşim yerinin adı olarak kullanılmaktadır. Bunların en tanınmış olanlarından biri Konya Ereğli'dir. Adı, Kibistra, Cybistra, Kybetra olarak anılan Ereğli ilçesinin kurulduğu yöreye zaman içinde Tuvana, Tihana, Tuvanuva isimleri de verilmiştir. Hitit, Asır, Eski Yunan, Pers, Makedonya, Roma ve Bizans'a bağlı olan Ereğli, Selçuklu döneminde uzun süren barış ortamına kavuşmuş Karamanoğulları devrinde ise Mamur Yazlık belde olarak kullanılmıştır. Yıldırım Beyazıt devrinde Osmanlı Devletine bağlanan Ereğli'de kesin Osmanlı egemenliği Fatih Sultan Mehmet Devrinde sağlanmıştır. GÜNEYSINIR Yüz ölçümü 395 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1100 m. Halk arasında "Güdelesin" adıyla tanınan höyükte ve çevresindeki bazı köylerimizde topraktan yapılmış çanak, çömlek ve madenden yapılmış eserler bulunması Güneysınır ve çevresinin tarih öncesi devirlerden bu yana iskân yeri olarak kullanıldığının delili olmaktadır. Daha önce Bozkır'a bağlı olan İlçemiz 1955 yılında Çumra'ya ait Karasınır ve Güneybağ Elmasun kasabaları haline getirilmiştir. Bu iki kasaba 9 Mayıs 1990 tarihinde birleştirilerek Güneysınır İlçesi'ni oluşturmuşlar, Güneybağ ve Karasınır ise İlçenin iki mahallesini oluşturmuştur. HADİM Yüzölçümü 921 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1495 m. İlçemiz Hadim, Akdeniz kıyı şeridi ile Konya Ovasını birbirinden ayıran Batı Toros sıra dağlarının doğu kısmında Taşeli Platosunun tepeleri arasındaki dar vadiler üzerinde kurulmuş bir ilçedir. İlçe merkezinin tarihi antik dönemlere kadar uzanır. Çevresinde Bizans ve Roma dönemlerine ait birçok yerleşim kalıntıları mevcuttur. HALKAPINAR Yüzölçümü 483 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1150 m. Halkapınar, Anadolu'nun en eski yerleşim yerleri arasındadır. Hitit Şehir Devletlerinden Tuvana Krallığı merkezi Aydınkent olmak üzere 1200 yılları arasında Halkapınar'a hâkim olmuştur. Bu krallıktan günümüze Aydınkent köyünde bulunan Kral Warpalavas'a ait İvriz Kaya Kabartması ulaşmıştır. Halkapınar'ın Aydınkent köyünde bulunan İvriz Kaya Kabartması dünyanın en eski ziraat anıtlarından birisidir. Anıtın tarihi özelliği çevresinin doğal güzelliği ile birleşince Aydınkent köyü yerli-yabancı birçok turistin uğrak yeri olmaktadır. HÜYÜK Yüzölçümü 448 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1245 m Hüyük'ün tarihi 2000 yıllarında Hititlerle başlamaktadır. Hüyük ilçesi Akdeniz bölgesinin Göller Yöresinde bulunmaktadır. Konya'nın 85 km. batısında bulunan Hüyük, kuzeyinde Doğanhisar ve Şarkikaraağaç, güneyinde ise Beyşehir ilçeleriyle çevrelenmektedir. İlçenin kuzey ve doğusu Sultan Dağları'nın uzantısı olan ve ortalama yüksekliği 1500-2000 m'lik dağlarla kaplıdır. Batı'da dalgalı arazi bulurken, güney ve güneybatısı Beyşehir Gölü'ne kadar düzlüklerden oluşmaktadır. Başlıca Dağları; Kafa Dağı 2113 m Akdağ 1430 m Yıldız Dağları 1583 m ve Oluk Dağı 1828 m' dır. Akarsu açısından oldukça zengin olan Hüyük' te, Yenice, Eflatun Pınarı, Ozan, Pınarbaşı ve İlmen dereleri sularını Beyşehir'e boşaltmakta ve yaz aylarında tamamen kurumaktadır. ILGIN Yüzölçümü 1394 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1092 m. Ilgın; günümüzden 3500 yıl önce yılları arasında şimdiki iskan yerinin 25 km kuzey doğusunda Hititler tarafından "Yalburt" adıyla büyük bir şehir devleti olarak kurulmuştur. Ilgın, Doğu'da Kadınhanı, Batı'da Doğanhisar, Akşehir, Tuzlukçu Güney'de Hüyük, Beyşehir, Selçuklu, Derbent ve kuzeyde Yunak ilçelerimizle çevrilmiştir. Ilgın'ın kuzey ve batı yönlerini çıplak dağlar, güney yönlerini ise meşelerle örtülü yer yer çam ormanlarıyla kaplı daha yüksek dağlar çevirir. İlçe merkezi düz bir alanda verimli topraklar üzerine kurulmuş günden güne büyüyüp gelişmektedir. KADINHANI Yüzölçümü 389 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1030 m. Kadınhanı ilçesi, Konya'nın batısında Konya-Afyon karayolu üzerindedir. İlçenin doğusunda Sarayönü ilçesi, güneyinde Selçuklu ve Derbent, batısında Ilgın ve Yunak ilçeleri kuzeyde Yunak ilçesi bulunmaktadır. İlçenin güneyi dağlık Sultandağları, kuzeyi ovalıktır. İlçemiz sınırları içerisinde ve 5 göz adında Sarayönü ilçesi topraklarında çıkan ve ilçemiz Kökez köyünün tarımsal amaçla kullanıldığı, derecik şeklinde 2 yer üstü suyu bulunmaktadır. Ayrıca Ilgın ilçesi Çavuşcu gölünden, kanallarla gelen sulama suyuyla Atlantı Kasabasında yaklaşık 96000 dekar alanı sulamaktadır. KARAPINAR Yüzölçümü 3030 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 995 m. Karapınar 1868 yılında ilçe olurken 1882'de ise Belediye teşkilatı kurulmuştur. Sultanın ismi 1934 yılında Karapınar olarak değiştirilmiştir. İlçemiz, killi, kumlu geniş topraklarla kaplıdır. Güneydoğuda Volkanik bir dağ olan Karacadağ ve güneybatıda geniş bozkırlar, krater gölleri obruklar görülmektedir. İlçemizde ilginç görünümler taşıyan Acıgöl, Meke, Meyil, Cıralı ve Obruk gibi Krakter gölleri bulunmaktadır. İlçemizde Meyil, Çıralı, Acıgöl ve Meke Tuzlası gölleri mevcuttur. KARATAY Yüzölçümü 1978 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1016 m. İlçemizin kuruluşu her ne kadar Konya'nın büyükşehir olması ile gerçekleşmiş ise de tarihi ve sosyal yapı itibariyle en eski ilçelerimizden biridir. İlçenin kuruluşu Prehistorik döneme kadar uzanır. Tarihi yapılaşma daha çok Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerinin karakteristiğini gösterir. Karatay Medresesi, Şerafettin Camii ve yol güzergâhında yer alan hanlar ve kervansaraylarda bu özellik kendini göstermektedir. KULU Yüzölçümü 1521 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 989 m. Kulu, klasik devirlerde drya harabeleri üzerinde kurulmuştur. İlçenin 300 yıllık bir geçmişi vardır. 1780 yılında Kulupoğlu Mustafa isminde birisi Afyon dolaylarından gelerek Kulu'nun şimdiki bulunduğu yere yerleşmişlerdir. Aşiret beyinin isminin Kulupoğlu Mustafa Kulu Beyi olmasından ötürü ilçenin ismi kesinlik kazanmıştır. Kulu, 1926 yılında bucak, 1954 yılında ilçe olmuştur. Kulu İlçesi, doğusunda Batısında Cihanbeyli-Haymana, Kuzeyinde Ankara ve Haymana, Güneyinde ise Cihanbeyli ve Tuzgölü ile çevrilidir. MERAM Yüzölçümü 1949 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1016 m. Sözlüklerde, “İstek, amaç, gaye, maksat" anlamına geldiğinden bahsedilen "MERAM" kelimesi, Konya ilinin 3 merkez ilçesinden biridir. Atasözleri arasında "Meramın elinden bir şey kurtulmaz" olarak yer alırken deyimlerde "Meramını anlatmak, merak etmek" şeklinde geçmekte; bunlar da " isteğini, derdini anlatmak, üstüne düşmek, yapmak istemek" anlamlarına gelmektedir. eram ilçesi günü kabul edilen Kanun gereği Konya il Merkezinin Büyükşehir hüviyetine kavuşturulmasıyla kurulmuştur. Meram ilçesi kuruluş çalışmalarını tamamlayarak 08 Ağustos 1988 tarihinden itibaren hizmete başlamıştır. SARAYÖNÜ Yüzölçümü 1088 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1055 m. Sarayönü yerleşim alanında bulunan 4000 yıl kadar önce Hititler'in yaşadıkları bilinmektedir. Daha sonraları Frigyalıların ve Bizanslıların eline geçti. Selçuklular ve Osmanlılar zamanında tamamen "Türk Yurdu" oldu. Kuruluş hakkındaki tarihi bilgilere göre Sarayönü'nün güney batısında bulunan Saiteli ile güneyindeki Ladik Dağlarının eteğinde kurulmuş olan Bozok Öziçi ili adı ile bilinen iki kasaba halkının; oturdukları yerler Haçlı ordusunun geçiş yolu üzerinde olmasından bu ordunun yağmasından kurtulmak istediler. Bu sebeple inlerin bulunduğu, bugünkü Yukarı Mahalle denilen yere göç ettiler. İşte bu yüzden kasabalarından göç edip inlere yerleşenler Sarayönü'nün kuruluşunda öncü olmuşlardır. SELÇUKLU Yüzölçümü 2056 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1016 m Selçuklunun tarihi geçmişi, kültür, sanat, eğitim, bilim ve askeri hayatı Konya'dan ayrı düşünülemez. Tarihi Konya ile 20. Yüzyıl Konya'sının sentezi olan Selçuklu; Anadolu Selçuklularına başkentlik yapmış, bağrında Sultanlar yetiştirmiş, hâkimiyetini 6 asır sürdürecek Osmanlı Devleti'ne kılavuzluk ve beşiklik yapmış şerefli bir maziye ve tarihe sahiptir. Konya bir göl tabanı olan ovanın tabanında kurulmuştur. Hemen batısında Takkeli ve Loras Dağları yükselmektedir. En önemli akarsuyu, Meram Deresi'nden gelip yazın Konya bağ ve bahçelerini sulayan, kışın doğudaki Aslım bataklığına dökülen Meram Çayı'dır. Konya kurak bir iklime sahip olup yazın çok sıcak geçerdi. Bu sebeple geceleri damlarda yatılırdı. Kışın kar, ilkbaharda bol yağmur yağar. Yağış ortalaması çevre illere göre daha düşüktür. Bununla birlikte kurak geçmeyen yıllarda, ziraat için yeterli olmaktadır. SEYDİŞEHİR Yüzölçümü 2207 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1150 m. 1970 yılında yapılan kazılarda İlçemiz Bostandere kasabası yakınlarında Roma devri amfi tiyatrosu kalıntıları ortaya çıkmıştır. Seydişehir'in Horasanlı Seyit Harun Veli Hazretlerinin gelip konaklaması ile takriben 1310 yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir. Beyşehir'de konuşlanmış olan Eşrefoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devletinin bir parçası olarak, Seydişehir bölgesini de kapsayacak şekilde 1327 Moğol istilasına kadar hayatiyetini sürdürmüştür. İlçenin güneyinde uzanan Toros Dağları silsilesinde yaban domuzu, yaban keçisi, tavşan ve keklik gibi av hayvanları barınmaktadır. "Yaban Hayvanları ve Yaban Hayatını Koruma Sahaları" olarak belirlenen Bulamaç Kazanı Elmasut Yaylası, Keçili Köyü, Mortaş, Susuzşahap Yaylası, Gölyeri Mevkii, Karakışla Yaylası, Alacabel, Çatal oluk Çeşmesi, Elmalı Yaylası, Giden gelmez Dağı yörelerde kontrollü olarak av turizmi yapılmaktadır. TAŞKENT Yüzölçümü 468 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1460 m. Taşkent, Orta Toroslar Taşeli Platosunda, Göksu vadisi kanyonları üzerinde yer alan küçük, ama şirin bir ilçemizdir. Tarihi kayıtlarda "Komesettin İli" olarak anılan Ermenek civarının 1227-1228 yıllarında Karamanoğulları'nın yerleşimine açılması ile yöredeki Türkmenler daha rahat hareket eder duruma gelişmişlerdir. Toros dağlarında kalan Ermenilerin Kilikyada Çukurova toplamaya başlamaları ile doğan boşluk Türkmen boylarından özellikle Avşar, Çetmi, Köseliler vb. boylarının yöreye iskânı ile doldurulmaya başlamıştır. TUZLUKÇU Yüzölçümü 589 km2 Nüfusu İlçe merkezi Köyler Rakım 1000 m. İbrahim Hakkı Konyalı'nın "Konya İli" adlı kitabında Kanuni Devri'nde Tuzlukçu'nun 15 hanelik bir oba olarak kurulduğu yazılmaktadır. Tuzlukçu halkının Doğanhisar Ketenli yaylasından gelerek yazla yakınlarında viran veya ören Tuzlukçu adı verilen mevkiinde konakladıkları, daha sonraları bilinmeyen nedenlerle buradan göç ederek bugünkü yukarıda mahallede bulunan Hüyük ismi verilen tepenin çevresinde yerleştikleri anlaşılmaktadır. YALIHÜYÜK Yüzölçümü 81 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler 235 Rakım 1002 m. Yalıhüyük, Bozkır İlçesinin bir kasabası iken 1990 yılında İlçe hüviyeti kazanmıştır. Tarihi, çevre ilçeler ve Konya Tarihi ile ortak özelliklere sahiptir. Yaklaşık 200 yıl öncesi toprak kayması görülmesi üzerine Suğla Gölü yakınına taşındığı bilinmektedir. Yeni yerleşim yerinin seçilmesinde Suğla Gölü alanının daralması ve gölden daha fazla yararlanma arzusunun dikkate alındığı ifade edilmektedir. Kuzeyde Seydişehir, güneyde Ahırlı, batıda Akseki ve doğuda Bozkır İlçeleriyle çevrelenmiş olan Yalıhüyük engebesiz bir alanda kurulmuştur. Suğla Gölü'nün hemen yanında yer alan Yalıhüyük'te hayat göl sularının çekilmesiyle ortaya çıkan verimli arazilerde yapılan tarım faaliyetleriyle devam etmektedir. Yalıhüyük'ün güneybatısında bulunan Toros Dağları’ndaki gölcük yaylası, her yıl yaylacılık merkezi olarak kullanılmaktadır. İlçe merkezinde Belediye teşkilatı 1972 yılında kurulmuştur. Arasöğüt ve Saray köyleri ile Mutlu yaylası Yalıhüyük'e bağlı yerleşim yerleridir. YUNAK Yüzölçümü 3001 km2 Nüfusu İlçe Merkezi Köyler Rakım 1150 m. Yunak pek çok medeniyetin uğrak yeri olmuş ilçelerimizdendir. Lidya devletinin Kral Yolu Altın Yolu Yunak İlçemizden geçmektedir. Sivrihisar'a bağlı Ballıhisar'daki yol kalıntıları kral yolu konusunda bilgi vermektedir. Yunak ve çevresinin ormanlarda kapalı olduğu ve yaygın olarak bağcılık yapıldığı, günümüzde ele geçirilen buluntulardan anlaşılmaktadır. İlçe Merkezinde Mağara ve sığınaklar ile sur kalıntıları, Turgut Kasabası Miskamit şehir Harabeleri, Harunlar köyündeki kale yıkıntıları, Hursunlu köyü Taşkınlar yaylasındaki kale ve içindeki şehir harabeleri, Piribeyli Kasabasının Samıt ve Kapaklı mevkiindeki Pissiya şehri kalıntısı, aynı yerin Malçıskan mevkiindeki yığma höyük ve Lahid kalıntıları, yine Karagöz Ağılı Mevkiindeki kilise ve şehir harabeleri buranın tarihi ve turistik yerleri olarak tanınmaktadır.
küçük konya olarak bilinen yer